Uyuma insanoğlu, kıyam et
Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz (Bakara 216).
İnsanın başına gelen her iyi veya kötü olayda muhakkak bir sebebi hikmet vardır. Buradaki hayrı görebilmek en azından düşünebilmek ya da öğüt almak insanın erdemindendir.
İnsan, yaptıkları kadar yapmadıklarından da sorumludur. Emri bil maruf nehyi anil münker düsturunca yaşamalıdır. İyiliği emretmeli kötülükten sakındırmalıdır. Boş durmak yok!
Gözle görülmeyecek kadar minik bir virüsün binlerce can alması ne kadar da korkunç öyle değil mi?
Gün geçmiyor ki dünya üzerinde farklı olaylar yaşanmasın.
İnsanlar dünyaya sığamıyor artık. Kin ve nefretle bürünmüş insanoğlu. Bebekler sahile vuruyor insanlık sessiz. Dünyanın çeşitli yerlerinde insanlar “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasulü” dediler diye çeşitli işkencelere maruz kalıyor. Ailesinden uzaklaştırılıp özgürlüğünden alıkonuyor, insanlık sessiz. Kadınlar cinayete kurban gidiyor, insanlık sessiz. Yaşlılar evlatlarından dayak yiyor ya da dolandırılıyor, insanlık sessiz. Zalim hükümdarlar binlerce yıldır olduğu gibi şimdi yine zulmediyor, mazlumlar çaresiz.
El Adl olan Rab, öyle adildir ki “Ey kavmim, size işte bir ayet olarak Allah’ın devesi. Onu serbest bırakın Allah’ın arzında yesin. Onu kötülük niyetiyle dokunmayın. Yoksa sizi yakın bir azap sarıverir” Hud suresi 64. Ayetini gönderir. O Rab, ne fazla su tüketiyorlar diye öldürülen masum develerin hakkını ne de mazlum insanların hakkını zalimde bırakır.
Minicik bir virüse emir verir de insanoğluna temizliği öğretir. Oysa temizlik emri 1400 yıl önce yüce kitabında abdestle, gusülle, teyemmümle ve Peygamberinin sünnetiyle inanan insanlara zaten çoktan bildirilmiştir.
Ölümün kendine asla uğramayacağını düşünen makam sahibi mal hırsıyla bürünen insanına acı acı güler. Böylece hayatının dersini verir minicik virüs.
Evinde ailesiyle zaman geçirmeyen işkolik babaya ve anneye dur, der. Dinlen, kendine gel ve artık o değerli zamanını biraz da ailene ayır.
En büyük arzusu mağazalarda boy gösteren AVM’lerde saatlerce zamanını heder eden, para harcamanın bitmez tükenmez hazzını yaşayan modern insana dur, der. Şimdi değil.
Kıymetini bilmeyip şükrünü eda edemediğimiz her nimet, içimizde derin bir hasrete ahirette de hesaba konu olacak. Cemaatle namazın değerini bilemedik, Allah’ın mabedleri kapandı bir bir. Hac ve umreden dönünce oranın ruhunu burada da taşıyamayınca oradan mahrum bıraktı bizi Yaratan.
Şimdi evde oturma vakti. Şimdi içe dönme öze dönme düşünme ve için için yalvarma vakti. Dua vakti. Uyuma insanoğlu. Kıyamet saati gelmeden sen de kıyam et. Belki senin de son namazın olacak bu.