Büşra Aksakbağı Ay
Büşra Aksakbağı Ay Yaşadığımız gibi inanıyoruz..

Yaşadığımız gibi inanıyoruz..

Din görevlisi değilim, maalesef bir Müslüman olarak çok geniş bir bilgiye sahip olduğumu da düşünmüyorum. Bu konularda ahkam kesecek belki de son insanlardan birisiyimdir. Fakat toplumumuzda bazı noktalar dikkatimi çekmeye başladı. Harami önce normalleştirip hatta daha da ileriye taşıyarak helalmiş gibi yasamaya başladık..

Kısacası inandığımız gibi yaşamayı bıraktık, yaşadığımız gibi inanmaya başladık. Çünkü biz insanoğlunun nefsine bu daha kolay geldi, geliyor..

Toplum olarak sürekli bir cinnet halindeyiz. Haber izleyemiyoruz. Zira normal olanın ne yüreği ne midesi kaldırıyor artık.. Karisini oldurdu, çocuğunu oldurdu, alacaklısını oldurdu, yan baktı kavgası cikti oldurdu.. İnancımız için bu kadar büyük bir günah bizim artık günlük rutinimize girdi. Duya duya, göre göre bizde normalleşmeye başladı, duyarsızlaştık.. Oysa ; “Bir masumu öldürmek, tüm insanligi öldürmek” demek değil miydi? Önce alistik, sonra unuttuk..

Zina en büyük günahlardan birisiyken her gün onlarca taciz, tecavüz haberleri.. Yine alistik, yine duyarsızlaştık, eyvahlar olsun ki işgale uğrayan beyinlerimiz için bu da normalleşmeye başlayacak..

Zina demişken; eşcinsellikle ilgili çok vahim bir tablo var önümüzde.. Sosyal medyasından, ana akim medyasına varana kadar hep bir elden eşcinselliğin normal olduğu beynimize yerleştirilmeye başlanıyor. Özellikle yeni nesilde oldukça basari elde ediyorlar. Oysa Lut kavmi ibret almamız için fazlasıyla yeterdi. Ama artık hatırlatanın linç edildiği bir donemdeyiz.. 9 yaşında çocuk eşcinsel olduğu için zorbalığa uğradığı ve intihar ettiği yönünde haberler yapılıyor mesela. Daha hiçbir şeyden haberi bile olmayan bir çocuk üzerinden dahi topluma algı operasyonu çekiyorlar..

Sosyal medya üzerinden güya tesettüre girmiş ve baskı gören kadınların yazılarını paylasan platformlar oluşturuyorlar. Burada tesettürün bir kadının özgürlüğünü elinden aldığının defalarca altı çiziliyor. Tüm tesettüre girmiş kadınlar aile baskısı görüyormuş gibi algı yaratılıyor. Bunu binlerce kişi takip ediyor, destekliyor ve paylaşıyor. Korkunç boyutta..

Okuyorsun, emek veriyorsun bir is sahibi olmak istiyorsun. Yeni mezunsun üstünde bir baskı var. Is bulmalısın. Ama herkes şuradan su kişinin torpili, buradan bu kişinin torpili diyor. Torpili istemediğini söylediğinde ise adeta uzaylı gibi tepki alıyorsun. Bu devirde torpilsiz hiçbir is olmazmış. Torpil demek kul hakki demektir. Referans ile torpil çokça karıştırılmaya başlandı maalesef. Rabbin tek affetmediği günah kul hakki iken biz catir catir kul hakki yiyip üstüne bu olması gereken gibi düşünüyoruz ve yaşıyoruz..

Öteki yandan kendimden örnek vermek istiyorum. Tesettüre gireli yaklaşık 5 ay oluyor. Ailem İzmir’de yaşıyor. Ailemin yanına gittiğimde beni çok sevdiğini düşündüğüm çok kişi tesettüre girmiş olmamı kabullenemedi. Ya davranış şekilleri değişti ya da acıyarak baktılar. Beni asil etkileyen ise bu tepkileri Müslüman olduğunu iddia eden insanlardan gördüm. Ama bu inanan birisinin vereceği bir tepki değil.. Iste bu topluma çekilen operasyonun aslında nasıl da başarıyla ilerlediğinin en büyük kanitidir. Bu tepkiler verdiğim kararı etkilemese de insanın psikolojisini gerçek anlamda etkiliyor. Hâlbuki ben yine ayni benim.. Zamanında tesettürlü kadınların yaşadıklarının yanında benim yasadığım psikolojik baskının esamisi okunmaz fakat hala bu zihniyet diri. Güç ellerine geçse yine bize yasama hakki dahi tanımazlar simdi mağdur edebiyatı yaparak Allah’ın emrine düşmanlık ediyorlar. Buna en büyük hizmeti de biz veriyoruz.

Silkelenip bize neler olduğunu görmezsek beyinlerimiz işgal edilmeye devam edecek..

Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Aksakbağı Ay Arşivi