Altınoluk: Samimiyet çağlayanı
Hâl ile dilin birbirine sımsıkı sarılmasıdır samimiyet.
Usulen kurulan ilişkilerin usul usul terk edilmesidir, hasbihâle ulaşmak için.
Samimiyet, kalp ile dudak arasındaki bağları sağlam tutarak gülebilmektir. Beyazı kıskandıran tatlı bir tebessümdür samimiyet ve gözler aynadır o kalbe.
Samimiyet ve açıklık, açık olmaktır, dostun açıklarını örtebilmek adına.
“Ben ne kazandımsa samimiyet ve açıklıktan kazandım” diyen Mehmet Çakırca Ağabeyimizin bu düsturu, bizim için de, daha kıymetli bir ilke olmuştur tanıştığımızdan beri.
Açık ve samimi olmaktan dolayı anlık kayıp gibi görünen hususlar, samimi insanın uzun dönemli kazanımlarıdır ve ömrün itibarının kaynağı da samimiyettir bizce.
Bugünler, samimi olmayan birilerinin sahte sultanlıklarının bitişine şâhitlik eden günlerdir.
Âlim insanlar, insanların gönüllerinden kolayca uzaklaşmazlar ve bunun sebebi samimiyetleridir.
Milyonların yuhaladığı din adamı görüntüsündeki samimiyetsizlerin gönüllerdeki yerleri ise ortadadır.
Samimiyeti iğfal eden bu güruh, en sert tokadı yine samimiyetten yemiştir ve ruhsuz bir harekete dönmüştür artık.
Gelelim başlığımıza.
Altınoluk, bizim pınarımız…
Altınoluk, samimiyet çağlayanımız…
Altınoluk, çağları samimiyete çağıran altın bir çağrıdır bu ay.
Aylık dergimiz olan Altınoluk’tan bahsediyorum.
Kutlu Doğum Haftası’nı barındıran Nisan ayının bu ev sahipliğine ikramda yardım için kurulan en güzel sofralardan birini açmıştır Altınoluk.
“Din samimiyettir” diyerek buluştu samimi gönüllerle. Samimiyetsizler için de bir tokat olmuştur umarım.
Diyanet İşleri Başkanlığımız da aynı lezzet ile katkı sağladı bu sofraya.
İnsanlığın Serveri: “Din samimiyettir. Allah’a karşı, Allah’ın kitabına karşı, Allah’ın Peygamberine karşı, Müslümanların meşru idarecilerine karşı, bütün Müslümanlara karşı samimiyettir.” buyuruyor.
Altınoluk, bu buyruğu bayrak etti bu ayki sayfalarına, samimi gönüller ve samimiyet sevdâlıları nasiplensin diye.
Daha önce bu satırlarda “kendi pınarlarımızdan beslenelim” demiştik.
Devletimizin bekâsına kasteden bir samimiyetsizliğe şâhit olduğumuz şu günlerde, Altınoluk gibi samimiyet pınarlarına çok ihtiyacımız var.
Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından düzenlenen Kutlu Doğum Haftası etkinliğinde açılış konuşmasını yapan Sayın Başbakanımız da samimiyeti taç etti başlara ve taca attı samimiyetsiz güruhun bütün taşlarını.
Hâli başka, dili başka, zihnindeki keli başka olan bu samimiyetsizler, bu vatan topraklarından ilelebet gurbete düşmüşlerdir bu saatten sonra.
Yine bu satırlarda “Ey Koca Devlet” diyerek şunları söylemiştik:
“Sen sırları ve serleriyle büyüksün.
Sana düşman olana en büyük yüksün.
Sırrına ihânette pervâsız olanlar,
Bundan sonra kendi korkularını büyütsün.”
Samimiyetsizler, bundan sonra kendileri düşünsünler sonlarını ve tükenişlerini.
Bu toprakların hamurundaki insanlık ve samimiyet ayrılmaz bir bütündür ve sahte samimiler, ağlayarak başlattıkları bu aldatışta, en büyük aldanan durumuna düşmüşlerdir.
Samimiyetsizlik, uzun mesafelere dayanamaz demiştik ve öyle de oldu Elhamdülillah.
Altınoluk, bu ay bir başka güzel ve nasiplenelim İnşaallah.
Duânızı eksik etmeyin efendim.