Abdülhamid’i anlamak Erdoğan’ı anlamak olacak
Tarih tekerrürden ibarettir derler. Bazı olaylar yüzyıllar öncesinde nasıl yaşandıysa günümüzde de ya aynısıyla ya da çok benzer bir şekilde yaşanmaya devam ediyor. Zaten tarih de bunun için vardır. Okuyup geçmek, övünmek veya üzülmek için değil…
Aklını kullananlar tarihten ders alır aynı yanlışları bir daha yapmamaya gayret eder. Ders almayanlarsa aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamaya mahkûmdur.
Millet olarak maalesef tarihten hiç ders almıyoruz. O kadar büyük bir tarihimiz varken sadece birkaç günlük hafıza ile yaşıyoruz.
Bu anlamda son büyük Osmanlı padişahı ve halifesi Cennet Mekân Sultan Abdülhamid Han ile günümüz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yolları da tam da bu noktada benzerlik gösteriyor.
Bundan çok değil, yaklaşık 110 yıl önce 33 yıllık iktidarı boyunca Osmanlı’nın bir karış toprağını düşmana yar etmemek için canla başla çalışan Sultan Abdülhamid Han’a oynan oyunların aynısı bugün Recep Tayyip Erdoğan’a oynanıyor.
Şöyle biraz tarih bilgilerinizi yokladığınızda o zamanlar Abdülhamid’in devirmek için içerde ve dışardaki düşmanların oynadıkları oyunların bugünkünden hiçbir farkının olmadığını göreceksiniz.
Bugün de tüm dünyanın birleşerek Türkiye’nin karşısında durması boşuna değil. O zaman büyük Sultan Abdülhamid Han’a “Kızıl Sultan” diyenlerin torunları bugün Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör diyor.
Bu topraklarda uzun yıllar önce dirayetli ve ülkesinin menfaatleri için gece gündüz çalışan bir lideri yıkmak için olmadık karalama kampanyaları bugün de hiçbir değişiklik göstermeden uygulanmaya çalışılıyor.
Abdülhamid döneminde yurt dışında eğitim görmüş sözde aydınlar ülkelerine ihanet ederlerken günümüzde kendini aydın olarak görenler aynı ihanet içindeler.
33 yıl boyunca tek başına Osmanlı’yı ayakta tutmaya çalışan 2. Abdülhamid Han gibi Recep Tayyip Erdoğan da tek başına Türkiye’yi atakta tutmaya çalışıyor.
Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han’ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu’da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiştir.
Dışardan gelen tehlikelere bu aziz miller bir şekilde karşı durmuştur ancak ihanet içerden olunca kapı kilit tutmuyor işte.
Abdülhamid Han’ın o dönem kurduğu okullarda yetişen nesil Kurtuluş Savaşı’nı verdi. Şimdi yetişen nesil ise gerektiğinde ülkemizin müdafaası için yeni savaşlara hazırlanıyor.
İmam Şafii'ye “Fitne zamanı hakkı tutanı nasıl anlarız” diye sorduklarında, “Düşman okunu takip edin, o sizi Hak ehline götürür.” demiş. O sebeple hangi safta, nerede, kimin yanında durduğumuz büyük önem taşıyor.
Üstad Necip Fazıl “Abdülhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır” demiştir. Peki ya Recep Tayyip Erdoğan’ı anlamak?
Başta dediğimiz gibi tarih tekerrürden ibarettir. Günümüzde yaşadıklarımız da boşuna değil. Tabi anlayabilene…