Bir Gezinin Anatomisi…
ADAY OLACAKLARA TAVSİYE…
Yerel bazda katıldığı her toplantıda herkesin merakını cezbetti ve aynı soru yöneltildi muhakkak Recep Başkan’a…
‘Aday olacak mısınız?’
Türkiye’nin, bir an önce tedavi edilmesi gereken en önemli hastalıklarından biri bence… Sanatta, Sporda, Ticarette, Bilim’de başarılı olmuş kişileri en çok Meclis koridorlarına yakıştırma hastalığı… Tabi Recep Başkan’ın siyasi geçmişi düşünüldüğünde pek hayret edilecek bir soru değil elbet… Ama hiç siyasi geçmişi olmasa da yine düşünülecek ve dillendirilecekti…
Çünkü siyasetin bu kadar popüler ve etkin olduğu her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de başarıların meclis koltuklarıyla taçlandırılması adeti var ki; “bu bir tür intihar…”
Önümüzdeki günlerde bu tür cinayetlerle daha sık karşılaşacağız… Çünkü zaman daralıyor…
Özellikle Bilim ve Bürokraside başarılı birçok isim başta olmak üzere, hangi işi yaparsa yapsın “artı değer” üretmede ön plana çıkmış çok kişi “intihar edip” aday olacak… Tabi aralarında muhakkak olması gerekenlerde var elbet ama “Taş yerinde ağırdır” düsturu uyarınca çok kişinin bu kararlarını bir kez daha değerlendirmelerinde fayda var…
Başarılı bir doktor, daha başarılı bir doktor olarak kalmalı hayatımızda…
Geride kalanlara da, gidenlerin arkasından sadece el sallamak değil, bu sürecin doğal sonucuyla da yüzleşmek gerekecek; “Gelen gideni aratır, Çünkü her zaman boynuz kulağı geçmeyebilir…”
Yani tavsiyem; Kendinizi siyasetin cazibesinden alıkoymayı başarabiliyorsanız sakın “aday olmayın.”
“Bırakın biz olalım…”
Recep Konuk konumu ve yaptıkları itibariyle biraz farklı tabi… Oluşturulan “Model” içinde gerçekleştirdiği müthiş başarılarını ve atılımlarını Kabine içinde sürdürüp Türkiye tarımını ilk beş arasına sokması içten bile değil… Önceden kestirebilmek zor tabi, ama sadece “yasamanın” değil, “yürütmenin” bir parçası olmalı Recep Başkan… Olacaksa, oralarda olmalı…
İşte ancak o zaman Konya Şeker’de, Konya’da, Türkiye’de kazanır…
BİR TAVSİYE VATANDAŞA
Recep Başkanın toplantıda özellikle altını çizdiği “Karapınar Modeli” para kazanma arzusundaki her vatandaşın dikkatle eğilmesi gereken bir çalışma… Özellikle vurgulanan “Vatandaş da artık kolay para kazansın” başlığının altı iyi okunmalı Konyalı tarafından… Çünkü model, “Yok böyle bir şey” dedirtecek kadar güzel ve karlı bir kazanç sunuyor… İlgilenenlere… Sermayesi olan ve paramı nerede değerlendirsem en iyi karı alırım diyenlerin, projeyi gönülden desteklemelerinde fayda var… Ancak bu söylendiği gibi kesinlikle, gayrimenkulü ipotek ettirip, kredi çekerek olmamalı…
Faiz bu topraklardaki bereketi hep kurutmuştur…
BİR TAVSİYE ORGANİZASYONA
Çölün ortasındaki “serap” gibi Konya Şeker’in Tesisleri… Sistemiyle, Modeliyle, Çalışmalarıyla, Projeleriyle, Devasa yapısıyla, Yatırımlarıyla, Ekonomi ve Sosyal hayata katkısıyla, Konya’ya verdiği heyecanla en büyük övgüleri hak eden bir firma…
Bunun herkes bilincinde ve Konya dün bir kez daha gördü bu büyüklüğü…
Biz aynı evin çocuklarıyız, ayıp aramayız ama organizasyondaki aksaklıklara dışarıdan gelenler için dikkat etmekte fayda var…
Dışına giydirme yapılmış bir otobüsle çevre gezisi yaptırılmamalıydı örneğin. Hiçbir şey görünmedi… Ve vakit kaybından başka bir işe yaramadı…
Bu kadar kalabalığı bir araya toplamak yerine grup ikiye ya da üçe bölünmeliydi. Kimin ne yaptığı belli olmadı…
Konuları kimin anlatacağı, soruları kimin yanıtlayacağı daha önceden belirlenmeliydi… Dağınıklık yüzünden anlatılanlar anlaşılamadı ya da kaçırıldı…
Böyle toplantılarda, nokta atışı yapılması gerekirdi. Kaç kişi gelecek? Nerede oturacaklar? Nereyi gezecekler? Önceden Planlanmalıydı…
Kalabalıktan dolayı kontrolün kaybedildiği oldu…
Bu kadar uzun da sürmemeliydi…
Bazı bölümlerdeki gözden kaçan ayrıntılara dikkat edilmeliydi…
Gezi rotası paketlemeden, kesime değil, kesimden paketlemeye doğru olmalıydı…
Büyüklüğe gölge düşürecek şeyler değil belki ama, milyar dolarların konuşulduğu, Dünyada ilk beşe girmenin hesabının yapıldığı bir firmanın büyüklüğünü hissettirmesi açısından önemli detaylar diye düşünüyorum…
Sonuçta “şeytan ayrıntıda gizli”…
BİR TEŞEKKÜR…
“Sen ne geziyorsun buralarda” diye kimsenin bir şey sormadığı toplantıda, Hoşgeldin’i esirgemeyip elini uzatan Mehmet Koca’ya…
Kolay CEO olunmadığını bir kez daha anımsattı…