Gülşen Yılmaz
Gülşen Yılmaz Dün ve bugün

Dün ve bugün

Dün Vakıfbank İHO’da söyleşiye katıldım.
 
Vakıfbank’tan mezun ve meslek sahibi olmuş eski öğrencileri, şu an okuyan öğrencilerle buluşturan bir program tertip edilmiş. İlk olarak da beni çağırdılar. Çok memnun oldum.
 
Aslında bu sadece öğrenciler için bir söyleşi değil, benim için de bir geçmişe dönme fırsatı oldu. Uzun zamandır uğramadığım okuluma girdim. O kadar çok şey canlandı ki gözümde. Yeşil formalarımızla gezdiğimiz koridorlarda yeniden yürümek o kadar duygulandırdı ki beni… Kim bilebilirdi yıllar sonra bu okula kendimi ve mesleğimi anlatmak için geleceğimi… 
 
Açıkçası söyleşi öncesi yoğun bir heyecanım da vardı.
 
Ne konuşacağımı, ne anlatacağımı düşündükçe heyecanım katlandı.
 
Sonuçta onlar taze beyinler… Ve herhangi bir konu hakkında anlatacağım bir şey, hayatlarında küçük de olsa yer edinebilirdi. Kendimden biliyorum. İnsan en çok bu çağlarda duyduklarını unutmuyor. O yüzden bir hayli tedirgin girdim salona…
 
Ayşegül Hocam, sunuşu yapıp kürsüyü bana bıraktığında, önce beni dinleyen pırıl pırıl o çocuklara bir beş saniye baktım.
 
O an bütün kaygım sona erdi. Çünkü öyle ışık saçan gözlerle bana bakıyorlardı ki. Sanki oraya söyleşi için değil de, çay sohbeti yapmak için gitmiş gibi hissettim.
 
Sonra bir saatin nasıl geçtiğini anlamadık. Ben anlattım onlar dinledi. Jest ve mimiklerini gördükçe daha da anlatasım geldi. Sonra onlar kendilerine yakışır, akıl dolu sorular sordular. Elimden geldiğince cevaplamaya çalıştım.
 
Hayatıma çok şey katan bir program oldu kısacası. 
 
Aslında burada programı düzenleyen okul yönetimi ve Ayşegül Akın Hoca’ma çok teşekkür etmek istiyorum.
 
Evet, okullar eğitim yuvalarıdır. Çocuklara okulda en iyi şekilde eğitim vermek her şeyin başında gelir. Bu kimse tarafından yadsınamaz bir gerçek…
 
Ama çocukların bu tarz etkinliklere de ihtiyacı var. Okul denen yerde onların sadece beyinleri değil, ruhları da doymalı. Sınavlar, dersler derken bazı değer yargılardan uzaklaşmamalılar.
 
Hem bir bakıma sosyalleşmiş de oluyorlar. Bir taraftan da onların geçtikleri sıralardan geçen insanlar şu an ne yapıyor görme fırsatı yakalıyorlar.
 
Biz orada sadece meslek hakkında konuşmadık. Bana dinlediğim müzikten, okuduğum kitaba kadar her şeyi sordular. Söyleşi sık sık gülüşmelerle bölündü. Bunlar gerçekten çok güzel şeylerdi benim için…
 
Bu sebeple okullarda bu tarz etkinlikler sık sık yapılmalı. Çünkü sadece dinleyen öğrenciler için değil, anlatıcılar için de büyük bir deneyim!
 
Bundan sonra da her anlamda dolu dolu bir söyleşi dizisi olacağına eminim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gülşen Yılmaz Arşivi