Şerife Oktar
Şerife Oktar Çocuklar…Aah çocuklar!

Çocuklar…Aah çocuklar!

Çocuklarımız, bizim her şeyimiz. Umudumuz, geleceğimiz, parçamız. Dârı dünyaya bırakacağımız en büyük emanetimiz.  Onlar için her şeyin en iyisi olsun isteriz. Hayatlarını kolaylaştırmak ve istediklerini elde etmek adına ne büyük gayretler sarf eder,  olmadık fedakârlıklar yaparız. Bunu da en önemli vazifemiz görür, asla karşılık beklemeyiz. O ki bize yüce yaratanın hediyesi.
 
Peki sonra ne olur? O çocuk büyür ve delikanlı bir erkek yahut güzel bir kız oluverir göz açıp kapayana dek. Sonra, hayatta istediği her şey ayağına kadar geldiğinden hiçbir şeyin tam olarak değerini anlayamaz. Hep daha fazlasını ister doyma nedir bilmez. Ve maalesef kendi görev ve sorumluluklarını bilmeden asalak gibi yaşamaya başlar. Biri yemeğimi yapsın önüme kadar getirsin. Biri para versin, çamaşırlarımı yıkasın… Hep beklenti içinde ama kendi elinden hiçbir iş gelmeden ailesi adına yahut ülkesi adına kuruş katkısı olmadan yaşar gider.
 
Geçenlerde Psikolog Üstün Dökmen Hocanın bir yazısını okudum. Çok etkilendiğimden sizlerle de paylaşmak istedim. Bakalım bu yazıda kendimizle ilgili bir şeyler bulabilecek miyiz?
 
 Çocuğunuz,
– Varsın, bir çivi bile çakamasın, ama dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın, ama matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin, ama notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın, ama fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün, ama sınıfın birincisi olsun.
– Varsın, kendisinin fazladan harçlığı olduğu halde kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin, ama öğretmenlerinin gözdesi olsun.
– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp “ Ya siz nasılsınız efendim? ” diyemesin, ama yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın, oyun arkadaşları olmasın, ama sınavlarda “on” çeksin.
– Varsın;
– Taziye nedir, bilmesin. Başın sağ olsun ne demek, anlamasın. Geçmiş olsun kime denir, niçin denir, haberi olmasın. Uğurlar olsun, ne anlama gelir farkında olmasın.  Ama karneleri süper olsun. Evet varsın, tek dostu olmasın. Ama iyi gelir getiren bir mesleği olsun, öyle mi?

   Bu çocuğu bu hale nasıl mı getirdiniz:
– Bandı üç ay geriye sararak, çocuğunuzla “nelerden ibaret” olan iletişiminizi dinlemek ister misiniz?
– Oğlum, çıkar üstünü başını. Doğru derslerinin başına…
– Kızım, öğrenemedin gitti şu işi. Hafta içi sokak mokak yasak…
– Ne gezmesi… Sen önce ödevlerini bitir.
– Oyun mu?.. Gelmeyeyim yanına.
– Geçen dönemin berbat karnesini unuttuğumu sanma…
– Birazdan tek tek bakacağım ödevlerine…
– Yavrum, bıktım ama her akşam ders çalış demekten…
– Şu odanın hali ne küçük bey?
– Hayır efendim. Siz de ana baba olunca her akşam bol bol televizyon izlersiniz…
– Haftaya veli toplantısı var biliyorsun değil mi küçük hanım?
– Çocuklar! Kesin şamatayı da elime sopa almayayım…

 Çocuğunuzla bilmem ama bu tarzınızla kimseyle iletişim kuramazsınız.
 Mesela, çocuğunuz hakkında şunları hiç merak ettiniz mi? Elinin neye yatkın olduğunu, gönlünün neler arzuladığını, dilinin neye uyumlu olduğunu, gözlerinin zevkini, hangi oyunlardan hoşlandığını, neleri merak ettiğini, arkadaşları ile en çok hangi oyunları oynadıklarını, hangi oyunlarda başarılı olduğunu, futbolla ilgisini, basketle arasını, satrançla havasını… Hiç merak ettiniz mi acaba?
 
Bisiklet sürmeyi öğrenip öğrenmediğini, resim dersiyle ilgisini, müzikle arasını hiç mi sormadınız?
Öyleyse çocuğunuzla ayağı yere basan bir iletişim kuramazsınız. Her sözünüze tepkili olması, lafı ağzınıza tıkaması, bazen de sizi terslemesi, hayallerinizin suya düşmesi… Hep bundandır canım kardeşim. Üstün Dökmen
 
Adı üzerinde den’î yani aşağılık anlamına gelen dünya hayatında her şeyin okul ve sınavlar ekseninde dönmediğini bilmeli ve ona hissettirmeliyiz. Çocuğun kişilik gelişiminde anne baba işbirliği içinde davranmalı ve onun okul dışındaki hayatı hakkında sorumluluk sahibi olup ahlaklı bir birey olarak yetişmesine katkıda bulunmalı. Hep şimdiyi değil, gelecekte bir insan olarak şimdinin fidanlarını sağlam çınarlara dönüştürmek en büyük çabamız olmalı.
Gayret bizden takdir Allah’tan. Selam ve dua ile kalınız.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şerife Oktar Arşivi