Necmettin Şimşek
Necmettin Şimşek Geleneksel ve Yöresel

Geleneksel ve Yöresel

Bugün Ayasofya Camisi’nde cuma namazı kılınacak. Cuma namazında geçen haftanın bir değerlendirilmesi hutbe de yapılır. Hutbe, birilerine hitap etmek, bir şeyler söylemek demektir. Haftada bir gün bir mekânda toplanmış olan müminlerin başta dinî konular olmak üzere, onların hayatlarını kolaylaştıracak, ilişkilerini uyumlu hale getirecek her konuda aydınlatılması için hutbe bir vesile ve bir fırsattır. Hutbe esasen bu amacı gerçekleştirmek için düşünülmüştür; bu sebeple cemaatin bilip anladığı bir dille anlatılır.

***

TOGG

TOGG Türkiye Otomobil Girişim Grubu, geçen hafta sonunda fabrikanın temeli atıldı. Hayırlı uğurlu olsun. Bu aracın önünde ve arkasında büyük harflerle TOGG yazıyor. Halkımız doğallıkla bu ibareyi “marka” olarak algıladı. Genel müdür, “TOGG kelimesini vatandaş sevdi, belki de marka bu olacak” dedi.

***Konut ve Altın

Satışlar dipte olmasına karşılık fiyat artışı yönünde son 5 yılın en yükseğine çıkmıştı. Satış olmadan görünmez bir şey sanki fiyatları yükseltti. Satışlar % 23.1 ile yıllık artış ise konut fiyatlarının izlendiği 2010’dan beri en hızlı artış oldu. Temmuz sonuna doğru Türkiye’nin en büyük ve en hızlı faiz düşüşü başladı. Krediler yanında tasarruf tarafında yaşananlar da konut talebini besledi. Düşen oranlar üzerinden mevduat faizlerinin neti % 6.3’e indi. Mevcut enflasyonun yarısına denk gelen faiz oranları 1980 sonrasının en yüksek negatif faizi. Para ve tasarruf sahiplerinin bir kısmı, ilk kez yaşayacakları ve uzun süreceği anlaşılan negatif faizlerden kaçıp gayrimenkul piyasasına sığındı. Son bir yıllık ipotekli satış rakamı da yarım milyonu devirdi ve 516 bine çıktı.

Altının içinde bulunduğu yükseliş fiyatlardaki 4 yıllık gerilemenin ve düzeltmenin ardından Aralık 2015’te başladı. 5.5 yılda altın fiyatları 1.046 dolardan 1.866 dolara kadar yükseldi ve %78 prim yaptı.

Pandemi ile ortaya çıkartılan likiditenin ve desteklerin küresel krize göre daha büyük boyutlu olduğu biliniyor. Hemen geri çekilemeyeceği de tecrübeyle sabit.

***Ölümler sadece ölüm değildir.

Türkiye’deki kutuplaşmanın tarafları muhafazakârlar ve sekülerler gibi algı var. Bu algı sorunlu. Toplumu böyle ikiye bölmek yanlış. Hiçbir kesim homojen değil. Ülkemizdeki insanların bir kısmı dine belirli bir mesafe bırakarak yaşamak istiyorlar. Bu onların dinsiz olduğunu göstermiyor. Dinsiz olmak da pekâlâ mümkün ve bu konuda da bir sorun yok. Bir kısım vatandaş ise diniyle daha iç içe yaşamayı tercih ediyor.

Pandemi sürecinde yaşanılanlara alıştık gibi. Her gün ölen kişi sayısı aslında aileyi, apartmanı, sokağı, mahalleyi hatta ilçeyi bile etkilemeliydi. Ne çabuk kanıksar olduk.

Sonuç olarak;

2008'de 80, 2009'da 109, 2010'da 180, 2011'de 121, 2012'de 210, 2013'te 237, 2014'te 294 2015'te 303, 2016'da 328, 2017'de 409, 2018'de 440, 2019'da 474 olmak üzere toplam 3.185 kadın öldürülmüştür.

2019'da öldürülen 474 kadın cinayetinden 115'i şüpheli olarak kayıtlara geçmiş ve failleri bulunamamıştır.

KADIN Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav: “Türkiye’de 2012 yılında imzalanan bir İstanbul Sözleşmesi var. 6284 sayılı kanun şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması, bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Kadınlar için can simidi olarak gördüğümüz bu yasa layıkıyla uygulansın, erkek şiddeti azalsın mücadelesi verirken bir anda var olan yasanın kaldırılmasının tartışmaya açılması maalesef ‘cezasızlık’ kültürünü ve cinayetleri tetikliyor.”

Geleneksel ve yöresel davranmak kötü değildir. Kişilik oluşması için en önemli kriterlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi