Senan Kazımoğlu
Senan Kazımoğlu Alemde Şer, Oğuzda Er Tükenmez

Alemde Şer, Oğuzda Er Tükenmez

Azerbaycan, hem ticaret yollarının üzerinde yerleşmesi, hem de jeopolitik ve stratejik önemi sebebiyle, tarih boyu her zaman büyük savaşlara sahne olmuştur. Biz Azerbaycanlılar binlerce yıldır toprağımız için savaşıyoruz. Bu savaşlarda binlerce insanımızı kurban verdik lakin adını tarihe yazdıran kahraman evlatlar da yetiştirdik.

Sadece Rus işgali ve daha sonrasında, şehit verdiğimiz evlatlarımızın kahramanlıkları, Akif misali tarihe sığmayacak kadar büyüktür. Misal olarak Rus Çarlığına karşı tek başına direnen ve ismi Ruslara karşı direnişin sembollü haline gelen Gence Hanı Cevat Hanı gösterebiliriz.

Sadece Ruslar değil, onların silah başta olmakla, maddi manevi her türlü desteklerini alan Ermenilere karşı da, Azerbaycan Türkleri etmiştir. 1905 yılında, Rus destekli ermeni terör örgütlerinin soykırım yaptıkları Azerbaycan Türkleri, Rus egemenliğinde olmasına ve düşmanın Ruslardan her türlü yardım almasına rağmen “Difai” isminde gizli bir teşkilat kurup direnişe devam etmişti. Azerbaycan aydınlarının kurduğu bu teşkilatla, bazılarının ismi bile meçhul olan Difai fedaileri, soykırımın önünü almışlardı.

Hosrov Bey Sultanov, Kerbalayi İsmail, Kamberalı Abbasov (Azerbaycanlılar onu Gemlo ismiyle biliyor),  Kaçak Memmedkasım gibi yiğitler, ecdadın yolunu devam ettirerek işgalcilere karşı müthiş direniş gösterdiler.

1990’lı yıllara gelince ise Azerbaycan Türklerini yeni mücadele bekliyordu. Azerbaycan Türkleri Sovyet Rusya’sından ayrılmanın bedeli olarak Rusların tarih boyu her zaman destekledikleri Ermeniler ile Karabağ’da yüz yüze geliyordu. Savaşın ilk başlarında Rusların ve dünyadaki Ermeni terör örgütlerinin desteğine rağmen Karabağ’ı alamayan Ermenistan, hileye başvurarak Rusların da desteğiyle ihanetle Karabağ’ı işgal ediyordu. Ama buna rağmen Karabağ’da ölümüne savaşan kahramanlar vardı ki, isimlerini Azerbaycan tarihine altın harfler ile yazdırdılar.

Bu yazımda Karabağ’daki kahramanların ikisinden bahsetmek istiyorum. İlki Karabağ futbol takımının eski oyuncusu ve antrenörü olan Allahverdi Bağırovdur.  Şehadetinden sonra Azerbaycan’ın Ulusal Kahramanı adını alan Allahverdi Bağırov, yaşadığı Ağdam şehrinde bağımsız Azerbaycan bayrağını ilk dalgalandıran kişi olarak da bilinir. O ve kardeşi kendi imkanlarıyla oluşturdukları gönüllü birliklerle, düşmana karşı üstün başarı gösterdiler. Bununla da yetinmeyerek, bilhassa Hocalı Soykırımı sırasında alınan esirler de dahil, Ermeniler tarafından esir alınan binden fazla Azerbaycanlıyı kurtarmıştı. Bugün Hocalı’daki vahşeti belgeleyen video görüntüler bile Bağırov sayesinde çekilebilmişti. Onun, Azerbaycan için yaptığı hizmetler sayarak bitiremeyiz. Azerbaycan Ulusal Kahramanı Allahverdi Bağırov, 14 Haziran 1992 günü, savaş meydanından karargaha dönerken, arabasının geçtiği yola yerleştirilen mayın ile şehit edildi.

Hakkında bahsedeceğimiz diğer kahraman ise Fred Asif lakaplı Azerbaycan’ın Ulusal Kahramanı Asif Meherremovdur. O da Azerbaycan’ın ilk gönüllü birliklerinin kurucularındandır. Fred Asif ve birlikleri Ermeniler üzerinde büyük zaferler kazanmışlardır. Karabağ’daki savaşlarda gösterdiği üstün başarıdan dolayı, daha sağlığındayken iki defa “Azerbaycan Ulusal Kahramanı” adına layık görülen Fred Asif: “Topraklarımız işgaldeyken, insanlarımız esirken ben göğsüme madalya takıp “kahramanım” diye dolaşamam” diyerek bunu reddetti.  Defalarca ölümcül yaralanan Fred Asif her seferinde iyileşir, iyileşmez yine cepheye koştu. Ama son yaralanmasında akciğeri ağır hasar gördü. Bu ağır yara ve daha sonrasında verem hastalığına yakalanan Asif, mecburen savaşı bırakarak, tedavi amaçlı Ukrayna’ya gitti. Fakat, maalesef orada hastalığa yenik düşerek şehit oldu. Şehadetinden sonra 1998 yılında Asif Meheremmov “Azerbaycan Ulusal Kahramanı” adına layık görüldü.

Bugün Karabağ’da hala savaş devam ediyor. Daha birkaç gün önce bir şehit daha verdik toprağa. Ama şehitler tepesi boş kalmıyor. Bir ölsek de bin diriliyoruz. Yeter ki, vatan sağ olsun. Ne demişler, Alemde Şer, Oğuzda Er Tükenmez!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Senan Kazımoğlu Arşivi