Gazze’de Zulüm Bitmiyorsa Osmanlı’ya Muhtacız Demektir
İslam dünyasının İleri karakolu olan Gazze’de yıllardır bitmeyen ve İslam dünyasını sessizliğini tükeniş sanarak son yıllarda ise dozunu İyice arttırmış ve bütün dünyada emsali görülmemiş bir zulüm yaşanmaya devam etmektedir.
Gazze sadece Mülümanlar için değil, Hristiyanlar ve Yahudiler içinde aynı ehemniyet ve önem içerisindedir. Kudüs, 637 yılında, Halife Ömer döneminde, Bizans İmparatorluğu ile yapılan savaş sonucunda Müslüman Arapların eline geçti. 1099 yılında, I. Haçlı Seferi sırasında bu kez Hristiyanlar şehri ele geçirdiler ve bu bölgelerde Kudüs Krallığı başta olmak üzere pek çok devlet kurdular.
1187 yılında, Selahaddin Eyyubi öncülüğünde gerçekleşen Hıttin Muharebesi ile şehir, 88 yıllık bir aranın ardından tekrar Müslümanların hâkimiyetine geçti. Sonrasında da Türk kontrollerine geçti. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Birleşik Krallık kontrolüne geçti. Birleşik Krallık çekildikten sonra Müslümanlar ve Yahudiler arasında sorunlara neden oldu. Günümüzde Kudüs’ün statüsü, İsrail-Filistin çatışmasının en önemli sorunlarından biri olarak kendisini göstermektedir.
Osmanlı Gazze İçin Üç Muharebe Yaptı
Osmanlı ordusu 26 Mart-7 Kasım 1917 tarihleri arasında Gazze önlerinde İngilizlerle üç muharebe yaptı. Birinci ve İkinci Gazze muharebelerini kazanmamıza karşılık Üçüncü Gazze Muharebesi’ni kaybettik. Gazze’nin düşmesi, Kudüs’ün ve Filistin’in bir kısmının işgal edilmesiyle sonuçlandı.
Osmanlı Devleti Gazze müdaafası için 3 Muhabrebe gertçekleştirmiş ve İKİSİNİ kazanmıştır. 1. Dünya Savaşında ise bazı sıtratejik hatalar ve Paşalar arasında ki anlaşmalar yüzünden kayberek Gazze’nin İngiliz Hakimiyetine geçmesine sebep oldu.
Osmanlı ordusu 26 Mart-7 Kasım 1917 tarihleri arasında Gazze önlerinde İngilizlerle üç muharebe yaptı. Birinci ve İkinci Gazze muharebelerini kazanmamıza karşılık Üçüncü Gazze Muharebesi’ni kaybettik. Gazze’nin düşmesi, Kudüs’ün ve Filistin’in bir kısmının işgal edilmesiyle sonuçlandı.
Üstelik Tarih bize 100 yıllardır gösterdi ki “Gazze Ne Zaman Mağlup Olsa Filistini Kaybettik.”
Gazze Osmanlı Devletinin Hakimiyetinde Yaşadığı 400 Yıl boyunca Evliya Çelebi’nin de Seyahatname’sinde de aktardığı gibi her zaman barış sükunet ve refah içerisinde yaşamıştır.
Hz. Muhammed’in Dedesinin Kabri’de Gazze’de
Gazze, Bizans hâkimiyetinde iken önemli bir ticaret merkezi ve bu arada Mekke'den gelen tüccarların da uğrak noktası idi. Mekkeli tüccar kafileleriyle Suriye'ye ticarete giden Peygamberimizin büyük dedesi Abdümenaf oğlu Haşim, Gazze'de vefat etmiştir. Mezarının burada yer alması sebebiyle şehre "Gazzetü Haşim" denildi.
Gazze'de daha sonra Hazreti Haşim'in mezarının bulunduğu yere Memlükler döneminde bir cami ve türbe yaptırıldı. Seyyid Haşim Camii denilen mescit Osmanlı döneminde Sultan Abdülmecid tarafından büyük bir tamirattan geçirildi. Daha sonraki dönemlerde de değişik tarihlerde caminin yeni tamiratları yapıldı..
Hz. Haşim’in Kabri
Gaaze’de yaşanan zulüm görmezden gelinmemeli ve İslam Dünyasının sessizliğinden bazı Emperyalist Ülkelerin şahsi ve menfi Politikaları için çocuk,kadın ve yaşlı demeden zalimce katledilmesine izin vermemeliyiz. Sözde dinlerinde ki Büyük Ortadoğu Planlarını gerçekleştirmek için hiç kimseyi dinlemeden müslümanlara bu yapılanları haklı görüyorlarken Tek Din İslam İnancının bulunduğu İslam Ülkeleri ve Müslümanlar sadece kınıyoruz demekle kalmamalıdır.
Az Biraz Tarih Bilen Sırada ki Hedefin Türkiye Toprakları olduğunu anlayabilir.