BİR MUSA ÇIKAR, STADI DA SORAR
Tahir Akyürek’in gerçekten sihirbaz olduğunu düşünmeye başladım.
Bir belediye başkanı nasıl olur bütün başarısızlıklardan başarı çıkarttığını düşünür ve halka böyle lanse eder?
Acaba kendisini buna gerçekten inanır mı, yoksa etrafındakiler tarafından böyle olduğuna inandırılır mı?
“Hangi başarısızlık” diye soracaksınız.
Hepsini yazsam bu köşe yetmez ama biz örnekleme olarak son ihaleyi ele alalım.
Stat ihalesi.
42 bin kapasiteli stat yapıyoruz diye açıklanan ve aslında projesinin 38 Bin kişilik olduğu anlaşılan, Konya Stadından bahsediyorum.
Şimdi bakın. Stat ihale edildi. 94 milyon TL bedelle Seha firması ihaleyi aldı. Sonra Gintaş’a geçti ihale.
Firma battı. Firmanın iddiasına göre batırıldı.
Battı mı batırıldı mı? Buda muamma. Firma açıklama yapıyor, gerekçeleri görünce doğrusu GİNTAŞ firmasının haksızlığa uğradığını düşünüyorum. Büyükşehirse susuyor.
Gel gelelim iş yeniden ihale edildi. Bu sefer verilen teklifler 126 milyon TL’den başlıyor.
İşin bedeli 30 Milyon TL arttı.
Neden?
Büyükşehir diyor ki “stat projesinde bir takım değişiklikler yaptık, bedel o yüzden arttı.”
Ne gibi değişiklikler? Keşke açıklasanız bizde bilsek, 30 Milyon TL’lik değişikliği.
Örneğin statta 3000 kişi kapasite artırılmış. 3000 kişilik artırırım 30 milyon TL’ye mi tekabül ediyor mesela?
Ortada başka bir durum daha var.
Stat ihalesi bittiğinde hepimiz sorduk. 94 Milyon TL’ye daha önce yapılacağı taahhüt edilen stat şimdi nasıl oldu da 127 Milyon TL’ye ihale edildi? Aradaki fark neden kaynaklandı?
Büyükşehirden bu soruları engellemek adına yanıt geldi. Dolar kuru artışı ve diğer girdiler güncellendiğinde ihale bedeli bu rakamlara çıkıyor. Yani ihalede bir yanlış yok. Suç dolarla malzeme fiyatlarının.
Şimdi bu işteki kafa karışıklıklarımızdan bir tanesini daha yazayım ki, birazdan alt alta koyacağım hesap yapacağım.
Statta bugüne kadar yapılan işlerin değeri 20 Milyon TL ediyor, deniliyor.
Büyükşehir yetkililerinin açıkladığı gibi 94 Milyon TL bedelle ihale edilen stat bugünün güncel rakamlarıyla 120 Milyon TL’ye tekabül ediyorsa, bu işin 20 Milyon TL’lik kısmı da yapılmışsa, hesapta bir karışıklık olmuş olmaz mı?
94 Milyon TL’nin evrilerek 120 Milyon TL olmasını anlarım. Ama 90 Milyon TL’den 20 Milyon TL’yi çıkartınca geriye kalan 70 Milyon TL’yi 120 Milyona dönüştürürken zorlanırım.
Şimdi tüm iyi niyetim ve merakımla soruyorum.
Söyler misiniz bizim bu bizim 20 Milyon TL nereye gitti.
Nasrettin Hoca’nın dediği gibi. Kedi buradaysa et nerede, et buradaysa kedi nerede?
Bir başka tartışma konusu stat için öngörülen süre.
Uzmanına soruyorum. Bu stat 190 günde biter mi? “Çok zor” diyor. Ardından ekliyor. Fiyatın yüksek olmasının nedeni zaten sürenin kısalığı. Süre kısaldıkça fiyat artar. İşi yetiştirmek için firma kule vinç sayısını ve diğer ekipmanları artıracak. Hal böyle olunca bunlar maliyete yansır.
Stat için yapılan iki ihalede bu kadar fark olması zamanın kısa olmasıdır.
Ortalama 100 Milyon TL’ye rahatlıkla yapılacak olan stat ihalesi 120 Milyon TL’ye ihale edilmiştir.
İhaleye giren firmalar işi 190 günde bitiremeyeceğinin farkındalar. Bu yüzden ihaleye girerken işin gecikme cezasını peşin peşin maliyet olarak yazmışlardır. Buda yine aşağı yukarı 20 Milyon TL ediyor.
Kısacası 20 Milyon TL yapılan ama yok sayılan hakedişlerden, 20 Milyon TL’de işin yetişmeyeceğini bilen firmaların maliyete peşin peşin koyması. Alt alta koyun, toplayın, 40 Milyon TL ediyor.
Bütün bu hesaplara göre belediye çoktan 40 Milyon TL’nin üzerinde zarar etmiştir bu işten. Sadece belediye mi etmiştir. Giden para bizimdir. Belediye bürokratlarının beceriksizliği ve başkanın tavrı 40 Milyon TL’mizi resmen çöpe atılmasına neden olmuştur.
Bakın güler misiniz ağlar mısınız durumu bu kadar değildir.
İlk ihalede işin bitiş süresi olarak 600 gün olarak verilmiştir. İkinci ihalede ise 190 gün.
Siz bu belediyeye nasıl güveneceksiniz? Madem bu iş 190 günde bitiyordu, neden ilk ihalede 600 gün süre verdiniz. Bu iş 600 günde biter ise bu 190 gün süre nereden çıktı?
Ben belediye başkanı olsam ve benim altımdakiler bir biriyle hiç alakası olmayan böyle iki farklı süreyle karşıma çıksalar o serviste bir tane adam bırakmam. Ama tabi bunun için o şehrin derdiyle dertlenmen gerekir. Ama ya ben yeniden başkan olayımda bana ne şehirden diyorsanız. Tam da şu anki gibi davranırsınız. 40 Milyon Lira’nın hesabını sormayacak vatandaşa pilavı verir, başkanlık yapıyorum sanırsınız.
Hadi neyse yukarda ki paraların hesabını sormadık sayın…
Peki, bu stat seçime yetişmek zorunda mı?
Yani Tahir Bey seçimlerde açılış yapacak ve gülümseyecek diye bizim 40 Milyon TL’mizi dağıtmak zorunda mı?
Kurdeleyi seçimler yapılacağı zaman kesmenin maliyeti 40 Milyon TL’midir
Ne olur? Stat 300 günde biterse Konyaspor küme mi düşer?
Halk sokaklara mı dökülür neden yetişmedi stat diye?
Üstelik Özensiz yapılan işler nedeniyle devletin, milletin parası heba mı edilmelidir?
Bunun sorumlusu elbette yönetim zafiyeti gösteren ve işler savsaklayan başkandır; başkanla zaten evvelden uyumlu iş üretemeyen bürokratlardır.
Bırakın dilsiz taklidi yapmayı. Sahte gülücükler dağıtmayı. Çıkında kamuoyunun önüne bir açıklama yapın. İşte kardeşim maliyeti, işte işin bedeli. İşte, kalem kalem cetvel. Bu iş şöyle şöyle oldu deyin kaçarsınız belki.
Kimse ömrünün sonuna kadar koltukta oturamaz.
Ortada bir zarar varsa ve bu milletin parasıysa bir Musa’da elbet Konya’dan çıkar, Stadı da, tramvayı da, kent meydanını da, bilim merkezini de; daha nicesini de tek tek sorar.