YAHUDİ GURURU AYAKLAR ALTINDA
Her ne kadar şehit olan 9 vatandaşımızı geri getirmese de veya yakınlarının acılarını hafifletmeyecek olsa da İsrail’in özür dilemesi küçümsenmeyecek kadar önemli bir olaydır.
Türkiye’nin haklılığının da verdiği güçle temellenen dirayetli duruşu, en sonunda İsrail’i resmen ÖZÜR (APOLOGİZE) ifadesi geçen bir metni açıklamak ve dünyaya ilan etmek zorunda bırakmıştır.
Mahallenin şımarık çocuğu, ilk defa kırdığı camdan dolayı gelip mahallenin ağabeyinden özür dilemek zorunda kalmıştır.
Efendim aradan 3 yıl geçmişmiş de, Obama’nın zoruyla olmuşmuş da vs. bu martavallar İsrail için bir ilk olan ve mağrur yahidilere cidden ağır gelen özür dileme işinin önemini ortadan kaldırmaz.
İsrail’in ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bölge politikaları bakımından Türkiye’ye ihtiyaçları vardır. Amerika’nın ve İsrail’in bölgede kendi çıkarları için pek çok hesapları vardır ve olacaktır. Ancak Türkiye’nin de kendi hesapları ve politikaları vardır.
Türkiye’nin dostluğunu ve yardımını isteyen ya da Türkiye’yi karşısına almak istemeyen ülkelerin bu saatten sonra Türkiye’nin ileri sürdüğü şartları kabul etmesi gerekecektir. Türkiye, eskiden olduğu gibi uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen bir ülke olmaktan çıkalı çok olmuştur.
İsrail’le Amerika yaş yere yatmazmış. Onlar yatmaz biz yatarız öyle mi? Yahu ne zaman atacaksınız üzerinizdeki ölü toprağını. Biraz güvenin kendinize. ÖZÜR olayı kendi milli dış politikamızın cari olduğunun en somut sonucudur. Bu coğrafyada Türkiye’nin husumetini çekebilecek bir adım atmaya niyetlenenler iki kere düşünerek hareket etmek zorundadır bundan sonra.
İsrail daha önce de pek çok kez “üzgün olduğunu” ifade ederek, ekonomik çıkar sağlama vaatleriyle, lobi desteği veya lobi tehdidi gibi enstrümanlarla ve çeşitli manevralarla sayısız taklalar atarak ilişkileri düzeltmeye çalıştı. Ancak Türkiye baştan itibaren dayattığı şartlardan geri adım atmadı.
Gelelim içimizdeki İsraillilere. Özür dilenmesine çok içerleyenler olduğu görülüyor. Hazımsızlık ancak bu kadar olur. Muhaliflik bazılarının kanına islemiş düne kadar Mavi Marmara şehitlerinin kani yerde kaldı diyorlardı. Şimdi de yok başka hesaplar varmış, yok efendim Amerika’nın zoruyla olmuş vs. diyorlar. Kimin zoruyla olduysa oldu. Neticeye bak sen.
Başbakan Davos’ta İsrail’e ONE MİNUTE ayarı verdiğinde de bu işin Türkiye’nin aleyhine olacağını, böyle bir fevriliğin gereksiz olduğunu geveleyip korkulu senaryolar yazanlar da aynı ekipten idi.
Eğer birazcık başınızı kaldırıp Dünya’ya bakarsanız görürsünüz ki; bütün siyonist kafalı yahudiler İsrail hükümetine ve Netanyahu’ya yahudilerin gururunu Türklerin ayaklarının altında ezdirdin diyerek ateş püskürüyorlar.
Eğer 10 sene önceki Türkiye olsa idi, o gemiyi oraya gönderdiğimiz için ülke olarak biz İsrail’den özür dilemek zorunda bırakılırdık. Üstüne üstlük bir de İsrail askerlerinin emek ve mesailerine karşılık tazminat ödetirlerdi bize. Hatta insanlarımız öldürdükleri gün askerlerinin yedikleri içtikleri kumanyaların parasını dahi kuruşu kuruşuna alırlardı.
Netice: Hükümet ağzıyla kuş tutsa içimizdeki bazı şuursuz primatlara yaranamaz. Ama onların da yapacakları pek bir şey yok. Daha iyisi gelene kadar bu hükümetle devam
Son söz: CHP’nin Türkiye’ye gönderilen özür metninin iptali için İsrail Anayasa Mahkemesine başvurmak üzere dosya hazırladığı geyikleri kulislerde gırla gidiyormuş. Hayırlısı!