Dedemli yok olmasın-2
Geride bıraktığımız son üç ay, Türkiye’miz için çok kritik bir dönem olarak kayıtlara geçti ve tarihteki yerini aldı.
Dilimiz döndüğünce ve kalemimiz elverdiğince bir şeyler söylemeye ve bildiğimiz şeyleri yazmaya çalıştık.
Vatanı için kaygı duyan her insanın da aynı duyguları paylaşacağı ön kabulünden hareketle, kaygı ve duygulara tercüman olmaya çalıştık.
Salı gününe kadar yazdıklarımız büyük vatan için duyulan kaygının gereği idi. Son yazımız ise küçük vatanımız olan Dedemli içindi. O topraklara vefanın gereği olarak bir şeyler söylemeyi kendimize borç saydık ve bu satırlar, o maksada mâtuftur.
Son yazımızda, Bozkır Barajı’nın isminin Dedemli Barajı olarak değiştirilmesi gerektiğini, Dedemli’nin taşınmaması gerektiğini, Dedemli’ye tip evler yapılarak, köy kültürünün devam ettirilmesi için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini, kanaatkâr Dedemli insanı için Devletimiz tarafından cömertlik gösterilerek tarımsal arazi tahsisi ile o insanların sevindirilmesinin elzem olduğunu ifade etmiştik.
Bu hususları biraz açarak yazımıza vücut kazandıralım.
Barajın banisi Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’dür. Proje ve isim noktasında yetkili kurumdur. Barajın su altında bırakacağı tek belde Dedemli’dir ve daha önce de söylediğimiz gibi Dedemli, barajda kaybolacaksa, barajla yaşatılmalıdır; cismi kaybolacaksa, ismi korunmalıdır.
Dedemli’de ikamet eden insanların büyük bir kısmı belli bir yaşın üzerindedir ve o toprakların sıcaklığı, bünyelerine tamamen nüfuz etmiş durumdadır. Dedemli insanı ve o dağlar, iki ayrılmaz yârendir. Aralarındaki ülfet, bir bedenin uzuvları arasındaki ahenkle eşdeğerdir.
Dedemli’ye yapılacak tip evler, iki göz evde ömrünü bitirmiş ama bu durumundan hiçbir zaman şikâyet etmemiş bu insanların o topraklarla aralarındaki ülfetin devamı için hayati öneme sahiptir. Birinin yokluğu, diğerinin öksüz kalması demektir.
Tip evlerin yapımı TOKİ açısından son derece kolaydır ve 6360 sayılı Kanun gereğince de, kapanan beldelere hizmet götürmek zorunda olan Büyükşehir Belediyesi için çok iyi bir fırsattır. Temiz bir altyapıya kavuşacak bir yerleşim alanı, oralara hizmet götürecek kuruluşların işini önemli oranda kolaylaştıracaktır.
Tip evlerin yapımına Büyükşehir Belediyesi de önderlik edebilir. Hatta örnek bir yerleşim alanı oluşturmak için yapılacak kapsamlı bir proje ile o topraklar, geriye göçün yolunu bile açabilir.
Barajda su tutulmaya başlandıktan sonra, elbette o dağların ikliminde yumuşama olacaktır ve beraberinde farklı tarımsal ürünlerin yetiştirilmesine yönelik yeni yatırımlar da, o topraklarla buluşacaktır.
Sessiz yaşayan Dedemli insanı, belki de bir kayboluş hikâyesinden yeniden doğuşu yaşayacaktır.
Dedemli insanının son yıllarda bir kanaat önderinin olmadığını ve belde insanına rehberlik edilmediğini ifade etmiştik. Bu eksikliğin giderilmesi çok kolay değildir ancak biraraya gelip, fikri üretim faaliyetleri gerçekleştirmek de çok zor değildir.
Özellikle, belde insanına tahsis edilecek tarımsal arazilerin bir kooperatif veya birlik elinde toplanarak, modern bir tarımsal işletme kurulması yönünde tavır sergilenmesi, belde insanı için çok büyük bir kazanım olacaktır.
Kurulacak bu işletme, istihdam açısından da önemli bir fonksiyona sahip olacaktır. Köyün işsiz olan gençleri için, kendi işlerinin patronu olabilme ihtimali anlamına gelecektir.
Bu işletmenin kuruluşuna öncülük edebilecek kurumlar arasında TKDK, MEVKA, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarım Kredi Kooperatifleri Başkanlığı gibi yapılar sayılabilir.
Bireysel başarı noktasında epey yol almış olan ama bir araya gelme noktasında yeterince başarılı olamayan belde insanı, bu saatten sonra ayrı-gayrılığın bir anlam ifade etmeyeceğini anlamalıdır ve en büyük mesuliyet onlara (bize) düşmektedir.
Toprağında Seyyid duası olan bu belde, belediyeliğini kaybetmiş olsa da, ikamet edilen bir vatan olarak varlığını devam ettirmeye mecburdur.
Barajdan yeni bir Dedemli’nin doğması dileğiyle…
Duânızı eksik etmeyin efendim.