Bu zihniyet onlara babalarından miras!
Başta ekonomi ve inanç olmak üzere Türkiye’de hemen hemen her alanda ağır hasarlar açan 28 Şubat sürecinin üzerinden 24 yıl geçti.
Dün 28 Şubat’ın yıldönümüydü…
Aradan geçen 24 yılda, 28 Şubat’ın izleri silindi ama tıpkı 15 Temmuz’da, Gezi’de, Boğaziçi Olayları’nda olduğu gibi köhnemiş zihniyetlerin aynı kötü ruhu hala ayakta tuttukları birçok kez tecrübe edildi.
28 Şubat sürecinde, ekonomi, inanç ve eğitim ağır yaralar aldı. On binlerce insanın mağdur edildiği süreç nedeniyle ortaya kayıp bir nesil çıktı.
28 Şubat sürecinde yaşadıkları nedeniyle geleceği çalınan, hayattan koparılan, umutları törpülenen milyonlarca insan ortaya çıktı. En önemlisi de Türkiye geniş bir insan kaynağını kaybetmiş oldu…
28 Şubat süreci sadece sosyal hayatta değil, ekonomik hayatta da onarılması güç etkiler bıraktı.
28 Şubat dönemi aynı zamanda Türkiye’nin en derin mali krizi olan, 2001 krizine giden yolun taşlarını da döşedi.
1997-2000 döneminde sermaye kesimine 34 milyar dolar fazladan faiz ödenirken, dolar/TL paritesi 5,5 kat, faiz giderleri 9,4 kat arttı. 28 Şubat 1997'de 122,1 lira olan dolar/TL paritesi 26 Aralık 2000 itibarıyla 5,5 kat artarak 675 liraya yükseldi. 28 Şubat’ın muhtemel ekonomik etkilerinin 250 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilmekte.
Tüm bunlara bakınca 28 Şubat’ın dünde kaldığını söylemek güç aslında…
Gazete manşetimizde de söylediğimiz gibi. 28 Şubat’ın izleri silindi ama ruhu hala yaşıyor. Bunu her defasında bir kere daha tecrübe ediyoruz.
Tıpkı 15 Temmuz’da, Gezi’de, Boğaziçi Olayları’nda olduğu gibi köhnemiş zihniyetlerin aynı kötü ruhu hala ayakta tuttuklarını birçok kez tecrübe ettik ve etmeye de devam ediyoruz.
Bunun en son örneğini Boğaziçi olaylarında yaşamıştık mesela.
Boğaziçi’ndeki olaylara karşı olan ve devletinin yanında yer alan isimler, Boğaziçi’ndeki azgın azınlık tarafından fişlenmişti son olarak. Şaşılacak bir şey yok aslında. Bu adete hiç yabancı değiller. Bu zihniyet onlara babalarından miras.
Çünkü Türkiye’nin en elit okullarını, kurumlarımı, ilçelerini ya da bölgelerini sadece kendilerine ait görüp, oralarda Anadolu insanına ya da inançlı insanlara yaşam hakkı tanımıyorlardı eskiden de. Eskilerden kalma alışkanlıkları bir anda hortlayıverdi. Ne de olsa babalarından öyle gördüler…
Batı Çalışma Grubu’na özenip Boğaziçi Çalışma Grubu’nu kuruvermişlerdi. Dolayısıyla bu kötü ruhun hala ayakta olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlamışlardı…
Düşünsenize, ya 28 Şubat sürecinde İmam Hatiplilerin, başörtülü üniversitelilerin yaşadığı zulmü bu seçkinler yaşamış olsaydı! Devlete savaş açarlardı hatta iç savaş çıkarmaya yeltenirlerdi…
O dönem özellikle İmam Hatipliler o kadar zulüm görmelerine, haklarının yenmesine, mağdur edilmelerine rağmen bu seçkinler gibi ortalığı yakıp yıkmadılar.
Azgın azınlık tarafından etkisinin bin yıl süreceği söylenen o karanlık günler, hatırlamak istemeyeceğimiz ama bin yıl da unutmamamız gereken acı bir ders oldu bizim için.
28 Şubat ruhunu diri tutanlara karşı 15 Temmuz ruhunu her zaman dimdik ayakta tutmak boynumuzun borcudur…
28 Şubat hiç unutulmayacak bu topraklarda, unutturmayacağız!
Bizden, milletimizden, inancımızdan hatta ve hatta geleceğimizden götürdüğü şeylerden söz edeceğiz ki bir daha fırsat vermeyelim…
Allah bu ülkeye bir daha 28 Şubat yaşatmasın!