Ramazan Yaşar
Ramazan Yaşar HDP MECLİS’TEN NEDEN KAÇIYOR?

HDP MECLİS’TEN NEDEN KAÇIYOR?

HDP’nin barajı geçemeyeceğini herkes gibi partinin yöneticileri de biliyor. Bu tartışmada cevap verilmesi gereken birçok soru var. Ancak işin özünü oluşturan soruları sorup, cevaplarını bulmak daha verimli olacaktır. Öcalan’ın bu konudaki görüşü nedir, çözüm sürecinde sona yaklaşılırken, HDP’nin mecliste olması hayatiyken, HDP mecliste olmama kartını neden masaya sürüyor? HDP barajı aşmak için kimden oy alacaktır, bu aklı HDP’ye kim veriyor?

Bu sorulara vereceğimiz cevaplar, tartışmanın özünü yakalamamıza yeter. Öncelikle bu aklı verenleri ikiye ayıralım. İçerdekiler ve dışardakiler. ABD ve Almanya başta olmak üzere kağıt üstünde Türkiye’nin müttefiki olan batılı ülkeler dışarıdan akıl verenler. İçerdense, TÜSİAD’la temsil edilen Türkiye’nin kanını emmeye alışmış sermaye ve medya grupları ile Paralel Yapı HDP’yi Meclis dışına çekmek istiyor.

HDP çizgisinde bu güne kadar 7 parti kuruldu. Hepsi %10 barajıyla seçim yaşadılar. Meclise girmek için de hepsi bağımsız adaylarla barajı aştılar veya aşmayı denediler. 2011 seçiminde de bağımsız adaylarla seçime girdiler ve bugün meclisteler. %6.5 oy alan HDP çizgisi, Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı %9 oyun heyecanına kapılmış anlaşılan. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığı %3 oy farkı CHP’nin Ekmeleddin’e tepki gösteren oylarıydı.

HDP’nin bu kararını değiştirebilecek tek isim olan Öcalan’dan gelen haberleler de ilginç. Al Jazeera Türk’ün haberine göre, Öcalan İmralı heyetine, HDP’nin parti olarak seçime girme kararını desteklediğini söyledi. Öcalan, %10 seçim barajıyla ilgili; “Bütün toplumsal muhalefet alanlarını ve onların temsiliyetini gözettiğiniz zaman %10 değil, çok daha fazlasını almak mümkün.”

Öcalan ve HDP’nin “tüm toplumsal muhalefetten” asıl kastettikleri Dindar Kürtlerdir. CHP’nin elinden alamadıkları ulusalcı-Kemalist küçük bir grup Alevi dışında diğerlerinin HDP’ye oy vermeme gibi bir sorunları yok. Ancak bu kesimin oylarının barajı aşmada önemli bir katkıları olmayacak. Barajı aşmada HDP’nin önünü açacak tek alternatif Dindar Kürtlerin oylarıdır. DTK, bunun için yakın zamanda “İslam çalıştayı” düzenledi. Partinin önemli isimleri ve sözcüleri, kamuoyunun dindar bildiği önemli isimleri HDP listesinden aday göstereceklerini açıklıyorlar. Hatta 1-2 kişi değil, daha fazla isimle bu kesimin temsil edileceğini söylüyorlar.

Bu çalışma ve açıklamalar Dindar Kürtleri etkileyecektir. Ancak HDP’nin beklediği etkiyi oluşturmaz. Bir taraftan dindar Kürtlerin oylarını almak için yaklaşılırken, diğer taraftan da önce Batman’da, bir iki gün önce de Diyarbakır’da HDP’li Belediyelerin organize ettiği etkinliklerde “çarşaf giydirilmiş kadınları zincire vurarak” sergileyenlere Kürt dindarlarının pek inanacağını zannetmiyorum. Ama hedef kitlelerini belirlemiş ve çalışıyorlar. Her çalışmanın sonunda da belli oranda insanı ikna ediyorlar.

Burada önemli olan Dindar Kürtlerin oylarını blok olarak alan AK Parti’nin ne yapacağıdır. HDP’nin çalışma ve yaklaşımını samimi bulmasalar da AK Parti’ye oy veren Kürtler, kendi partilerinin ne yaptığına göre oylarının rengini değiştirebilirler.

Yazının başındaki sorumuza dönersek, HDP kendi meclisini kurmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelmek istemiyor. Bu kadar açık ve net. İşte o zaman “Yeni Türkiye’ye” biçilen kefeni göreceğiz. HDP, PKK, ABD, AB, İsrail ve Pararlel Yapı ile yürütülen savaşın boyutu o zaman değişecek. Size tavsiyem, ülkenizin yanında durmanızdır. Ülkenizi ve haklarınızı kim savunuyorsa ona oy verin, ona destek olun. Bu savaşı kazanmamızın başka yolu yok.

Kendilerine bu aklı verenlerin seçim sonunda HDP’nin meclis dışında kalmasıyla beklediği sonuçla, Öcalan’ın beklediği sonucun örtüşmemesini umuyorum. Eğer beklentiler örtüşüyorsa, çözüm süreci yeni bir tehlike ve yeni bir oyunla karşı karşıya demektir. Öcalan’ın bu oyunun parçası olması ve meclis dışında kalmayla bağlı olarak yaşanabilecek şiddet olayları Öcalan’ı, Devlet nezdinde aktör olmaktan çıkarır.

HDP Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik’in BBC'ye yaptığı açıklama tüm oyunu özetliyor aslında, “Daha güçlü Meclis'e gelip, çözümü dayatan bir noktaya gelmek istiyoruz. 35 yerine 70 milletvekiliyle temsil gücünün avantajlarını arkamıza almak istiyoruz. Ola ki, barajı aşamazsak seçimin meşruiyeti kalmaz. Sokağın meşruiyetine dayalı siyaset yürüttüğümüzde çok daha etkili oluruz...”

Allah’tan Kürtlerin ekseriyeti HDP gibi düşünmüyor…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Yaşar Arşivi