Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Ekonominin şakası olmaz

Ekonominin şakası olmaz

Ekonomimizde yaşanılan durağanlaşma gittikçe belirgin olmaya başladı. Üstüne bir de bu durumu fırsata çevirmeye çalışan uyanıklarında devreye girmesiyle peş peşe zamlar gelmeye devam ediyor. Hükümetin bir şekilde kontrolü kaybetmeden bu duruma müdahale etmesi gerekiyor.

15 Temmuz darbe girişimi süreci, peşine Amerika’daki başkanlık seçiminin ardından yaşanılan belirsizlik ve son olarak Avrupa Birliği’nin müzakereleri geçici olarak tek taraflı dondurması zaten diken üstünde olan ekonomimizi daha da zor bir sürece soktu. Türkiye’yi asıl zorlayan döviz ve altının dünya piyasalarına göre daha fazla artışa uğraması oldu. Spekülasyonlarla ekonomide yaşanılan durgunluğun sanki büyük bir krizmiş gibi sunularak insanların kafalarının karıştırılması, belirsizliğin daha da artmasından başka bir şeye yaramıyor. Biraz parası olan yatırım yapmak yerine beklemeyi tercih edince de kaçınılmaz olarak sıcak para hareketliliği de azalıyor. Ülkemize diz çöktürmeye çalışan, kurdukları kumpaslarla bunu başaramayan kod adı Batı diyebileceğimiz şer odakları özellikle borsa üzerinden ülke ekonomisine her gün çeşitli oyunlar oynuyorlar. Bu yeni bir şey değil. Önemli olan bizim bu oyunlar karşısında almamız gereken önlemler.

Sokaktaki vatandaş borsa ile hisse senetleriyle fazla ilgilenmez. Küçük ölçekli yatırımcıdır. Genelde altın veya dolara yatırım yapar. Ekonominin kötüye gittiğini artan enflasyonla yani çarşıda pazarda yaşanılan zamla ölçer. Bir ay önce aldığı ayçiçeği yağına 3-4 lira birden zam gelmişse, toz şekerin kilo fiyatını artık takip edemiyorsa bir sıkıntı var demektir. Bu noktada hükümetin devreye girip, fırsatçıları sıkı bir şekilde denetleyerek keyfi zamların önüne geçmesi gerekiyor. Eğer işimiz serbest piyasa mantığına kalırsa çekeceğimiz var demektir. Sırf döviz fiyatları artıyor, akaryakıta zam geliyor diye ilgisi olsun ya da olmasın birçok alanda zamlar geliyor. İki gün sonra dolmuşa, ticari taksiye zam gelsin diye oda yöneticileri ağlamaya başlarsa şaşırmayın. Fiyatlara indirim geldiğinde indirime yanaşmazlar ama fiyatlar eski düzeyine geldiğinde her ne hikmetse zam isterler…

Ekonomimizdeki daralmanın olumlu yanları da olacaktır. Örneğin inşaat sektöründeki şişirilmiş, sırf talep var diye üç-dört yıl öncesine göre yüzde yüze yakın artan konut fiyatları, ev ve işyeri kiraları tekrar makul düzeye gelebilir. Ülkemizdeki ticarette insaf, ahlak gibi değerler bitme noktasına geldi. Fiyatlar belirlenirken mantıktan uzak, adeta tutturabildiğine bir satış anlayışı var. Kimse kusura bakmasın ama inşaat sektöründeki daralmaya üzülecek değiliz. Zaten bu daralmada sanal. 2-3 yıl öncesine göre kullanılan malzemeye, arsa fiyatlarına sanki yüzde yüz zam mı geldi de konut fiyatlarını bu kadar uçurdular. Hiç biri olmadı, talebi fazla görünce nasıl olsa istediğimiz fiyata satıyoruz diye kafalarına göre takıldılar. İnşallah şimdi ekonomideki durağanlaşma vesilesiyle akıllarını başlarına alıp fiyatları makul seviyelere çekerler. İnsanlarda bankaların kucağına oturmadan ev sahibi olabilirler.

Hükümet günlük polemikleri bir kenara bırakıp ekonomiye tekrar ağırlık vermeli. İstikrarın bozulması, hem ülkeye, hem de yöneticilere zarar verir. Elbette ortada 2001’deki gibi bir kriz yok, yine de gidişat çok iyi değil. İnsanlar ülkemiz üzerinde oynanan oyunun farkındalar ama eğer bıçak kemiğe dayanırsa birçok şey görmezden gelinir. Bu yüzden halkın sırtına daha fazla yük binmeden bir an önce kalkınma için yeni formüller bulunması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi