Senan Kazımoğlu
Senan Kazımoğlu Zalime Destek, Mazluma İhanettir

Zalime Destek, Mazluma İhanettir

Allah’a şükürler olsun ki, Suriye’de zalim Esad dönemi sona erdi. Onlarca yıldır devam eden zulüm, baskı, gözyaşı, katliam ve işkenceler artık bitti. Eminim ki, derdi olan Suriye’den gelecek yeni haberleri takip ediyordur. "Bize ne?" deme lüksümüz yoktur.

Sosyal medyada Suriye haberlerini takip ederken bazen suyu bulandıran yorumlar veya görüşler de karşımıza çıkıyor. Suriyeli mülteciler üzerinden siyaset yapan, sözde milliyetçi görünenler, iktidara muhalefet yapmak için konuşanlar, Esed destekçisi sol fraksiyonlar ya da mezhep taassubu veya ihanetle İran’a bağlı olan kişiler... Hepsi bu meselede Esed tarafında yer alıyor ve daha önce savaşmadıkları için eleştirdikleri Suriye halkına, bu kez savaştıkları için karşı çıkıyorlar veya terörist yaftası vuruyorlar.

Doğrudur, bu hareketi yapan bazı gruplar var. Ancak herkesin bildiği gibi, yerel halk destek vermediği müddetçe hiçbir grup bu kadar kısa sürede ve bu şekilde ilerleyemez. Yani Esad’ı deviren bir grup ya da örgüt değil, bizzat Suriye halkının kendisidir. Eğer bir kişi, bir hükümet ya da bir rejim halktan bu kadar öfke ve nefret görüyorsa, demek ki o rejimde veya kişide bir sorun vardır.

Fakat bunu tüm dünya anlamışken, içimizdeki, normalde birbirine karşıt olan siyasi yapılanmalar anlamadı ya da işlerine gelmedi.

Bu kişilerin en çok savunduğu tez ise güya bu halk hareketinin ABD ve İsrail tarafından organize edildiği iddiasıdır. Birincisi, bu doğru olsaydı ABD ve İsrail bunu, Libya ve Irak’ta olduğu gibi, 2013 yılına kadar çoktan gerçekleştirmiş olurdu. İkincisi, bunu tırlar dolusu silah yardımı yaptıkları PYD/PKK ile yaparlardı. Zira Esad rejiminin çöküşü sonrası hem ABD hem de İsrail, açıklamalarını muhalifler lehine değil, doğrudan PYD/PKK destekler nitelikte yaptı.

Ayrıca, İsrail’in Esad baştayken vurmadığı askeri ve sivil hedefleri, muhalifler kontrolü ele geçirdikten sonra bombalaması da İsrail’in tarafını açıkça belli eden olaylardandır. Özellikle silah depolarını, Dışişleri Bakanlığı, istihbarat, arşiv, pasaport, göç ve vatandaşlık dairelerinin bombalanması, bu gerçeği gözler önüne sermektedir. Ayrıca bunların dışında İsrail’in vurduğu devletin mahrem noktalarının bilgileri içeriden sızdırılmadığı müddetçe bilmesi çok da mümkün değildi. Yani bu bilgiler Esad Rejimi tarafından İsrail’e sızdırıldığı anlaşılıyor. Hatta İsrail’in Suriye sınırını geçmesi bile, halk hareketinden ne kadar rahatsız olduğunu gösteriyor.

Suriye’de yaşananlardan rahatsız olan grupların bir diğer argümanı da bu olayların Suriye’yi böleceği ve bunun İsrail’in hedeflerine hizmet edeceği yönündedir. Birincisi, Suriye’nin bölünmesinin sebebi halk veya herhangi bir grup değil, bizzat onlarca yıl halkın kanıyla beslenen Esad ailesidir.

Suriye, Esad devrildikten sonra ilk defa tek devlet olma ihtimaline bu kadar yaklaşmıştır. Kaldı ki, Esad devrildikten sonra daha birkaç gün içinde ortaya çıkan gerçekler, rejimin hapishaneleri ve işkence merkezleri, görenleri dehşete düşürmektedir. Buralarda İsrail ile savaşmaya giden kişilerin bile bulunduğu bildiriliyor. İsrail’in bile belki yapmaktan çekindiği, akla hayale gelmeyecek işkence ve katliamlar, bizzat Esad tarafından kendi halkına uygulanmıştır.

Eli kanlı katil İsrail’in kendi dininden ve milliyetinden olanlara yapmayacağı zulümleri, Esad öz halkına yapmıştır. Bu açıdan bakıldığında, Esad’ın İsrail’den fazlası vardır, eksiği yoktur.

Tüm bu yaşananlar ortadayken, hâlâ açık veya gizli şekilde Esad’ı ne yüzle, hangi akılla ve nasıl vicdanla destekliyorlar, anlamıyorum.

Bakın, yazı boyunca hiçbir grubun adını vermedim; çünkü niyetim kimseyi haklı çıkarmak, parlatmak ya da övmek değil. Ama zalime ve katile de gereken neyse onun söylenmesi gerekir. Bunu yapmak için illa Müslüman veya Türk olmanız gerekmez, insan olmanız yeterlidir. Zira zalime destek, mazluma ihanettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Senan Kazımoğlu Arşivi