Murat Can
Murat Can BİZ BU KADAR HAİNİ NE ARA YETİŞTİRDİK?

BİZ BU KADAR HAİNİ NE ARA YETİŞTİRDİK?

Mithat Paşa’nın ihanetleri anlaşıldıktan sonra neredeyse ümüğüne çökülerek Sadrazam Mührü alındıktan sonra açıkta bulunan İngiliz gemisine gönderilmek üzere Sarayburnu’ndan kayığa bindirildiğinde şöyle bir laf ediyor…

  • Yazık, bu memleket çok büyük bir devlet adamını kaybetti…

Tarihi ihanetler ne zaman gündeme gelse hep bu olayı ve bu cümleyi hatırlarım.

Sonrada şu hayıflanmayı yaparım.

  • Adam ihanetin daniskasını yapmış ama bugün ismi Ankara’nın göbeğinde kocaman caddeye verilmiş.

Oluyor bazen.

En güvendiğiniz isimlerin, en sevdiğiniz devlet adamlarının yanında kendi menfaatini düşünen, hatta kendinden başka kimseyi düşünmeyen sıfatları görmüyor musunuz?

Lider emir veriyor.

  • Şu adamı şuraya başkan yapın…

En güvendiği adamlar “tamam efendim” dedikten sonra gidip farklı farklı oyunlar çevirip kendi liderlerine ihanet etmiyor mu?

Tarihimize bir bakın neler göreceksiniz?

Şimdi ben diyeceğim ki, 1100 tane akademisyen çıkmış kendi ülkesini suçluyor, karalıyor.

Kendisini göreve getiren Başbakan’a ihanet etmiş samimi görünen simalar bilirim ben. Bunları görünce 1100 hainin varlığından mı şikâyet edeyim.

Elbette merak ediyorum. Bu kadar hain bilim adamını ne zaman yetiştirdik biz.

Bu milletin çocuğu gibi görünen bu kadar gayrimeşruyu hangi ara peyda ettik?

Ne zaman bedenlerinden sonra ruhlarını da sattılar?

Hangi ara?

Şu ülkeye bakın.

Kendisine siyasetçi diyen kendini bilmez meydanlarda patlayan bombalardan sonra kalkıyor “devleti” suçluyor.

Gavur dediğimiz Fransız siyasetçisi kadar olamıyor.

Sonra münafığın anlamı aklıma gelince olur bunlar diyorum.

Biri Rusya’ya koşuyor, öbürü Esed’in şefkatli kollarına gidiyor, bu ülkenin Başbakan’ı, Cumhurbaşkan’ı çağırınca Saray’a gitmem diyerek halkçılık nağraları atıyor…

Mithat Paşa bu gizli uşakların yanında delikanlı adammış diyorum. Bir iki caddeye daha ismini veresim geliyor.

İslam çığlıkları atarak oturduğu Amerikan kucağından Türkiye’ye operasyon yapmaya çalışan imam görünümlü şeytan aklıma geliyor.

Hoca dediğin Adnan Hoca gibi olsun kardeşim diyesim geliyor.

Sürekli soruyorum, hep soruyorum…

Yahu biz bu kadar haini ne ara yetiştirdik?

Yalnız bir geçer akçeyi de görmezden gelemiyorum. Öyle oluyor ki bazen, içten pazarlıklıysan, yüzüne gülüp arkasından sövüyorsan, hain değilsen önce sen feda ediliyorsun; samimiysen dahası yoldaş ve kardeşsen muteber olmuyorsun.

Devrimin kendi çocuklarını yediği bir ortamda çobanlık yapsın diye getirdiklerin acıktıkça koyunları götürüyorsa elden bir şey gelmez. Yapılacak şey sürüden ayrılıp mücadele etmek olmalı. En fazla karşınıza kurt çıkar.

Kurt açık düşmandır. En fazla ölürsünüz. Fakat her gün arkadan bıçaklanmak korkusuyla yaşamaktansa kurtla göğüs gögüse çarpışmak daha makul geliyor bana… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Can Arşivi