Gerçek düşmana odaklanma zamanı
İsrail’in Gazze ile başladığı alçakça yıkım hareketi Gazze’de bitecek sanan var mı aramızda?
Mevzu orada yaşayan yüzbinlerce Müslüman ölünce bitecek diye düşünen var mı?
İslam dünyasının sessizliği eğer böyle düşündükleri içinse vay halimize…
Mevzuyu bugün için Hamas’la mücadele ediyorlara indirgeyen tuhaf tipler var birde. İsrail’in alçaklığını teröristliğini savunmaya çalışan tuhaf insancıklar var. Bugün Hamas diyerek sivilleri katlediyor İsrail yarın da Hizbullah diyerek yapacak bunu.
Adamlar daha anaokullarından itibaren tüm vatandaşlarına bize vadedilen toprakları ele geçireceğiz, bizden olmayan herkes ölümü hak ediyor, bilincini aşılıyorlar.
Ölüm saçtıkları sokaklarda dans edip cesetlerle dalga geçebilecek kadar aşağılık olmaları sonradan kazandıkları bir özellik değil emin olalım. Fıtratlarında alçaklık var.
Birçok batı ülkesi bile bu vahşete “artık yeter” derken bizim içimizde maalesef hala İsrail seviciler olması bize bir kez daha Cemil Meriç üstadın sözlerinin doğruluğunu gösteriyor… Ne diyordu üstat; “Haçlı seferlerinin en büyük zaferi tarih kitaplarımızdır.”
Asırlarca savaştığımız bizi işgal etmek isteyen ellerine geçen her fırsatta bize zulüm eden batılı ülkelerin hiçbirine kin duymazken, asırlarca birlikte yaşadığımız, aynı dine inandığımız, Trablus’ta, Yemen’de, Çanakkale’de birlikte omuz omuza savaştığımız, birkaç aşiret ihaneti dışında millet olarak bizle sorunu olmayan Arap milletine bu kadar nasıl düşman olabildik? Bize Araplar bizi arkamızdan vurdu diye öğretilen tarih, Araplara da bir asırdır Türkler sizi sömürdü diye öğretiliyor. Akıllanmazsak ne bizim Türk olmamız ne de onların Arap olmaları batının umurunda değil. Bizi bir potada eritirler.
Gerçek düşmana odaklanmanın zamanı gelmedi mi?
Gazze’den sonra sırada Lübnan var orda da Hizbullah’ı bahane edecekler. Sonra Suriye’ye gelecek sıra.
Esad’ın “Türkiye ile normalleşmeye kapalı değilim” mesajı yaklaşan sıkıntılı günlerin farkına vardığını gösteriyor.
Güneyimizde kurmak istedikleri paravan devlet aslında ilerde ilhak edecekleri sonrasında da bizim topraklarımıza göz dikecekleri oyunun piyonu.
Şimdiden bu satranç tahtasını kafalarına çalmamız lazım.
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Dışişleri Bakanımızın açıklamaları da gösteriyor ki Türkiye her senaryoya hazır. Zaman bize tarihin yüklediği misyonu yeniden üstlenme zamanı.
Rabbim birliğimizi dirliğimizi bozmasın…