Sami Bayrakcı
Sami Bayrakcı Eğitim Sisteminde Sorunumuz - 2

Eğitim Sisteminde Sorunumuz - 2

Köşemizde en son iki hafta önce sizlerle buluşmuş ve eğitim sistemimizin bugün itibariyle temel sorununun nicelik olmaktan çıktığını artık nitelik sorunu üzerine kafa yormamız gerektiğini söylemiştik. İnsanoğlunun tarih boyunca önüne çıkan en büyük sorunlardan biridir nitelik sorunu. Hele ki söz konusu olan eğitim ise bu sorun daha derin bir durum arz eder.

Tarihin hiçbir döneminde eğitimin kemale erdiğinden bahsedilmesi mümkün değildir elbette. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyıl gerek akıl almaz bir hızla gelişen teknolojinin olumsuz etkileriyle, gerek tüketim, haz ve hız eksenli yaşam anlayışının her geçen gün hayatımıza daha da yerleşmesiyle eğitim sorunumuzun derinliği gittikçe artmaktadır. Geniş çaplı akademik ve sosyolojik tahliller gerektiren bu konuda bir köşe yazısının sınırları içinde söyleyebileceklerimiz elbette sınırlı olacaktır.

Eğitimde nitelik sorunumuz çok yönlü bir sorundur. Hızlıca sayabileceğimiz en temel unsurlar; öğrenci, öğretmen, müfredat, kaynak, eğitim politikaları ve aile… Burada eğitim politikalarını belirleyen ve öğrencinin en uzak temas noktası olan Bakanlık’tan öğrencinin en yakın ve en yoğun temasta olduğu ailesine kadar birçok kişi ve kuruma büyük görevler düşmektedir.

Söz konusu eğitim olunca, en başta ilmin ve ilim ehlinin kıymetinin toplum tarafından kabul ve takdir edilmesi gerekir. Toplumda ilme ve ilim adamına gereken değer verilmiyor ise bu toplumda nitelik sorununun tam anlamıyla ve hızlı bir şekilde çözüleceğinden ümidimizi kesebiliriz. Bugün toplumumuzdaki en büyük eksikliklerden bir tanesi ve belki de en başta geleni budur. İlim ve ilim adamı gereken değeri maalesef görememektedir. Böyle bir toplumda ilmin ve ilim adamlığının özendirilmesi pek tabii ki mümkün görünmemektedir. Sorunun çözümü için atılacak adımlara buradan başlanması elzemdir.

İlme ve ilim adamına gereken değerin verilmesinin ardından ikinci olarak geçen yazımızda da vurguladığımız üzere milli bir eğitim sisteminin temelleri acilen, ivedilikle atılmalıdır. Dış patentli, ihraç usulü uygulanmaya çalışılan eğitim modelleri, doğal olarak bünyemizle uyum sorunu yaşamaktadır. Her alanda olduğu gibi “bize ait, bizden, temeli ve kökeni bizim değerlerimizle örülmüş” bir eğitim sistemi olmazsa olmazlarımızdandır. Bunu başarmak sanıldığı kadar da zor değildir. Zira yüzlerce yıllık eğitim öğretim birikimimiz “milli bir eğitim sistemi” oluşturabileceğimiz doneleri bize fazlasıyla sunmaktadır. Burada yapılması gereken, modern dünyanın gereklerini de göz önünde bulundurarak yüzlerce yıllık birikimi yeniden yorumlayarak, oluşturulacak bir eğitim sistemi için samimi ve halis bir niyetle yola çıkmaktır. Bu konuya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sami Bayrakcı Arşivi