Afetten bir ders çıkarabilir miyiz?
Toplumlar afet dönemlerinde normal zamanlar gibi davranamazlar. Herkese belli sorumluluklar düşer.
İktidarı ellerinde tutanlar kendi sorumluluklarını yerine getirdikleri gibi diğer tüm kesimlere görevlerini hatırlatırlar. İyilikle ya da cebren bir düzen sağlamaları gerekir.
Bugünlerde toplum olarak büyük bir imtihandan geçiyoruz. Bir tarafta depremden doğrudan zarar görenler diğer tarafta dolaylı olarak etkilenenler.
İki haftadır birlikte üzüldük, birlikte kederlendik.
Ancak hayat devam ediyor. Acılarımız tabiiki bizleri yaralıyor ama aynı zamanda hayat da durmuyor.
Hüzünlerimizi içimize atarak, gözyaşı içinde de olsak bir şekilde yolumuzu tekrar bulmamız gerekiyor.
Asıl üzerinde durmamız gereken noktaların başında bu afetten hangi dersi çıkardığımız konusu geliyor.
Bir kez daha aynı duruma düşmemek için ne yapmamız gerektiğinin yol haritasını çıkarmak durumundayız.
Deprem bir günde gelmedi. Kasıt, kusur ve ihmal nedeniyle ortaya çıkan zarar yıllardır yapılanların bir neticesi.
Bunda mutlaka resmi kişi ve kuruluşların sorumlulukları bulunuyordur. Yanlış yapılanlarla ilgili yargı müdahil hale geldi.
Asıl üzerinde durulması gereken nokta bizler, bireyler neyi yanlış yaptık?
Nerede hatalı davrandık?
Görüyoruz ki olayın fenni mesulleri, görevini layıkıyla icra etmeyenleri bulunuyordur.
Ancak fen ve tabiat kurallarına uyulmadığında her defasında bir sıkıntı çıkıyor.
Ayrıca, yine aynı şey sadece depremin gerçekleştiği 10 ilde değil, tüm Türkiye’de ele alınması gereken bir mevzu.
Allah memleketimizi korusun.
Milletimize esenlik versin.
Bugünden tezi yok çok ciddi bir seferberlik içine girilmelidir.
Ülkemiz tüm güzelliklerine, zenginliklerine rağmen depremle yaşamaya alışmak zorundadır. Öyleyse tabiatın kurallarına, bilimin gereklerine uygun davranmak durumundayız.
Herkes bulunduğu mevkide sorumluluk sahibi bir şahıs gibi hareket etmelidir.
Bizler, toplum olarak, balık hafızalıyız.
Çabuk unutuveriyoruz.
Fakat maazallah eğer hatalarımızdan öğrenmezsek yine yaşarız. Tekrar ağlar, tekrar dövünürüz.
Kriz yönetimi devlete ve temsilcilerine yüklediği sorumlulukların takibini yapacak.
Söylediklerim yanlış anlaşılabilir.
Ama anlayan, anlasın.
Bugünün ilk ve tek gündemi bu olmalıdır.
Ne yapmamız lazım?
Nasıl yapmamız gerekiyor?
Bizler bireysel bazda yapabileceklerimizin yanında toplum olarak ne yapılması gerektiğini de unutmayalım.
17 Ağustos depremi çok ciddi bir uyarıydı. Belli şeyler yapıldı?
Ama ya yapıl(a)mayanlar?
Enkazın altında can veren masumlar?
Tüm varlığını kaybeden mağdurlar?
Allah birliğimizi ve dirliğimizi bozmasın.
Lütfen ders çıkaralım.
İmar affı bekleyenler…
Küçük hesaplarla insanların hayatına kasteden müteahhitler…
Görevini yerine getirmeyen mühendisler…
Olmayacak yeri imara açan belediyeler…
Gösterişi, güvenliğe tercih eden müşteriler…
Hepimiz…