Doç. Dr. Ömer Akdağ
Doç. Dr. Ömer Akdağ VAAT

VAAT

İnsanlık tarihinde ilk vaat "uzmanı" şeytandır. Mühim olan "anı" kurtarmaktır. Şeytan bizim ülkede bazıları için "nur-ı ziyadır"..... İstanbul’da hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locası genel merkezi bu sokaktadır.  Görüldüğü kadarıyla bütün mesele ülkede yönetime talip olmak değil, yıkmaktır. "Şu iktidar yıkılsın da" sonrası, daha sonradır, anlayışı hakimdir bizim "şanlı" muhalefetimizde....

Tıpkı ittihatçılar gibi.... Unutmadan söyleyelim; Hürriyet ve İtilafçıların da İttihatçılardan çıktığı unutulmasın...

 

ALKIŞ

İki elin birbirine sıkça vurulmasına alkış deniliyor. El çırpma olarak da ifade edilen alkış, bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak maksadıyla kullanılıyor. Öteden beri böyle bilinen alkış,  meğer “beyaz Türklerin” kitabında farklıymış. Mesela “beyaz Türkler” cenazelerde alkış tutuyorlar. Şimdi siyasi partinin birisi  bir propaganda videosu yapmış; alkış üstüne alkış…..

Bu siyasi partinin alkış videosu, iktidara geleceği için mi yoksa gelmeyeceği için mi alkış?

Yani matem için mi yoksa sevinç için mi?

Malum “Beyaz Türkler” matem için de alkış tutuyorlar. Bizim töremizde alkış sevinç anlarında yapılırdı.

Zaman mı değişti yoksa zemin mi?

İnsanlar mı yoksa insanlık mı?

SOKAK

 Sokak, Osmanlı’nın son dönemlerinde ve Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde esas alınan kriter olmuştur maalesef.....Her şey sokağa göre şekillenmiştir. 1908'de sokağın ve dağların eşkiyası olan ittihatçılar Enver ve Niyaziler terörle ortalığı karıştırdılar. Bunlardan önce Mithat Paşa ve hempaları Sultan Abdülaziz’e aynı terörü tatbik ettiler. Bugünküler de aynı çizgiyi devam ettirmek çabasında..........

Hani derler ya,

 "katranı kaynatsan olur mu şeker

cinsine yandığım cinsine çeker"......

KOALİSYON

Ana muhalefet partisinin başkanı demiş ki, “Türkiye’de koalisyonlar dönemlerinde çok önemli işlerin altına imza atılmıştır”.  1950 yılından itibaren sandık yoluyla iktidara gelmenin mümkün olmadığı görülünce ordudan destek alınmıştı. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve piyasaya yeni giren “yeni yapılar” CHP’ye tek başına iktidara gelmesi hususunda beklenen desteği sağlayamadı.  En sonunda koalisyon reklamı yapılmaya başlandı. Hatırlayalım; daha önceki tarihlerde CHP koalisyonlar sayesinde iktidara gelebilmişti.

Şimdi CHP genel başkanı koalisyonlar döneminde “çok önemli işlerin” yapıldığını hatırlamış…

Bu “çok önemli işlerin” ne olduğunu merak ediyoruz.  Acaba sayın genel başkan “çok önemli işler” derken tek partili dönemi mi kast ediyor?  Zira asıl “önemli işler” tek partili dönemde Sayın Kılıçdaroğlu’nun başkanı olduğu parti tarafından yapılmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun selefleri olan genel başkanlar tarafından yapılan “çok önemli” işler millet tarafından tasvip edilmemiş ki, 1950 genel seçimlerinde CHP “ebedî” muhalefete “terfi” edilmiştir.  Zaten 1950 genel seçimlerinden hemen sonraki günlerde Konya milletvekillerinden birisi şöyle demişti; “Biz muvafakatı değil muhalefeti seçtik”…

“Muvafakat” yani iktidar olmayı  “seçmemişler”.

Hayırlı olsun diyelim…

ACI

Ermeni soykırımı iddiası külliyen yalan ve iftiradır. Savaş ortamında Türk vatandaşı olduğu halde düşman ordusuna casusluk yapmak ve ülkede silahsız insanlar üzerinde katliam yapanların cezalandırılması meselesi vardır. Bunlar 1915 yılında Türk vatandaşı olan bir kısım Ermenilerdir. Yaklaşık bin yıldır birlikte  yaşadığımız Ermenilerin hepsi bu yalan ve iftiralara iltifat etmeyecek kadar akl-ı selimdirler.

Veya biz öyle görmek istiyoruz.

Soykırım iddiasıyla; savaş ortamında hayatını kaybeden Ermenilerin acıları gündeme getirerek Türklerin acılarının yok sayılması kabul edilemez. Hocalı katliamı, Bosna'da katledilenler, Bulgaristan'da zulme uğrayan Müslümanlar ve yıllardır dünyanın gözü önünde Doğu Türkistan'da akla hayale gelmedik işkence ve katliama maruz kalan Türkleri hatırlatırız.

TEKRAR HATIRLATALIM; ERMENİ SOYKIRIMI İDDİASI TAMAMEN PALAVRADIR.

Birileri "soykırım" dediği için soykırım olmaz.

 O "birileri" kim olursa olsun fark etmez.

 

EMANET

Türk-İslam kültüründe her şey emanettir.

Mal emanettir.  Mala çok rağbet edilmez ve edilmemelidir. Bundan dolayı kapitalizm bizde yoktur. Osmanlı Devleti’nin kimyasının bozulduğu Tanzimat’a kadar yoktur kapitalizm. Tanzimat’tan başlayan vetirede başladı bizde kapitalizm. Cumhuriyet ile iliklerimize kadar işledi.

Can emanettir.  İslam irfanında cana ihtimam göstermek mecburiyeti vardır. Her fert başkasının hukukuna riayet etmek zorunda olduğu gibi kendi hukukuna da ehemmiyet vermek durumundadır. Nitekim bu gerçekten hareketle İslam tarihinde tıp ilmi batıdan çok önce gelişme kaydetmiştir. 8. Ve 9. Yüzyıllarda Endülüs’te Müslümanların kurdukları muhteşem hastahaneler Avrupalılara örnek olmuştur.

Çocuk emanettir.  Sevgide aşırı gidilmesi İslam anlayışında uygun bulunmaz. Türk-İslam töresinde söz daima büyüğündür. Büyükten önce söz söylenmez. Osmanlının son dönemlerinde ve Cumhuriyet devrinde takla attırılan kültürümüz ile bunlardan koparıldık.

Şairin dediği gibi;

 “En sevmediğin maraz cihanda

En sevdiğini alır bir anda”…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04