ANDIMIZ
“Türküm-Doğruyum-Çalışkanım” saçmalığının kaldırılması bir devrin bittiğine veya derinden sorgulandığına inanmamı sağlamaya başladı.
Sabahın köründe el kadar yavruları sınıfa sokmak yerine ayakta tutarak hiç anlamadıkları ve hatta umurlarında olmayan ilke ve inkılâplar üzerine yemin ettirme işinin kaldırılmasında geç bile kalınmıştır.
And içmek, yemin etmek, feda etmek, askeri resmigeçit törenleri, rap rap sol-sa sol-sa uygun adım yürümek gibi işler genellikle geri kalmış totaliter ülkelerde görülen işlerdir. Bir lider veya ilke etrafında kenetlenme gazı verilerek halkın anasını ağlatmak için bu taktiklere başvurulur.
Örnekse: Bu saydıklamızın hemen hepsi Kuzey Kore’de mevcuttur ve halk fakirlikten kırılmaktadır. Bu saydıklarımızdan hiç biri Güney Kore’de yoktur ve Güney Kore dünyanın ilk 10 ekonomisi arasındadır.
Diğer yandan "andımız" denen metin" yeni bir ulus bilinci oluşturma çabasının ürünüdür. “10 Yılda 15 Milyon genç yarattık her yaştan“ diye marş yazan kafa ile aynı kafanın ürünüdür. 1920’lerden bu yana herkesi tek bir kalıba sokmaya çalışan kafadır bu kafa.
Hepimiz soğukta ya da güneşin altında dikilerek anlamını dahi bilmediğimiz yemin metnini marş okur gibi tekrar ederek büyüdük.
Sonuçta ne faydası oldu? Hiç!
Milliyetçi mi olduk? Çok mu doğru olduk yıllar içinde. Ya da çok mu çalışkan bir ulus(!) olduk? Yok!
Kürtler andımızı kana kana içtiler de Türkleştiler mi? Yok!
Güneşte yandık. Soğukta donduk. Hepsi bu.
Şu bizim ulusalcı ve milliyetçi kesim var ya. Şimdi "Türküm demek bile suç oldu” gibi seviyesiz bir argümanla karşı çıkıyorlar atılan adıma. Varlığım türk varlığına armağan olsunmuş. Bak bak! Kuru sıkıya bak! Yapmayın, etmeyin. El alemi güldürmeyin kendinize.
İnsanımızın bilinç düzeyi kuru sıkı, sloganların çok üzerinde artık. İlkesi, yurdunu ve milletini özünden çok sevmek değil ya da ülküsü belirsiz bir ileri gitme ülküsü değil. Varlığını hediye paketi yapıp sağa sola armağan etmek isteyen kimseler de değiliz artık. Aslı astarı olmayan palavralarla oyalayamayın çocuklarımızı. Gölge etmeyin yeter. Rahat bırakın. Yeri geldiğinde bu millet ilkesini de bilir, ülküsünü de.
Hadi içeriği geçtik, sabah akşam küçücük çocukları hizaya sokup, “rahat” “hazır ol” komutlarıyla, askeri nizam içinde yemin ettirmek bile başlı başına saçma değil mi? Asker kışlasında yapılsa belki anlamlı bulunabilecek bu türden bir gaz verme ameliyesinin kimisi çişini tutmaktan bile aciz bebelere yıllardır yaptırılması ne kadar doğruydu Allah aşkına?
Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime, ant içerim! Atanızın gösterdiği hedefe durmadan yürümek dediğiniz şey her halde tek tip kıyafet, tek tip and, tek tip inanç, tek tip millet. Seksen yıldır iktidarda olan anlayış, darbe paketleri, ohal paketleri, sıkıyönetim paketleri, 28 Şubat paketleri, muhtıra paketleri yerine demokrasi paketi açtı da millet olarak biz yok mu dedik kardeşim. Bırakın şu ucuzlukları