Doç. Dr. Ömer Akdağ
Doç. Dr. Ömer Akdağ “Helal”…

“Helal”…

Ahmet Davutoğlu “hakkınızı helal edin” demişti ya.

Demeseydi ne yazardı?

Nezaket göstermiş “hakkınızı helal edin” demiş.

Gerçi nezaket hususunda hayli acemi siyasiler var memleketimizde.

Ama olsun Türkiye’de siyasete seviye gelmesi gerekiyordu. Davutoğlu bu vadide katkıda bulunmuştur. Ümit ederiz devam eder.

Hangi siyasi partiye mensup olursanız olunuz, seviyeye muhtaç bir vaziyetteyiz.

Siyasilerimiz Türk milletinin kök değerlerine dikkate alarak irtifa kaydetmesi gerekiyor.

Milletçe tekrar dirilişe ihtiyacımız vardır.

Artık, içki masalarından ülkenin idare edilmemesi gerektiğinin farkında olmaya başladık ve bu artarak devam etmelidir.

Türkiye sarhoşlar ve ayyaşlar ülkesi değildir ve olamaz.

Türk milleti sadece Müslüman değildir. Milletimiz aynı zamanda İslam’ın şerefli bir temsilcisiydi ve aynı ümit devam ediyor Türklük ve İslam dünyasında.

"SUİKAST"

Can Dündar'a "saldıran" kişinin sakalı yoktu.

"Saldırırken" tekbir de getirmedi.

Ama bıyıkları vardı "saldırganın"...

Meşhur gazetecimiz Can Dündar kendisini "savundu".  "Suikastçı" silahını yere doğru doğrultarak ateş ettiği sırada.  Gazeteci Can Dündar, yanında bulunan kameramanın arkasına saklanarak savundu kendisini.

Bir televizyoncuyu "siper" ederek.

Ve Mustafam filminin büyük senaristi Can Dündar "suikasttan" dakikalar sonra matbuata konuştu ve dedi ki;

"Benim en büyük koruyucum eşimdir".

Efkâr-ı umumi yeni bir "suikasta" şahit oldu, 2016 yılında.

1926 yılında İzmir'de meydana gelen bir başka "suikast" teşebbüsünden sonra.

REFİK

Siyasi nezaketi ve mücehhez kültürüyle müstesna bir mevcudiyet teşkil ederek Müslüman Türk duruşuyla sadaret makamını elinin tersiyle iten sayın Ahmet Davutoğlu "refik" kavramını kullanınca milyonlarca tıklama olmuş googleda....

Güzel bir inkişaftır bu....

Tıpkı “istikşafi” kavramı gibi…

Bir taraftan siyasi nezaket sahibini tanımış olurken diğer taraftan lügat bilgilerimizi de tezyit etmiş oluyoruz milletçe (yığınlarca değil !)....

İşte meziyet budur.

Devlet adamı o dur ki, kadehini millete karşı kaldırarak "ey ahalî, buna rakı derler. Şerefe" şeklinde değil, Türk milletinin kök değerlerini hem davranış hem de lisanıyla hatırlatan şahsiyettir lider...... Lider göze girmekle kalmaz gönüllere de girer.  "Refik" kelimesini herhalde milyonlarca insanımız "hatırlamıştır". "Öğrenmiştir" diyemem, “hatırlamıştır”.

Zira atalarımız bu kelimeyi yüzlerce yıl kullanmıştı.

Google ne yazıyor bilemem ama benim bildiklerim şöyledir.

Öncelikle ifade etmeliyim ki, "refik" kelimesini farkında olmadan sıkça kullanırız.. Mesela hastahanelerde "refakatçı" olmuşuzdur herhalde.

İşte "refakatçı" kelimesiyle aynı kökten gelir "refik" kelimesi.

Çevrenizde yüzlerce isim vardır "refik" diye.

"Önce refik sonra tarık" demiş atalarımız. Yani “önce yoldaş sonra yol”..

"Refik" arkadaş demektir.

Sayın Başbakan önceki genel seçimlerinde efkar-ı umumiyeye bir kelime daha hatırlatmıştı yukarıda ifade ettiğimiz gibi: "istikşafi" ....

"Keşfetmek", "kâşif", kelimeleriyle akraba olan bu kelimeyi bize tahattur (hatırlatan) ettiren sayın başbakanımıza müteşekkiriz.

1932 yılında Türk milletinin yüzlerce yıl kullanmakta olduğu ve lisanımıza kazandığımız, "fethedilmiş" kelimeler olarak güzel Türkçemize dahil olmuş binlerce kelimeyi mahveden dönemin yönetiminin (tek parti yönetimi) günümüzdeki uzantılarına "refik" ve "istikşafi" gibi kavramları hatırlatması takdire şayandır.

Müteşekkiriz size Sayın Davutoğlu,

Bu ülke bizim. Herkes "refikimiz" olsun isteriz. "Refik" olursa yol alınır. Selam olsun "refiklere".

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04