Bu defa sizi elimizden kimse alamaz!
Emekli 103 Amiral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, hükümetin politikalarına ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik skandal bir bildiri yayınladı. Hadsiz bildiriye karşı başta AK Parti ve MHP olmak üzere pek çok sivil toplum kuruluşundan, siyasiden ve vatandaştan tepki yağdı.
Millet İradesini ve Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşunu hazmedemeyen darbe seviciler bir kez daha demokratik kurumlara, seçilmişlere ve de Türk Silahlı Kuvvetlerine ayar verme hadsizliğinde bulundu.
Bunlar hiç akıllanmıyorlar.
Bu vesayet muhipleri, bu prostat hastaları, dün ne yediğini bile hatırlamayacak kadar izandan yoksun bu habis ruhlular geçmişten hiç ders almıyorlar.
Bu akıl hastalarının hevesleri en son 15 Temmuz gecesi kursaklarında kalmış, millet olarak unutamayacakları bir ders vermiştik.
Ama bunlar hala kaşınmaya devam ediyor. Şunu iyi öğrenmeleri lazım, yapacakları en ufak hadsizliğin cevabı bu defa çok ağır olacaktır. Bu millet asla 15 Temmuz’daki gibi merhametli davranmayacaktır. Bunu göze alabilen varsa ‘Hodri Meydan’ diyoruz…
Ülkemiz yıllardır, içerde dışarda vatan ve millet düşmanlarıyla cephe cephe amansız bir mücadele verirken ortalıkta gözükmeyen bu emeksiz emekliler, kendi uydurdukları gündemlerle ülkemizde yine kaos çıkarma peşindeler.
Ne görevdeyken ne de görevleri bittikten sonra ülkeye tek bir çivi çakmaktan aciz, tek bir doktrin üretmekten yoksun, kımıl zararlısı gibi bu milletin kaynakları üzerinde tepinip duran bu güruh, Mavi Vatan kavramının içini oyma hevesine düşerek yine ABD’nin ve batının piyonluğuna soyundular.
Bu millet onlara bu saatten sonra pabuç bırakmaz. Bunu kafalarına soksunlar!
Devletimiz bunlarla ilgili ivedi bir şekilde çok sert kararlar almalıdır.
Bu lanet bildiride imzası bulunan amirallerin rütbeleri derhal sökülmelidir. Emeklilik hakları kaldırılmalı, emekli maaşları da kesilmelidir. Millete rağmen milletle uğraşanların bu milletten maaş almaması gerekir!
Kimin kuklalığını yaptıkları ve bu rezaletin içinde kimlerin olduğu acilen tespit edilmelidir. Kesinlikle taviz verilmemelidir.
Şunu da üzülerek belirtmem gerekir ki; geçmişte 28 Şubat, e-muhtıra vb. süreçlerde dahli bulunanlardan hakkıyla hesap sorulamadığı için bu cesareti kendilerinde buldular. Tıpkı FETÖ’cü teröristlerle olduğu gibi bu NATO mermer kafalarla da sonuna kadar hukuki mücadele verilmelidir.
BAKAN KURUM’UN KIYMETİNİ BİLMEK LAZIM!
Aslında bugün Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile alakalı bir yazı yazmak istiyordum. Fakat darbe imalı bildiri nedeniyle bu yazımı ertelemek durumunda kaldım.
Bakan Kurum ile alakalı önümüzdeki günlerde düşüncelerimi daha geniş şekilde ifade edeceğim ama Cuma günü yaşananların ardından birkaç satır yazmasam olmazdı.
Bakan Kurum hakkında ortaya atılan talihsiz yazı herkesi üzdü. Hiç yakışmadı, doğru da bulmadım!
Bakan Kurum’a haksızlık edildiğini düşünüyorum.
Bırakın Konya’yı, Türkiye bile böyle bir Bakan görmedi. Belki de Cumhuriyet tarihinin en çalışkan 3-5 Bakanından birisi Murat Kurum.
Göreve geldiğinden bu yana yaptığı icraatlar bunu kanıtlıyor zaten. Nerede bir felaket olsa, nerede bir mağduriyet yaşansa koşa koşa yardıma gidiyor. Makam odasında ikbal peşinde koşan isim değil, sahada vatandaşının imdadına koşan isim oldu hep...
Yeri geldi üç gün boyunca sokakta yakılan ateşte ısındı, yeri geldi ekibiyle birlikte aç bil aç mağdurların elinden tuttu. Vatandaşı bir an bile yalnız bırakmadı. Şahidiz, Allah sizden razı olsun.
Bu toprakların bağrından kopup gelen, dur durak bilmeden, gece gündüz demeden, ülke ve millet aşkıyla çalışan, hemşehrilerinin derdiyle dertlenip sevinciyle sevinen Çevre ve Şehircilik Bakanımız Konyamızın öz evladı Murat Kurum’un bu şehre ve bu ülkeye kattıkları tartışılmaz.