Davasının Aşığı Bir İnsan: Hacıveyiszade Hazretleri
1950’li yıllar din eğitim-öğretimi açısından Demokrat Parti’nin sağladığı ortam dolayısıyla pek çok imkân ve fırsatların ortaya çıktığı yıllardır. 13 Ekim 1951’de Müdürler Komisyonu’nun, “İmam-Hatip Okulları” açılması kararı alması, 17 Ekim 1951’de ilkokul sonrası 4 yıllık olarak ilk İmam-Hatip Okulları’nın yedi ilimizde (Ankara, Adana, Isparta, İstanbul, Kayseri, Konya ve Maraş’ta) açılması bunlardan bazılarıdır. 1954’te ise 4 yıl olarak tasarlanan İmam-Hatip Okulları’na 3 yıllık lise kısımları ilave edilerek öğretim süresi 7 yıla çıkarılmıştır. Bugünkü anlamda İmam Hatip Okullarının ilk açılışı bu tarihte gerçekleşmiştir.
Yurtdışından ithal ettiğimiz eğitim sistemimizin içinde felsefesi, müfredatı, içeriği ile tümüyle bize ait olan eğitim yuvaları olan İmam Hatip Okulları dönem dönem pek çok badireler atlatmakla birlikte milletimizin gündeminden asla çıkmamıştır. 28 Şubat sonrası bu okullara gitmeyi önlemek için alınan tüm önlemlere rağmen dimdik ayakta kalmış, 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte yeniden canlanma ve dirilme dönemine girmiştir.
Milletin kendi öz imkânları ile inşa ve imar ettiği İmam Hatip Okulları’nın kuruluşlarında ve gelişmelerinde emeği geçen yüzlerce isimsiz kahraman mevcuttur. Türkiye’nin her ilinde en az birkaç muhterem zatın adı İmam Hatip Okulları ile adeta bütünleşmiştir. İmam Hatip deyince, o illerde bu güzel insanların adı akla gelir.
Konya için bu isimlerden biri, hatta en başta geleni şüphesiz Hacıveyiszade Mustafa Kurucu Hocaefendi’dir. Ömrünü İslam’a ve Müslümanlara adamış, adeta vücudunun her bir hücresiyle Müslümanlara hizmet etmiş Hacıveyiszade Hazretleri 5 Şubat 1960’ta Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Dün itibariyle vefatının üzerinden 54 yıl geçmiş olan muhterem Hocamızı rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz. Biz kendisine talebe olamasak da, talebelerinin talebesi olma şerefine eriştik elhamdülillah.
Hacıveyiszade Hocamızı yeğeni muhterem Ali Ulvi Kurucu şöyle tarif eder: “Tarihte ‘idealist’ yani ‘dava sahibi’ insanları, ‘davasının aşıkı insan’ diye tarif ederler. Amcamı, bunun canlı bir timsali, adeta hareket eden bir abidesi gibi görürüz. Amcam hakikaten davasının aşıkı bir insan idi. Bu sebeple Konya halkının gönlünde taht kurmuştur. Ona duyulan bu sevgi adeta aşk halini almıştır.
…
Bu insanların davaları için çektikleri çileler, ızdıraplar sayısız ve ölçüsüzdür. Onlar, gelecekte davalarına hizmet edecek, yeni ve genç imanlı nesiller yetiştirmek uğruna, birçok zahmetlere katlanmışlar, birçok münafığı idare etmek, onlara tahammül etmek zorunda kalmışlardır. Yine bu insanlar, davalarını zayıflatmamak için, aynı yolda hizmet veren dava arkadaşlarını incitmemeye, onların kırıcı söz ve davranışlarını görmezlikten gelmeye büyük dikkat göstermişlerdir.” (Kurucu, Ali Ulvi, Hatıralar-1)
Yeğeninin dilinden küçük iki paragraf ile hayırla andığımız Hacıveyiszade Hocamızın İmam Hatip sevdası ile ilgili aynı eserden birkaç alıntıyı daha sizinle paylaşmak istiyorum. Sütun sınırlarımızı zorlamadan bu hafta sözü burada noktalıyor ve gelecek hafta Hocamız’ın İmam Hatiplerin kuruluş yıllarındaki gayretlerini anlatan satırlarla karşınızda olmayı ümit ediyorum.
Tam anlamıyla bir İmam Hatip sevdalısı Hacıveyiszde Hocamızı vefatının 54. yılında rahmet ve özlemle yâd ediyor, ruhuna binler fatiha ile şefaatlerine ermeyi diliyorum. Konya’mızın son yıllarda böylesi gönül insanlarına ne kadar da çok ihtiyacı var!