Çözüm Süreci İmtihanı
Yeni hükümet ülkemize, İslam coğrafyasına, tüm mazlumlara ve dünyaya hayırlı olsun. Emanet ehline teslim edildi. Sayın Davutoğlu, 61. hükümetin Dışişleri Bakanı olarak icraatlarındaki başarısını, 62. Hükümette Başbakan olarak taçlandıracaktır. Bundan kimsenin kuşkusu ve endişesi olmasın. Tabi bunlar kolay olmayacak. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminden daha kolay olacağına şüpheniz olmasın. Davutoğlu, Erdoğan tarafından zorlu bir mücadele sürecinden, büyük kavgalar verildikten sonra oturmuş bir parti ve hükümeti teslim aldı. Bu süreci ve başarıyı daha ileri götürmesi için şimdi yanında kendisini destekleyen bir Cumhurbaşkanı da olacak. Allah yollarını açık etsin. Düşmanlara karşı cesaret, güç, kuvvet, hikmet ve feraset versin…
Başbakan Davutoğlu, önceki dönemde bitirilmiş çok büyük bir yatırım mirasını devraldığı gibi, devam eden ve yeni planlanan projeleri de devraldı. Biten projeler için emeği geçen başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan olmak üzere tüm ilgililere teşekkür ediyoruz. Devam eden projelerin de en kısa zamanda milletimizin istifadesine sunulacağına olan güvenimiz tamdır. Devam eden bir proje var ki, yarım projelerin zamanında bitirilip bitirilmemesini, yeni projelere de zamanında başlanıp bitirilmesini doğrudan etkileyecek.
Çözüm süreci…
Çözüm sürecinden önce Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarıyla, ülkemizin maddi ve manevi kapasitesinin, değerlerinin nasıl heba edildiğini biliyoruz. 300 milyar dolarlık direk ekonomik para kaybının, dolaylı hesaplamalarla trilyon dolarları bulduğunu da artık biliyoruz. Kaybolan enerjimizin, zayıflatılan ülke yönetimin içine düşürüldüğü acziyet içinde birileri tarafından nasıl esir alındığını da biliyoruz.
Şimdi geçmişin muhasebesini yapma günü değil, daha güzel bir geleceği planlama günü. Çözüm süreci, bu yeni, güzel ve huzurlu geleceğin planlandığı projenin adı. Bu projenin birçok alt katılımcısı ve destekçisi var. Kamuoyunun şunu bilmesi gerekiyor ki, bu proje Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu, Eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yeni Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve MİT Müsteşar’ı Hakan Fidan’ın eseridir. Bu beş ismin, önceki döneme göre yeni görevleriyle daha güçlü pozisyonlara geçtiğini düşündüğümüzde projenin gerçekleşmesi ve meyvelerini en kısa zamanda verme süreci de hızlanmıştır. Bu isimlerin güç birliğinin ilk meyvesi; “Çözüm sürecinin” ilk kez hükümet programına girmiş olmasıdır. Yeni Hükümet Programında, çözüm sürecinin önemine vurgu yapan, sürece sahip çıkan ve silahlı mücadele döneminin sona ereceğine olan inancın belirtildiği ifadelerle hükümet kanadı bu yoldan dönüşün olmayacağını taahhüt altına almış oldu.
Ancak “Çözüm Süreci Projesine” veya “Kardeşlik Hukukunun Yeniden Restorasyonu” projesine muhalefet partilerinin daha sert argümanlarla karşı çıkma sürecinin de başladığını görmemiz gerekiyor. Bunlara ilave olarak süreci akamete uğratmak ve sabote etmek adına yeni bir muhalefet kanalı oluştu; “Paralel Yapı”. Projenin somut verileri ortaya çıktıkça toplumu kışkırtma konusunda uzman olan muhalefetimizin de karşı atağa geçeceği gözardı edilmemeli.
“Çözüm Sürecine” muhalefet cephesini oluşturan CHP, MHP ve Paralel Yapı’nın hem hükümete, hem de sürecin diğer tarafında yer alan HDP’ye yönelik eleştirilerinin dozu artacaktır. Bunun ilk işaretini de Erdoğan’ın Meclis’teki yemin törenine katılan ve Cumhurbaşkanını alkışlayan Selahattin Demirtaş’a yönelik sert eleştirilerinde gördük. Siyaset içinde kalan eleştirilerin somut sonuçları olmasa da, siyasetin körükleyeceği toplumsal provokasyon ve sokak olaylarının süreci yavaşlatacağı veya akamete uğratacağı muhakkaktır…
Hükümetin, HDP’nin ve sağduyu sahibi halkımızın bu dönemde daha hassas ve dikkatli olması gerekmektedir. Halkımızın yapılmak istenen provokasyonlara karşı, sağduyuyu elden bırakmadan, ülke yönetimini sokak olaylarıyla ele geçirmeye çalışanlara karşı; seçimle işbaşına gelenlerin yanında durması bu dönemde istikbalimiz için hayati önemdedir. Hükümetimiz, “Milli Birliğimiz ve Kardeşliğimiz” için gerekli alt yapıyı ve hukuki zemini hazırlarken; halk olarak biz de bu kardeşlik hukukunun gereklerini tereddüt etmeden yerine getirmeliyiz.
CHP zihniyetinin bu ülkeye kardeşlik ve huzur getirmesi nasıl boş bir hayalse, kardeşliği yeniden restore edeceklere fırsat vereceğini beklemekte boş bir hayaldir. “Yeni dönemde” barış ve kardeşlikten yana taraf olanlarla, ülkemizin iç karışıklığından beslenen odakların taraf olduğu mücadelenin en önemli dönemecine gireceğiz…
Bu süreç herkes için bir imtihan olacak, Devletimiz, Halkımız, Hükümetimiz, Partilerimiz, Sivil Toplum Örgütlerimiz, medya organlarımız ve en önemişi de bireysel olarak bizim için. Nerede durduğumuza, kimin bizi kullanmak istediğine ve yaptıklarımızın kimin işe geldiğine dikkat etmemiz gerek. “Birilerinin kimsenin oyuncağı olmaması” konusundaki hassasiyetimizin anlamını bir de kendimiz için düşünmeliyiz…
Demirtaş’ı eleştirirken, Roboski’nin hesabını sorduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, bir taraftan da yeni Roboskilerin, yeni ölümlerin, yeni şehit haberlerinin gelmesi için elinden geleni ardına koymuyor. CHP’nin “Çözüm sürecini destekliyorum” açıklaması bu yolun hızlı alınmasını, engellerin kolay aşılmasını sağlayacakken bundan imtina edenlerin, “Roboski’nin hesabını soruyoruz” açıklaması çok saçma. “Çözüm Süreci” muhaliflerine umutsuz da olsak, “Gölge etmeyin, başka ihsan istemiyoruz” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden…