Murat Can
Murat Can BİR TAHİR AKYÜREK HAYALİ

BİR TAHİR AKYÜREK HAYALİ

Tahir Akyürek'i, geçen hafta Kon TV'de konuşurken gördüm. 
 
Büyükşehir Belediyesinin Mekke'de kazandığı ödülleri anlatıyordu. 
 
İki ödül almış Konya Büyükşehir. 
 
“İdare ve Belediyecilik Sistemi” alanında birincilik, “Belediye Hizmetleri, Çevre ve Çevre Düzenleme” alanında ikincilik ödülü. 
 
Konya bu güzide hizmetle çalkalanıyor. 
 
Evet belediye iki ödül almış. 
 
Bu ödül vesilesi ile belediyede bir idare sistemi olduğunu öğrenmiş oldum. Bizim sistem işlemiyor diye eleştirdiğimiz belediyeye ödül vermeleri tabi şaşırtıcı. Davulun sesi uzaktan kulağa hoş geliyor zahir. 
 
Tabi bu ödüller kağıt üzerinde inceleme yapılarak verildiği için bizim belediyenin projelerinin ödül alması doğal. 
 
Proje hazırlama birimleri belediyenin en iyi çalışan birimleri. Bol ödüllüyüz maşallah. İrlanda'dan Mekke'ye ödül bırakmadık toparladık. 
 
Büyükşehir Zafer Meydanı'nın orta yerine bir ödül müzesi kurarsa vatandaşa büyük kolaylık sağlar. Takip etmesi zor oluyor alınan ödülleri. Hepsini bir arada görürsek hangi ülkenin vatandaşları Konya'yı kıskanıyor ve Konya'da yaşayanlara imreniyor görmüş oluruz. Hem bu uygulama ödül alan projelerin nasıl hayatımızı kolaylaştırdığı konusunda da kafası karışık olan vatandaşa rehberlik eder. 
 
Vatandaş giderek bilinçleniyor. Bir süre sonra ödül almayan hizmetlere burun kıvırırsa şaşırmayın. 
 
Misal otobüse binecek, haklı olarak Konya Büyükşehir'in otobüs taşımacılığı konusunda ödül alıp almadığına bakacak.  Tramvay işi kolay. Nasılsa Çek'ler bize bir ödül verir. E verdiğimiz tramvay siparişi adamların durağana giren ekonomisini pozitife çevirdi. Daha mı vermesinler?
 
Ben belediyecilikteki jargonu çok önemsiyorum. 
 
Bir belediye başkanının kullandığı dil kendisi hakkında ipuçları verir. 
 
Misal, belediye başkanı televizyona çıktı. Konuşmaya başladı. Geçmiş zaman ve şimdiki zaman dili kullanıyorsa işte benim başkanım. Yapılanları anlatıyor. Yürümekte olan projeleri anlatıyor. 
 
Ancak belediye başkanı gelecek zaman cümleleri kuruyorsa, o şehre yazık gerçekten. 
 
Başkan gerçekleştirmeyi düşündüğü projelerden bahsediyor demektir ki bu, genelde de sadece düşünmekle yetiniliyor. Öteye gidemiyor. 
 
Kon Tv'de yine Başkan konuşurken rastlamıştım. Merak ettim var mı yeni bir şey diye. Ooo, olmaz mı! 
 
Animasyonla hazırlanmış bir sürü proje. Ama kullanılan dil hep aynı: ecek, acak...
 
Hakkını teslim edelim ama. Animasyonlar güzel. Benim çocuklarda beğendi. Zaten çizgi film seviyorlar. Bir süre oturduk seyrettik etrafta dönen binaların animasyon çizimlerini. Çocuklar sıkılınca mecburen değiştirdim ki zaten 'ecek acak' eklerine alerjim vardır. 
 
Her ödül alındığında umutlanırım ben. "Acaba hangi güzide projemiz ödül aldı" diye. 
 
Sonra yine 'ecekler ve acaklar'. Kaderimizde var demek ki. 
 
Oysa ne çok isterdim belediye gerçekleştirdiği projelerle anılsın. Yurt dışında vatandaşı ilgilendirmeyen ödüller alıp hem kendilerini hem vatandaşı kandırmak yerine millet başkanına "Allah razı olsun" desin. 
 
Ben hep hayalini kurarım Konya'ya yapılmış devasa yatırımları ellerimiz patlayıncaya kadar alkışlamanın. 
 
Ben hep hayalini kurdum Konya'ya yapılacak güzel bir metronun. Hayalini kurdum dört bir yana dağılan yeni tramvay hatlarının. 
 
Fakat ne olacağı belli olmayan ve milyon Euro'lar verilerek alınacak olan, neye nasıl hizmet edeceği bir bilinmez olan tramvaylarla yetindik biz. 
 
Ben hep hayalini kurdum, halkın içinde gezen, bir derdin olduğunda kapısından dönmediğiniz bir belediye başkanının. 
 
Fakat özel kalemine bile ulaşamadığınız, devletin bakanını bile karşılamayan size zaten vakit ayıramaz felsefesinde bir başkanla yetindik. 
 
Ben hep hayalini kurdum attığı temeller ve açtığı yatırımlarla ödül alan, takdir edilen bir başkanın. 
 
Oysa biz vaatler ve neden alındığı bilinmeyen ödüllerle yetindik. 
 
Suç bizde. Hayalci bir toplum olduk. Neyse ki avucumuz var. Yalayıp yalayıp hayal kurarız biz yarınlarımızın. 
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Can Arşivi