Ahlarla vahlarla
Maç başlamadan önce bazı taraftarlar ümitsizliğe kapılmıştı. Geçen hafta hem Beşiktaş'ın farklı kazanması hem de Atiker Konyaspor'un mutlu etmeyen oyunu bu maçın Beşiktaş lehine sonuçlanacağını düşündürtmüştü. ama unutulmaması gereken bir şey vardı " Burası Konya'ydı."
Maç dengeli bir şekilde başladı, yeşil beyazlılar henüz ilk dakikalarda yakaladığı ilk ciddi pozisyonu gole çevirerek rakip takımı şoka uğrattı. Bu dakikadan sonra daha dikkatli oynamak gerekse de defansın içine çok girilmemesi lâzımdı. Futbolcular skoru korumanın düşüncesiyle topu rakibe teslim ederek savunmaya gömüldü. Yeşil beyazlılar pas yapamadı ve üçüncü bölgeye geçemedi. Buna rağmen Beşiktaş ciddi bir pozisyon üretemese de kritik bir dakikada beraberliği yakaladı. Maç artık yeşil beyazlı taraftarlar için çekilmez bir hâle gelmişti. İlk yarıda kalan dakikalarda rakip takım topu sürekli kendisinde tuttu. Atiker Konyaspor ise ne pas yapabildi ne de hücum. İlk yarının hatta maçın tamamının en kötüsü şüphesiz Mehmet Uslu'ydu. Ne defansta ne de ofansta bir varlık gösteremeyen Uslu yapamadığı ortalar, arkaya kaçırdığı adamlar ve yaptığı diğer hatalarla taraftara saç baş yoldurdu. Taraftarın çok şey beklediği Ömer Ali Şahiner ise ilk yarıda kayıplardaydı. Kalecimiz Serkan Kırıntılı'nın topu oyuna bir doğru bir şekilde sokamaması, ayağını kullanmaması en büyük eksiği olarak gözüktü.
İkinci yarıya Atiker Konyaspor daha iyi başladı, devre arasında Aykut Kocaman'ın oyuna müdahale ettiğini gözlemledik. Üzücü olan durum ise iyi oynadığımız dakikalarda kalemizde ikinci golü görmemizdi. Neyse ki beraberlik golünü bulmak gecikmedi. Tribündeki taraftarlar için heyecanlı dakikalar artık başlamıştı. Pas yapan, gol arayan, galibiyeti arzulayan bir takım izlemek şüphesiz heyecan vericiydi. Yeşil beyazlılar galibiyeti getirecek pozisyonlar da buldu ama beklenen gol bir türlü gelmedi. Son şampiyon karşısında oynanan maçta galibiyet ahlar vahlar içinde kaçıp gitti. Atiker Konyaspor'un mücadelesi ilerisi için umut verici ve alkışlamaya değerdi.