Necmettin Şimşek
Necmettin Şimşek Düzenleyici Dönüşüm Döngüsü

Düzenleyici Dönüşüm Döngüsü

Düzenleyici dönüşüm döngüsü, bir ailenin, şirketin, ülkenin değerlerinin ve diğer kaynaklardaki yatırımlarının başka değerlere dönüştürmesine denir.
 
Bu döngü,  alınan değere dönüştürülmeden önce her net girdi paranın üretim ve satış sürecine ne kadar bağlı kaldığını ölçmeye çalışır.
 
Karmakarışık bir terim olsa da hayatın her alanında kullanmamız gereken hayati bir konu. Dönüşüm, çok popülerdi eskiden. Geri dönüşüm için cam, kağıt, kullanılabilir atıklar…
 
Düzenleyici kısmı can alıcı kısım. Düzenleyiciyi sadece yöneticiler düzenleyebilir. Öngörüleri yüksek olduğu için yol çizmek onların görevi.
 
***Düzenleyici olabilmek.
 
            Nelerin öncelikle düzenleneceği çok önemli olduğu kadar dönüşüm döngüsü oluşturmak günü kurtarmakla ilgili değildir. Sonraki nesiller için planlanmalı. Arge hayatın her alanında olduğu zaman işler kolaylaşacak.
 
            Dünyada Ar-Ge çalışmalarına en çok bütçe ayıran 10 ülke sıralamasının başında; ABD yer alıyor 476,5 milyar$, Çin 370,6 milyar$, Japonya 170,5 milyar$, Almanya 109,8 milyar$, Güney Kore 73,2 milyar$, Fransa 60,8 milyar$ ve Hindistan 48,1 milyar $ Ar-Ge için bütçe ayırmışlar. Ülkemizde ise Ar-Ge için yapılan harcama ise, 16 milyar$.
 
****Ekonomik olarak döngü sağlamak.
 
Hem maliyet artışlarının yüksek hem de talebin canlı olduğu bilgisayar ve otomobildeki fiyat artışları ise çok fazla. Tüketici enflasyonunun %11.75 olduğu son bir yılda bilgisayar fiyatlarındaki artış %74.3’ü buldu. TÜİK madde grubu fiyatlarına göre geçen yılın eylül ayında ortalama 4.123 lirayla alınabilen bilgisayar bu Eylülde 7.187 liraya çıktı.
 
Arz talep dengesi bunu sebebi. Salgın döneminde evlerde daha fazla zaman geçirilmesi, sokağa çıkılamaması ve sosyal aktivitelerin azalması, evden çalışmanın yaygınlaşması, evden eğitim faaliyetlerdeki yoğunlaşma bilgisayarlara talebi hızla artırdı.
 
Tedarik zincirlerinin aksamasından dolayı üretim aynı hızda artamadı. Arz talep dengesi bozuldu ve fiyatlar fırladı. Bilgisayar şirketlerinin en yüksek karı yazdıkları dönem olsa gerek.
 
            Türkiye 8 ay sonra çıktığı dış kaynak arayışında uluslararası piyasalardan 2.5 milyar$ borçlandı. 5 yıl vadeli eurobond ihracına 6.3 milyar$ talep geldi. Yatırımcıya getirisi de %6.4 oldu.
 
Türkiye’nin ticaret yaptığı ülkelerdeki enflasyonu ve para birimi değerlerini hesaba katan bu verinin başlangıç tarihi 2003 ve başlangıç değeri 100. Bu durumda son 17 yılda tüketici enflasyonu bazında TL’nin reel değeri %37.79 oranında düştü. Kayıp bu yılın 9 ayında %19 düzeyinde.
 
***Teknoloji ve katma değerli ürünler
 
Katma değer basit bir şekilde; bir üretim sürecindeki çıktı ile girdi arasındaki farktır. Örneğin 10 TL değerinde hammadde alınmış bu hammadde toplam olarak 20 TL ücretle çalıştırılan işçilerle işlenmiş ve 50 TL değerinde bir ürün ortaya konmuş olsun. Burada girdi 10 TL olarak ölçülür, çalışan işçilere ödenen ücretler girdi olarak değerlendirilmez, çıktı ise 50 TL’dir. 40 TL’lik fark, katma değerini oluşturur, 20 TL’sini işçiler alır. Geri kalan 20TL’de kârdır.
 
Hangi ürünün üretimi üretimde kullanılan ilk maddenin elde edilmesinden, ürünü son kullanan kullanıcının eline geçinceye kadar daha çok sayıda ve daha yüksek ücretli insana iş imkânı veriyorsa, o ürünün katma değeri yüksektir.
 
Katma değeri yüksek ürün üretmenin kilit noktası, iş gücüdür ve katma değeri yüksek ürünler üretmek, iş gücünün gerek niteliksel gerekse de refah seviyesi açısından gelişmesini sağlar. Katma değeri yüksek ürünleri savaş uçakları, savunma sanayi ürünleri, havacılık sanayi ürünleri, otomotiv sanayi ürünleri ve CNC sanayi ürünleridir.
 
Sonuç olarak;
 
Geçen haftadan kalanlara baktığımızda veya salgının başladığı 11mart tarihinden itibaren neler yapılmış, neler yapılamamış planlanmalıydı.
 
Okullar açılıyor, tablet ve bilgisayar sayıları yeterli olmadı. Döngü için öğrencilere yatırım yapılması gerekiyor. Dönüşümü sağlayacak onlar.
 
Müminin misyonunun varlıkta şımarmamak, yoklukta ise dayanmak olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Reel mümin, musibetler karşısında, 'Kahrın da güzel, lütfun da güzel' diyerek acıyı bal eyleyendir. Kur'an-ı Kerim bizlere 'Her güçlükle birlikte belirli bir basitliğin' olduğunu müjdeliyor. Nitekim koronavirüs salgınıyla çaba ettiğimiz zahmetli yarıyılda, ulus olarak, Rabb'imizin bir hayli müjdesine mazhar olduk." dedi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi