Murat Can
Murat Can BU İŞTEN KİM MENFAAT SAĞLAR?

BU İŞTEN KİM MENFAAT SAĞLAR?

Kaos oluşturacak her türlü girişimden sonra sorulacak ilk sorumuz şu oldu: Kimin işine yarıyor?

Soru popüler mi, rahatlatıcı mı, doğru bakış açısı mı?

Toplumsal olayların kazananı ve kaybedeni olması gerekli mi, oluyor mu?

Toplumsal olaylar iki taraflı olarak kabul edersek, kazanan ya da kaybeden çıkarımı yapmak kimi zaman mümkün olabilir. Ancak çoğu zaman bakıyorum, bunu söylemek yani bir kazanan ve kaybede tayin etmek oldukça zor.

İmralı görüşmelerinin tutanaklarının sızdırılması da bu kapsamda değerlendirilmeli.

Burada bir parantez açıp konuyu genişletelim.

Şimdi bakın Başbakan ne diyor?

  • Gelin ne istiyorsanız konuşalım, şu meseleyi bitirelim.

Terör örgütüyle konuşmak öyle kolay bir iş değildir. Hele Türkiye gibi bir ülkede… 

İdare-i maslahat la bile siyasi varlığını rahatlıkla koruyabilecek bir başbakan var ortada.

Tüm siyasi varlığını riske ediyor. “gelin konuşalım.” Diyor. Az şey değil. Hatta çok şey…

Bütün bu adımlar atılırken, İmralı tutanakları basına sızıyor. Sızdırılıyor.

Şimdi bakın. İçeriğin elbette önemi vardır. Her yerde tartışılan bir konu. Fakat şu noktaya değinmek istiyorum.

Tutanaklar neden sızar?

Kim sızdırır?

Neden sızdırılır?

Bu soruların yanıtını “kimin işine yarar?” Kalıbı ile çözmek mümkün müdür?

Sahi kimin işine yarar?

Mesela Sayın Başbakan’ın işine yarar mı?

Düşünüyorum… Bence hayır. Sürecin sağlıklı işlemesi açısından Başbakan önce müzakere etmek ister. Sonra kamuoyuna açıklamak ister. Konuyu her yönüyle ele alıp sonuç varyasyonlarını ve projeksiyonlarını çıkartır. Adım atacağı zaman açıklar. Ya da attığı zaman.

O zaman bu iş Başbakan’ın ve partisinin işine yaramıyor.

Peki, BDP’nin işine yarar mı?

Başbakanı öfkelendirmek ve kamuoyunda tepki çekmek adına güzel bir manevra olabilir.

Peki, ama müzakere etmek yerine halka açıklamayı uygun gören düşünce nasıl bir çözüm istiyor?

Dahası çözüm mü istiyor? Yoksa istediği başka bir şey mi?

Bugüne kadar çözüm için ışık yakmayan ekibin bundan sonrada çok iştahlı olacağına inancım zayıf. Ama umut etmek yinede güzel.

Peki, zabıtlar neden açıklandı?

Psikolojik üstünlük, kamuoyunu hazırlama ve “bakın hükümeti ve devleti; bu taleplerle ilgili müzakere masasına taşıma gücümüz var ve yapıyoruz” mesajı vermek.

Hem psikolojik hem de mesaj içerikli planlı bir eylem izlenimi uyandırdı bende.

Şimdi başa dönelim. Böyle bir olayda kim fayda sağlar?

AK Parti’ye bir fayda sağlamayacağı kesin.

Sürece de fayda sağlamayacak.

Giden heyetin temsil ettiği siyasi kanada bir moral motivasyon ve psikolojik üstünlük sağlaması söz konusu.

Şimdi buradan hesapla sızdırma işini heyete yükleyip, çözümü de istemiyorlar diye bir çıkarım yapabilir miyiz?

En baştaki soruyu yeniden sorabilir miyim?

Bu olay kimin işine yarıyor?

 

ANKARA’DA NE VAR, NE YOK?

Yaşadığımız yer olunca Ankara, haliyle havadis bekleniyor. Burada pek bir şey yok haberiniz olsun.

Heyet bizim suçumuz yok diyor. Başbakan haliyle sinirli. CHP ve MHP askeri çözüm dilinde konuşuyor. Halkın kafası karışık gibi görünüyor. Bugün gurup toplantılarına bir bakmak gerek. Bakalım ne olacak?

Müslüm Baba öldü. Ne diyelim. Allah günahlarını bağışlasın.

Unutmadan Başbakan bu seferde ABD Dış işleri Bakanı Keryy’i fırçaladı. Valla fırçalasın. Yakışıyor Başbakanımıza.

CHP’de irili ufaklı istifalar geliyor. MHP’de Sayın Kaya gibi görevden alınanlar mahkemeye gidiyor. Kısacası Ankara sakin, muhalefet karışık. Haberiniz olsun istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Can Arşivi