Dedik ki
Dedik ki, insanlar ırklarını tercih edemezler.
Kişilerin hangi ırktan olacakları takdir-i ilahidir.
Önemli Olan Takva'dır. Takvayı Allah'ın rızası olarak ifade etmiştik, değil mi? Allah'ın Rızası, O’nun adını dünya üzerinde yaymak değil mi? Buna biz "ilay-ı kelimetullah" diyoruz. Allah'ın kitabını, Allah'ın ismini yeryüzünde yaymaya çalışmak, O'nun nizamını tesis etmek için bütün gövdesini ortaya koymak eylemine "takva" demiştik değil mi?
Öyleyse, ; Hulefa-Yı Raşidin, Ümeyyeoğulları Ve Abbasilerden Sonra Kim İslam'ın Bayraktarlığını Eline Aldı?
KİM?
Tekrar soruyorum;
İslam bayraktarlığını, 10. asırdan itibaren fahri olarak, 16. asırdan (Yavuz) itibaren resmî olarak cihanda omuzlayan hangi milletti?
1924 yılında içerden çıkan bir ihanet şebekesinin (15 Temmuzda olduğu gibi) sırtımızdan vurarak "devrim" yaptığı zamana kadar Omuzlayan Hangi Milletti?
İşte Ben Bu Millete Mensubum Ve O Milletin Adı Türk'tür.
Oğuz neslinden gelen Türk’tür.
Müslüman Türk’tür.
Peygamber sevgisiyle cihanda emsalsiz bir iz bırakan Türk oğlu Türk’tür.
Elbette ırkçı değiliz ve olamayız. Bizim ilkemiz, peygamberimizin sözleridir;
O der ki, "Kişi Kavmini Sevmekle Ayıplanamaz".
Türk milletinin kurduğu cihan devletlerinde bütün milletler İslam kardeşliği altında yüzlerce yıl yaşamıştır.
Mesele Budur .
Ama Görene, Köre Ne?
DEDİK Kİ, (2)
Şuurlu Bir İnsan Sadece Irkıyla İftihar Etmez.
İSLAM'A KİM HİZMET ETMİŞSE ONUNLA İFTİHAR EDERİZ. KÜRTLERİN HARPSİZ TÜRK MİLLETİNE, İSLAM ADINA İŞTİRAK ETMELERİNİ ALKIŞLARIZ. Mesela İdris-i Bitlisi, Osmanlı Türk milletinin medar-ı iftiharıdır.
Fatih döneminde topyekün Müslüman olan Boşnakları kucaklarız. Boşnaklar Slav ırkından olmasına rağmen bizim kardeşimiz olarak görürüz.
Gereğinden Fazla Türklükten Bahsetmeyi De Çok Şık Bulmam. Cumhuriyet dönemindeki Türklük, iki yönden tenkit edilmelidir;
1. İçi boşaltılmış (İslamsız) bir Türklük iddiası gündeme getirilmiştir. Mikro milliyetçilik batılının arzu ettiği şeydir. Zira onlar "böl-parçala-yönet" tekniğini benimsemişlerdir.
2. Özellikle tek partili dönemin ilk devresinde (ebedi şeflik) Türklük (İslamsız ) gereğinden fazla öne çıkarılmıştır. Bu durumun, siyonizmin bir taktiği olduğu gözden kaçırılmıştır. Bu işi planlayanlarca bilindiği kanaatindeyim. Mesela Araplarda "baas" partisi öne çıkarılırken, Türkiye'de içi boşaltılmış (İslamsız) Türkçülük öne çıkarılarak, bin yıllık İslam uhuvveti tahrip edilmiştir.
Son olarak; Türklüğü öne çıkarmak kutuplaşmayı mucip kılar görüşüne pek katılamıyorum. Osmanlı formülüyle Türklük şuurunun olması realite gereğidir.
Cumhuriyet döneminde özellikle 1950 öncesi Türklük şuurunun enfeksiyonlu olduğu kanaatindeyim. Ülkemizin Karkas Kısmı, Yani Çatı Kısmı, Türk Milletine Aittir.
Ama Bu Ülkede, Bölücü Olmadığı Müddetçe Her Din Ve Her Irk Mensubuna Yer Vardır.
Tarih Buna Şahittir.