Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş “Yeni Türkiye” Pek yakında

“Yeni Türkiye” Pek yakında

Referandumda evet kararının çıkmasıyla birlikte yıllardır dillendirilen ama gerçekleşmesi yolunda önüne sürekli engeller çıkartılan “Yeni Türkiye” düşüncesi, düşünce olmaktan çıkıp ilk defa kendisine bir uygulama alanı bulacak.

Cumhurbaşkanlığı sistemiyle cumhuriyet tarihinde ilk defa yönetim sistemine halk karar vermiş oldu. Bazı kendilerini akıllı, milleti saf sanan, düşünce yapısı olarak son kullanma tarihi geçmiş tiplerin dediği gibi ülkemizde bir rejim değişikliği olmayacak. Ülkemizin rejimi isminde de olduğu gibi cumhuriyettir. Yeni sistemde sadece uygulama şeklinde bazı değişiklikler olacak o kadar. Öte yandan ülkemiz tarihinde bu sistem değişikliği ilk defa olmuyor. 1960, 1971 ve 1980 yıllarında da sistemsel açıdan yönetimde değişiklikler yapılmıştı. Tek fark onların hepsinin asker eliyle yapılmış olmasıydı. Yeni dönemde millet iradesi daha güçlü bir şekilde ülke yönetimine katılmış olacak.

Referandumdan sonra yaşanılan, klasikleşmiş yenilen pehlivan güreşe doymaz geyiğine fazla kafayı takmamak lazım. Bırakın millete zarar vermeden kendi kendilerini tatmin etsinler. Bu süreçte o kafa yapına sahip insanlara “he, he senin dediğin gibi” demek hem sizin, hem de onların ruh hali açısından önemlidir. Bırakın İzmir marşı dinlemeye, Yılmaz Özdil, Ertuğrul Özkök okumaya devam etsinler.  Bırakın kafa konforlarından, ilkokul ezberi İnkılap Tarihi bilgilerinden taviz vermesinler. “Bu halk adam olmaz” deyip sızmaya devam etsinler. Yeter ki bize bulaşmasınlar. Yoksa verecek cevabımız çok. Referandum gecesi Konya başta olmak üzere “Evet”in yüksek çıktığı şehirlere edilen hakaretlerin hepsini duyduk, okuduk. Yapacağımız mantıklı açıklamayı algılayabilecek kapasiteleri olsa erinmeden anlatırdık ama nerde… Her şeyin en iyisini, en doğrusunu onlar bildiğinden, bizim sözlerimizi dinleme zahmetine bile katlanamazlar.

Evet ve hayır arasında bir buçuk milyona yakın seçmen farkı varken, referanduma foto-finiş muamelesi yapana neyi izah edebilirsiniz ki? Eğer referandumda yüzde 60 ve üzerinde bir evet oranı çıksaydı da bu seferde “Sandık her şey demek değil. Hitler bile seçimle başa gelmişti.” klişesine sarılacaklardı. Geçmiş dönemlerde bunun örneğini çok görmüştük. Yeni Türkiye’nin, en yeni döneminde bu zihniyetteki insanların korner direğinin orada top saklama çabalarını bir kenara bırakıp işimize bakmalıyız. Kendi kendilerine debelenmeye, hayır diyen üç büyükşehrin ülke ekonomisine yüzde 80 civarında katkı yaptığı gibi işine geldiği gibi, basit mantıklarıyla düşünmeye devam etsinler.

AK Parti açısından referandum sonucuna bakacak olursak, kampanya dönemindeki rehavetin, teşkilatın yeterince, özverili çalışmaması gibi etkenler evet oranının beklenilen seviyenin altında kalmasına neden oldu. Eminim bu konuda hataları olan, referandum sürecinde ön plana çıkmayan partililerle ilgili de bir değerlendirme yapılacaktır. Özellikle İstanbul ve Ankara’da yaşanılan hayal kırıklıklarıyla alakalı parti tabanında önemli bir hareketlilik yaşanacak. Açıkçası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği net mesajlar olmasaydı referandumda hayır öne geçebilirdi. Erdoğan yeni dönemdeki çalışma arkadaşlarını seçerken daha fazla dikkat edecektir. Yeni Türkiye’de sadece süslü laflar eden, insanları arkasından iş çeviren, sürekli kendisini garantiye alma derdine düşen siyasetçilere yer olmayacak.

Resmi sonuçların açıklanmasıyla birlikte fiili olarak başlayacak yeni Türkiye’den umutluyum. Artık yıllardır fragmanı dönen film nihayet vizyona girmiş oluyor. Bize de bu filmin vizyona girme sürecinde yaşanılan acıların yaralarını sarıp keyifli bir şekilde izlemek düşüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi