Necmettin Şimşek
Necmettin Şimşek 18 Dakikada Yapabiliyor Musun?

18 Dakikada Yapabiliyor Musun?

* Tüm düşüncelerimizi, fikirlerimizi 18 dakikaya sığdırmak zor iştir. İsterseniz dünyanın en zengin insanı olun, isterseniz en bilgili adamı. 18 Dakika, ciddi olmak için yeterince uzun, insanların dikkatini canlı tutmak için yeterince kısadır. Bu süre ayrıca internette geçirilen en iyi süredir. Bir kahve molasına eşdeğer süredir. Twitter’ın bizi sınırlı karakterle sınırlandırdığı bir ortamda, uzun süre konuşmaya kısıtlanmamaya alışmamış insanların 18 dakika içine sığabilmesi için onları yaratıcı olmaya iter.

Kavramsal birikim yapmaya zorlar. Kavramsal birikim; hatırlamanız gereken şeylerin birikimine denir. Böylelikle, hatırlanması gereken şeyler biriktikçe, insanlar strese kapılıp hepsini bırakmasıyla sonuçlanır. Bir içeriği hafızaya işlemek için, 2 yâda 3 seferde kısa süreli çalışmanın bir gecede ezberlemekten daha iyi olduğu doğrudur. İnsan beyni gerçek bir enerji oburudur.

Ortalama yetişkin bir insan beyni 1,36 kg’dır. Glikoz, oksijen ve kan akışıyla beslenir. Özellikle irademizi zorladığımız durumların ve günün yoğun beyin fırtınalarıyla geçip sonuna doğru gelindiğinde yorgun düşmemizin yegâne sebebi bu oburluğudur. Bu sebeple uzamış ve karışık bir sunumu, beyni daha da oburlaştırır.18 dakikalık harika bir sunum bu yüzden yorar. Dinleyiciye, anlaması paylaşması ve harekete geçmesi için biraz beyin gücü bırakır.

Bu süre darlığı insanı çevikliğe zorlar. Yaratıcılık kısıtlar altında gelişir. Tam doğru şeyi tam doğru şekilde eksiltirseniz ortaya genellikle iyi bir şey çıkar. Albert Einstein da bu gerçeği şöyle destekler; Eğer basit bir şekilde anlatamıyorsanız, onu iyi anlamamışsınızdır. Gurur verici olmalı. Ne kadar iyi anlamış olduğunu siz düşünün

İyi sunumlarının geneline baktığımızda, hemen hemen hepsi Twitter dostudur. Bu sunumlar dünyanın en iyi sunumlarıdır. Çoğunda kelime sayısı 40 ı geçmez.

Sunumlarınız sade ve ilgi çekici, heyecanlandırıcı olmalıdır. Çalışmaların da gösterdiği üzere, maalesef insan beyni 2 işi aynı anda aynı kalitede yapmakta başarısız. Tabi ki yürürken sakız çiğnemekten bahsetmiyorum. Öğrenme ve düşünme gibi fonksiyonlardan söz ediyorum. İyi bir sunum için, bir slayta bir tek resim koyacak kadar cesur olmak gerekir.

**Bu kadar girişten sonra gelişme kısmı olarak gelecek yeni pandemi gibi doğa olayları veya dijitalleşme sonucunda iş yapabilmek yerel olarak zorlaşacak. Her kurumda her işyerinde veya her ülkede iş yapabilmek için uluslar arası biri olmak çok önemli. Gençlerimize baktığımız zaman ülke fark etmeksizin her yerde çalışabiliyorlar. Koreli veya Hintli birilerini sadece ülkelerinde göremezsiniz bir o kadar nüfusta başka ülkelerdeler.

Kendini geliştirebilen herkes her yerde çalışabilir. Gelişme derken sadece dil yeterli değil kendi problemlerini hatta başkalarının problemlerini çözme becerisi gerekiyor.

İletişim yetenekleri işin başlangıcı, her iş başvurusu sahibinin, mükemmel iletişim becerilerine sahip olduğunu iddia eder. Çoğu insan ofiste ara sıra iletişim sorunları yaşarken, yabancı dil ortamında çalışan gurbetçiler için bu zorluklar katlanarak artıyor çünkü olağan normal alışverişler kültürel farklılıklar veya dil engellerinin çok ötesine geçebiliyor.

Bu nedenle, yurtdışında yaşamak ve çalışmak, etkili ve düşünceli bir iletişimci ve müzakereci olmanızı gerektirir. Dilsel ve kültürel farklılıklar arasında gezinirken yöneticiler, öğrenciler ve diğer paydaşlarla çalışmak sizi harika dinleme becerileri geliştirmeye zorlar. Bunlardan herhangi biri arasında bir uyumsuzluk olduğunda, rahat bir uzlaşma bulmak için tüm taraflarla özdeşleşmeyi öğrenirsiniz.

Topluluk önünde konuşmak, teknik zekâ sahibi olmak, zaman yönetimini öğrenmek, duygudaşlık yapabilmek, en önemlisi uyarlanabilirlik, kendi ülkenizden ayrıldınız, yeni bir dil, kültür, kurallar ve gaflarla dünyanın diğer ucundaki başka bir ülkeye taşındınız. Yine de başarılı oldunuz ve her zorluğu bir öğrenme fırsatı olarak gördünüz.

Çoğu insanın hayal bile edemeyeceği şeyleri gördün, yaptın ve yedin ama yine de bunu yabancı bir ülkede yaşamak olarak geçiştiriyorsun. Yurtdışındaki yaşam farklıdır ve genellikle tecrübesiz kişiler için açıklanamaz. Dünya çapında hareket etmenin ne kadar zor olduğunu yeterince anlatamam. Tek başına bu, işe alım uzmanlarına ve işe alım yöneticilerine, değişimden korkmadığınızı ve size atılan her türlü olumsuzlukla başa çıkabileceğinizi göstermelidir.

***Sonuç olarak; Yazımı son olarak Sokrates ten bir alıntı yaparak sonlandırmak istiyorum. Sokrates bir keresinde öğrencisi Theaetetus’a zihni tanımlarken, üzerine algıladığımız ya da anladığımız şeyleri bastırdığımız bir balmumu parçası olarak analoji yapmıştı. Balmumunun üzerinde çıkan şeyi tanır ve hatırlarız demişti. Fakat silikleşmiş olan ya da izi çıkmayan şeyi unutur ve bilmeyiz. Sokrates’in bu benzetmesi gibi, obur beyinlerde iz bırakabileceğiniz bir hayatınız olması dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi