Vatandaş 100 TL’ye mi et yesin?
Dün yapılan bir basın daveti üzerine hayvan besi çiftliğine gittim. Konya Kırmızı Et Üreticileri Birliği’nden yetkili isimler artan yem fiyatlarından ve döviz kurundan dert yanarken ithal edilen etlerden konu açıldı.
“Geçen yıl harman zamanı 1 kilogram saman 30-35 kuruş iken bugün 50 kuruşa satılıyor. Geçen yıl 50 kilogramlık torba besi yemi 42 TL’ye satılırken, bugün 62 TL’ye satılıyor. Geç yıldan bugüne yem fiyatlarındaki artış yüzde 30-40 oranındadır et fiyatları ise geçen yıl kilogramı 27 TL’ye satılırken bugün 26,5 TL’ye satacak yer bulamıyoruz” diye açıklama yapan Birlik yetkilisi sürekli üretici zarar görüyor diyerek dert yandı.
*****
Şimdi güzel Ağabey’im! Haklı olarak yem fiyatlarından dert yanabilirsin. Ancak sen bir kurumun yönetici pozisyonundaysan, Konya’da kırmızı et üretiminin denetimi, sorunları vs. senin tezgahından geçiyorsa nerede çözüm önerin?
Üretici başka sektöre yöneliyor, ülkemiz bağımlı hale geliyor diyerek sorunu ortaya atıp kenara çekilmek kolay. İşin ehli sen isen, üretici seninle münakaşa ediyorsa en iyi sen gözlemlersin. Bazı şeyleri ortaya atıp çekilmekle olmuyor.
İthal et gelmesin, geliyorsa sınır olsun, üreticinin yıllık enflasyon oranında para kazansın... Biz istemez miyiz, sadece hayvansal ürünlerde değil tüm ürünlerimiz yerli olsun. Biz üretelim de kendi ekonomimizi güçlendirelim. Hadi onu da geçtim. Biz çok mu meraklıyız elin ANGUSUNU yemeye.
*****
Devletimiz gerekli çözüm önerileri üreterek, ülkemizde çıkacak herhangi bir kıtlığın veya pahalılığın önüne geçmek için hangi sektörde sıkıntı varsa el atıyor.
Eee sizi dinledik, ithal et getirtmedik ya da geldi almadık. İthal etin önü kesildiğinde ne yiyeceğiz. Üretimin fazla olmadığı ülkemizde 100 TL’ye et mi yiyeceğiz?
Vatandaş bu etlerden ya da fiyatlardan memnun mu, neleri talep ediyor, hangi fiyatta satılmasını istiyor, hangi eti yemek istiyor vs. araştırmadan, çözüm önerileri sunmadan devleti eleştirmek kolay.
*****
Hadi aradaki aracılar fiyatı artırıyor, biz şu fiyata satıyoruz kasapta şu fiyat. Aracılar veya komisyoncuların aradan kalkması için şunları şunları yapabiliriz veya yapalım diye bir söyleminiz de yok…
Sadece et ve et ürünlerinde değil, her sektörde aracılar veya komisyoncuların bulunması sonucunda vatandaşlar sürekli fazla bedel ödüyor. Maalesef ülkemizde aracılar var olduğu sürece vatandaşımız fazla bedel ödeyecek.
Peki neler yapılabilir? Biz yetkilimizi eleştirdik, aynı hataya düşmeyelim.
Et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, balık vs. tek bir kurum da toplanmalı. Yani üretici ürettiği hayvanı kilo başına belli bir bedel karşılığında ülke genelinde her ilde bulunan kuruma teslim edecek. Diyelim ki kilosu 20 TL. 20 TL’ye eti alan kurum; hayvanın kontrolü, kesimi, paketlenmesi, dağıtımı ve eleman ücreti gibi giderlerini hesaplayarak ücrete yansıtacak. Böyle olunca 20 TL’lik et satışta maksimum 28-30 TL olacak. (Rakamlar örnek teşkil etmek içindir)
Gıda da en fazla vatandaşa yansıtılan sebze ve meyve fiyatlarıdır. Bunun için bölgesel olarak yıllık rekoltesi fazla olan ürünlere göre o bölgede depolama alanları açılarak üreticiye kolaylık sağlanabilir. Ne olabilir? Mesela Akdeniz bölgesinde portakal üretimi için, Antalya’da açılan (yine tek bir kurum olacak) depo alanı ile mevsiminde üretilen narenciyeler depoya aktarılır. Depo da bölge bölge ihtiyaca göre sevkiyatı gerçekleştirir. Kilosu 1 TL’den çıkan ürünü pazarda ya da markette 2 TL’ye alabilirsiniz.
Bu öneriler veya çözümler sıralanabilir. Belki de yazdığım kadar kolay olmayabilir. Ama en azından oturduğum yerden atıp tutmuyorum. Oluru ya da olabileceği ne olur diye düşünerek işin uzmanı olmadığım konularda çözüm önerisi sunmaya çalışıyorum.