Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Eşler Arasında Sağlıklı İletişim ve Empati

Eşler Arasında Sağlıklı İletişim ve Empati

Aile hayatında hiçbir duygu ve yaşam tarzı ilk gün gibi gitmeyebilir.  Zaman içinde birçok iç ve dış sebeplerin etkisiyle aile hayatında duygular ve ilişkiler yıpranabilir. 

Evlilik hayatının ilk günlerinde duyulan mutluluk ve coşku, hayatın ileri safhalarında zayıfladığı olur. Bunu doğal karşılamak gerekir. Önemli olan zayıflayan ilişkileri koparmak değil, yeniden eşler arasında sağlıklı iletişim kanallarını açık bırakarak kuvvetlendirme yoluna gitmektir. Bunun yolu, kendimizi eşimizin yerine koymak ve aramızda sevgi ve adalet dilini hiç eksik etmemektir. 

Yüce Allah, her bireyi biricik, değerli ve farklı özellik ve güzelliklerde yaratmıştır.

 Her ne kadar evlilik bağı gibi birbirine kutsal bağla bağlı olunsa da, her bir eş birbirinden farklıdır. Aile içi konularda farklılığın oluştuğu yerde zıtlaşma ve inatlaşma yerine, karşılıklı anlayışı esas alıp, görüş ayrılıklarımızı değil, birlikteliklerimizi öne çıkartmak esas olmalıdır. Bu sebeple eşler bir birlerine karşı rahat bir şekilde içlerini açmalı, eleştiri ve tavsiyelerini yapmalıdırlar. İyi niyet ve yapıcılık sözkonusu olduktan sonra bu tür konuşmalar tıkanan yolları açmada önemli rol oynar. Elbette burada anahtar; monolog değil, diyalogtur. Eğer bu yöntem yoksa bunun adı taraflardan birine mobbing uygulamaktır.

 Günümüzde eşler arasında en büyük şikâyet konusu, sağlıklı iletişimin kurulamamasıdır. Türkçemizde bir söz var: “İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlarsa koklaşa koklaşa anlaşır.” Keşke meseleler bu sözde olduğu gibi konuşulsa, taraflar medeni ölçüler içerisinde birbirlerini dinleme ve anlama nezaketinde bulunsa, üçüncü kişilere laf düşmeyecektir. Aile gemisi de batmayacak ya da karaya oturmayacak istikbale doğru emin adımlarla yürüyüşüne devam edecektir. 

Nitelikli ve düzeyli beraberlikler, sağlıklı iletişim kurmanın bir başka yolunu oluşturur.  Eşler arasında sağlıklı iletişim kurmanın diğer bir yolu da evde işleri paylaşmaktır. Yerine göre koca, ev işlerinde eşine yardımcı olmalıdır. Birbirlerinin yaptıkları hizmetleri takdir etmeleridir. Bu tür ifadeler,  eşler arasında sevgi bağlarını güçlendirir.

Mutlu aile yapılarının devamı, eşlerin birbirlerine değer verdiklerini maddi ödüllerle de kanıtlamalarıdır. Bunun başında hediye almak gelir. Hediye, “bak beni düşünmüş” ya da beni “hatırlamış” diyebileceğimiz davranış tarzlarıdır. Hediye almak, değer verildiğinin ve sevildiğinin bir kanıtıdır. Onun için Hz. Peygamber (a.s): “Hediyeleşin ki birbirinize sevginiz artsın”  buyurmuştur. Unutmayalım ki insan, sevgi ve iyiliğin kölesidir. Hediye,  illa da eşin seveceği bir çiçek ya da eşya olmayabilir. Asıl hediye, insanın kendini ve varlığını hediye etmektir. Örneğin, eşin hastalığı sırasında yanında olmak, bir yakını vefat ettiğinde, acısını paylaşmak ona verilecek en büyük armağandır. Bütün burada sayılan hususlar, eşler arasında sağlıklı iletişim kurmanın yollarını açar.

  Cenab-ı Hak  ailede eşlerin  her birine anlayış, insaf, merhamet ve iyi niyet nasip etsin!..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Arşivi