Üniversitelerimiz neden Gazze konusunda çok sessiz?
İnsanlık açısından yoğun acıların yaşandığı siyonizm terörizminin oluşturduğu ağır vahşet günleri yaşıyoruz bu günlerde. Resmi rakamlara göre bile vefat sayısı Gazze’de 35 bini yaralı sayısı ise 80 bini aştı. Şehirler yerle bir edildi, binaların içindeki insanların cesetlerine bile ulaşmak mümkün değil. İnsanlık, tarih boyunca yaşadığı vahşetlerin en ağırlarından birine post modern zamanlarda siyonizmin terörü marifetiyle tanıklık etmiş oluyor. İnsanlığı asıl acıtansa böyle bir enformasyon döneminde, dünyanın küresel köye döndüğü bir ortamda ne yazık ki kendine demokrat, hümanist diyen, kendini dünyanın güvenliğinden sorumlu ilan eden devletler İsrail eliyle oluşturulan terörizme tıklarını bile çıkarmıyorlar. Yaşanılalı bir asırdan daha fazla olmuş topraklarımızda Batı’nın onları yönlendirmesi ile katliamlar yapan Ermenilerin tehcirini hala “soykırım” diyerek kınayan ABD, terörle mücadelemizi insan hakları için mahsurlu gören ABD, çok açık bir şekilde soykırım yapan terör devleti fundamentalist terörist İsrail’e bırakın dur demeyi, bırakın kınamayı, bilakis destek oluyor, tarihe soykırıma destek veren ülke olarak yazılıyor. Bence zaten Uluslararası Adalet Divanı, İsrail için soykırım hükmünü verirken, bu suça ortak oldukları için AB ülkeleri ile İngiltere, Kanada ve ABD’yi de soykırım suçu işleyen ülke olarak mahkûm etmelidir.
Bütün bu zulüm yaşanırken ne yazık ki öyle zor bir dönem yaşıyoruz ki soykırımı, Yahudi terörünü ifade etmek bile suç olarak görülüyor. Facebook, Twitter (x), YouTube gibi ABD’nin sosyal medya şirketleri bir paylaşım yapsanız, antisemitizm iddiasıyla yazdığınıza, paylaştığınıza blok uyguluyorlar, hatta Anadolu Gençlik Derneğinin sosyal medya hesabında olduğu gibi hesabınızı kapatıyorlar. ABD’de üniversitelerde protesto gösterisi yapan öğrenci ve akademisyenlere antisemitizm ve terörü destekleme komedileri ile zulüm yapıyorlar. İnsanlık bitti, insanlık tükendi sanki. Hani Hitler soykırım yaptı diye Hitler’i yok etmiştiniz? Şimdi siyonistler, fundamentalist Yahudiler soykırım yapıyor. Terörist Yahudiler küresel sermayenin desteğiyle resmen insanlığı bitiriyor. Fundamentalist terörist Yahudiler alenen insanlığı Yahudilere hizmet edecek hayvanlar ilan ediyorlar. Yahudi terörizmi sadece Müslümanlar için de değil bütün insanlık için büyük bir tehlikeye dönüşmüş durumda. Ey Amerika niye sesin çıkmıyor? Nasıl destek veriyorsun bu ağır soykırıma? Amerika Birleşik Devletleri’nden, İngiltere’den, Fransa’dan, Almanya’dan (nasıl bağladıysa bu ülkelerin yöneticilerini) bu duruma hiç itiraz gelmiyor. Dünyanın en yıkıcı bombalarını İsrail’e veriyorlar, bütün teknolojilerini, bütün bilgilerini oradaki mazlumları katletmek için kullanıyorlar… Ne yazık ki Araplar ise çöl kumlarına başlarını gömdüler, bu konularla ilgilenmiyorlar bile.
İşte bu vahşet karşısında Türkiye aslında tek dik durabilen ülke durumunda. Türkiye mazlumların sesi olmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan her ortamda İsrail’in zulmünü anlatmaya çalışıyor, insani yardımları ülkemiz devam ettiriyor, enformasyon desteği veriyor… Tamam ama işte bu da yetmiyor… Selçuk Üniversitesinin Rektörü Değerli Prof. Dr. Metin Aksoy Hocam, Necmettin Erbakan Üniversitesinin Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu Hocam, bu süreçte üniversitelerimizin sesi çok çok cılız kalıyor. Bir şeyler yapmak lazım. Mesela bir hafta bütün akademisyenler, bütün öğrenciler kampüste İsrail’i protesto etse… Büyük gösteriler yapılsa, gece orada kalınsa, bütün sosyal medyadan bu yayınlansa, televizyonlarımız, gazeteler, AA, İHA, DHA buna destek verse…. “Bu hafta ders yok, bu hafta tamamen İsrail’i protesto edeceğiz, 10 binlerce insan birlikte vakit namazlarını kılacağız, yatsı namazı kılacağız, sabah namazı kılacağız, insanlık için, Gazzeli mazlum bebekler için, Yahudi terörizminin durdurulması için, terör örgütü İsrail’in, terör yapılanması siyonizmin helaki için Rabbimize dua edeceğiz” deseniz, böyle çalışmalar yapılsa, ciddi ses getiren, ulusal ve uluslararası alanda etkili olacak, farklı etkinlikler yapılsa… Olmaz mı? Bugün sesimiz çıkmayacaksa ne zaman çıkacak sesimiz ve o zaman sesimizin ne anlamı olacak?
Dün Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın bir açıklamasını gördüm sosyal medyada, “Gazze’yi yeniden imar etmek için çalışma ekibi oluşturduk. Bu zulüm bitecek ve biz Gazze’yi yeniden ayağa kaldıracağız.” diyordu Uğur Başkan. Bu güzel tabi ama yetmiyor. Organize, daha etkin, daha büyük, daha fazla ses getirecek protestolara ihtiyaç var, bütün ajanslar bu konuyu çalışsa, yeni düşünceler ortaya konsa…. Küresel kampanyalar yürütülse...
Mesela Necmettin Erbakan Akyüz kardeşimiz ne güzel bir protesto ortaya koydu. Necmettin Erbakan Akyüz Kardeşimizi kutluyoruz. Avrupa Wushu Kung Fu şampiyonu olan Necmettin Erbakan Akyüz, madalya töreninde Filistin bayrağı açıp İsrail işgaline karşı Filistin’le özdeşleşen dabke dansı yaptığı için Avrupa Wushu Kung Fu Federasyonu tarafından şampiyonluklarının geri alınmasıyla ilgili tehdit edildi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Necmettin Erbakan Akyüz, Avrupa'nın ikiyüzlülüğünü ortaya koyarak, "Beni bunlarla korkutup geri adım attırabileceğinizi düşünüyorsanız, aklınızı peynir ekmekle yemişsiniz gerçekten. Bebek katillerine karşı yapmış olduğum protestoyu kalkıp, 'bizim değerlerimize aykırı böyle şeyler' diyerek soruşturmak açmak. Senin değerin yok. Ne değeri? Ne vicdan, ne insanlık, ne haysiyet... Hiçbir şey yok sizde. Aşağılıksınız! Aşağılık bile değilsiniz, seviyeniz bile yok sizin. Almazsanız da, ceza vermezseniz de adam değilsiniz ulan!. Dünya şampiyonluğundan daha gurur verici bir şekilde taşıyacağım o cezayı." ifadelerini kullandı. Allah ondan razı olsun. Bu soruşturmadan nasıl bir karar çıkarsa çıksın Necmettin Erbakan Akyüz’ün şampiyonluğunun devletimiz tarafından tanınacağı da açıklanmalı.
Neticede dostlar bu zulüm, bu terörizm, ABD’nin, Avrupa ülkelerinin bu iki yüzlülüğü insanlığa daha yüksek sesle anlatılmalı, küresel vicdan harekete geçirilmelidir. Bugün yapılması gereken bu değil mi sizce de?