Türkan Yılmaz
Türkan Yılmaz Bu kafede çocuklar çok mutlu

Bu kafede çocuklar çok mutlu

Şimdi size adı kafe olan ama içeriğiyle kafeden daha fazlası olmayı hak eden bir mekândan bahsedeceğim.

Bilirsiniz çocuklar hem eğlenmeyi hem de dağıtmayı çok severler. Anneler de doğal olarak bu konudan hep şikâyetçi olur.

Alışveriş merkezlerinde ve gidilen mekânlarda çocuklar için artık ayrılan bir bölüm oluyor. Çocuklar o kısımda eğlenirken ailelerde vakit geçiriyor.

Çocukların gönüllerince eğleneceği ayrıca annelerin huzurlu olacağı bir mekânı da seneler önce hem anne, hem öğretmen olan Melek Er Bozkurt sunmuş.

İşletmeye çocukların severek izlediği ‘Köstebekgiller’ çizgi filminden esinlenerek “My Mole Cafe” ismini vermiş. Kafede dış mekânda ve duvar çizimlerinde köstebek figürlerini bol bol kullanarak isminin hakkını da vermiş.

Kafede haftanın belirli günlerinde ailelerin eğlenebilecekleri organizasyonlar yapılıyor. Ebeveynler gün içindeki tüm stresini çocukları ile eğlenerek atıyor. Devlet tiyatrosundan bazı günler gelen ekipte tiyatro gösterisi sergiliyor.

Çocukların tam aradığı mekân çünkü her konuda serbest oluyorlar.

Öyle ki bu mekânda annelerin sıkça kullandığı; ‘Dur, yapma” kelimeleri yer almıyor. Tabiri caizse anneler stresi rafa kaldırıyorlar.

Çocuk boya kalemleri ile istediği gibi boyama yapabiliyor. Yan masada oturan başka bir ailenin masasından bir şeyler aldığında bile ona kimse kızmıyor.

Ayrıca çocuklar evde en sevdikleri alanlardan biri olan mutfağa My Mole Cafe’de girebiliyor. Burada yoğrulmuş hamurlarla kendi diledikleri malzemeleri kullanarak hayal güçleri ile pizza yapıyorlar. Bu nefis pizzaları da piştikten sonra bir güzel yiyorlar.

Kendi başına bir şeyler yapmış olması çocukları sevindirirken, hazırcılığa alışmamaları da anneleri mutlu ediyor.

Kafenin aşağı katında atölye kısmı bulunuyor. İşin en eğlenceli kısmı da atölye çalışmalarında oluyor zaten...

Aile olarak gelmenin haricinde okulları ile toplu geldikleri etkinliklerde bez bebek, ahşap oyuncaklar, atölye çalışmaları yapıp el becerilerini geliştiriyorlar.

Sosyal sorumluluk olarak özel çocuklarında çalışmalara katıldığı etkinlikler oluyor. Bende bu programlardan birine Melek Hanım’ın daveti ile katılmıştım.

Öğrencilerin pizza yaparken ki keyifleri ve kendi ürünlerini yerken gözlerindeki o mutluluk görülmeye değerdi.

Melek Hanım aynı zaman da bir kreş öğretmeni olduğu için bitmeyen enerjisini sürekli çocuklarla iletişimde olmasından alıyor diye düşünüyorum.

Yakın zamanda ürettiği bez bebekte yeni bir marka olan “MELEKO” bebeklerde görülmeye değer ayrıca.

Yani Melek Hanım sadece çocuklara özel çalışıyor.

Sözün özü bir çocuğun okul çağındaki ilk kazancı öğretmenidir. Ve bu konuda söyleyebileceğim en güzel sözde Melek Hanım gibi işini severek ve eğitimi sevdirerek yapan öğretmenlerimize olsun.

 “Hayatta en büyük mucize, küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Türkan Yılmaz Arşivi