Sıtkı Yonca
Sıtkı Yonca DİPLOMASİ DİLİ VE AFRİN

DİPLOMASİ DİLİ VE AFRİN

Önceleri  ülkeler arasında ‘’diplomasi  dili’’ denilen  bir kavram vardı. İkili görüşmelerde ülke temsilcileri  birbirlerine nazik davranır; her iki temsilci de beraber  olmaktan mutlu olduklarını beyan eder;  ikisi de, savunma  alanındaki dayanışmanın  ülkelerini   güçlendirdiğine  vurgu  yapar; ticaret hacminin geliştirilmesi  temennisiyle  kadehler kaldırılırdı.

                Bu  karşılıklı komplimanları,  reel  politik için değil,  her  iki taraf birbirleri hakkında beslemiş olduğu düşmanca tavırları örtmek  için kullanırlar; ülkelerine dönünce de birbirlerinin kuyusunu kazma planlarına kaldıkları yerden devam ederlerdi.

                Riyakarlıklarının pek çoğunda  demokrasi  ve özgürlük maskesi  kullanılır; hatta demokrasiyi , bir ülkeyi  işgal etmenin  gerekçesi  yaparlardı. Bazen ne dediklerinden hiçbir şey anlaşılmaz, eski cumhurbaşkanlarımızdan birinin üslubu gibi nereye çeksen gider cinsinden olurdu.

Zaman zaman yaptıkları bilinçaltı gerçeğinin dile vurmasından kaynaklanan  ( eski ABD Başkanı  Bush’un Afganistan işgali öncesinde kullandığı  bu bir Haçlı Seferidir gibi)  hatalar(!), fiziki anlamda güçlü olmanın verdiği  yapay bir özgüvenle  hemen  tevil  edilerek , dünya  kamu  oyunun aptal olduğuna  inanmamız istenirdi.

                Ancak,  Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın’’ van münitinden’’,  ve ‘’ben  monşerlerin dilini bilmem, bilmek de istemem’’  beyanından  sonra   monşer   retoriği, ABD ve AB  içinde bir  evrim  geçirdi. Erdoğan’ın  şeffaf  duruşunu  önce yadırgadılar, irkildiler, ürktüler  falan  ama  sık tekrar  onlara da  bir bağışıklık kazandırdı. Kuzey Kore-ABD, ABD-Rusya, Rusya- Türkiye, Türkiye- ABD, Almanya-Türkiye, Türkiye- AB nin döküntü ülkeleri ,  Almanya-ABD  arasındaki  kullanılan dile bakın bakalım eski  monşer  dilinden  eser  var mı? Fakir de-zengin de; büyük de- küçük de  üç-beş Arap ülkesi  dışında  herkes  hasmına  van  münit çekiyor. Kimse gizleme ve gizlenme ihtiyacı duymuyor. Mesela, Afrin  harekatı  öncesi  ABD, PKK’yı  desteklediğini  gizleme ihtiyacı duydu mu? Hayır. Erdoğan’dan  hoşlanmıyorlar ama O’ndan da çok şey öğrenmişler diplomasi dili (!) adına. Ne  hazindir ki, bu düşüncelerime desteği de Erdoğan düşmanlarından alıyorum. Çünkü  O’nun  perde arkasında ‘’sağlam’’ olduğunu  düşmanları söylüyor. Çünkü ’’Güçlü bir lider olduğunu’’ düşmanları söylüyor. Çünkü’’ halka  ne söz verdiyse bize de aynısını söylüyor, bundan hoşlanmıyoruz’’ sözünü de düşmanları söylüyor.

                 Şimdilerde, Mehmetciğin  Afrin  Harekatına  özel , bir diplomasi  dili(!) geliştirdi  haçlı  milleti. ‘’Endişe’’ ediyorlarmış. ‘’ Asli  korkunun’’ sezeryanla  yaptığı  doğuma  ‘’endişe’’ denir. Bunu  onlar da biliyor. Korku acı verdiği için ya  korkulan nesneyi  yok edersiniz  ya  ondan kaçar  ya da  makulleştirerek rahatlarsınız.  

                Korkuyoruz diyemedikleri  için daha yumuşak  gibi görünen  ‘’endişe’’  kavramını  tercih ediyorlar. 15 Temmuzda  yok etmeyi  denemişlerdi . Şimdi makulleştirerek  ölmemeye  çalışıyorlar.

Çünkü  korku  obsesif   bir hal alırsa ruhu öldürür.  AB ülkeleri  ve özellikle ABD de  korku  o  hale gelmiş ki,  Orta  Doğuya  yığdığı silahlara  rağmen  makulleştirerek  ölümünü  ertelemeye  çalışıyor.

                 ABD, Rusya  ve  AB  ülkelerinin korkuları  derindir. ‘’Slavların yeniden doğuşunu  hangi  Rus istemez. Bu amaç için ister istemez  İstanbul  er ya da geç bizim olacaktır’’ diyen   Dostoyevski  bu arzusunu , sara nöbetinin  birinde  söylemiş  olamaz  demem  yeterli  galiba. Arzularının imkansızlığı  korkusunun  verdiği  acıyla intihar edecekler. Derin korku  zamanı  daraltır. En kısa zamanda  gerçekleşmesini   diliyoruz  Allah’tan. Yeter ki siz korkmayın.

                Önceden ve  şimdilerde,  bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Selamlar.

                 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sıtkı Yonca Arşivi