UMUTLARI YEŞERTMEK
Yeni yılın soğuk kış gecelerinde, karlı günlerinde, yüreklerimizi dağlıyan ve acıtan terör olayları ile karşı karşıyayız.
Gündüzlerimizin bile kararmasına sebep fitne ve fesat hareketlerinin kontrol edilmediği bir zaman diliminde bulunuyoruz.
Yüreklerimizin yangını, gece ve gündüzün ayazını, soğuğunu hissetmemizi engellemekte.
Bizi, bu yurdun insanını, aynı değerlere baş koyan insanları bile birbirine düşürmeye çalışan bu fitne ve fesat ateşini anlamakta neden zorlanıyoruz?
Umut aşılamaya, umutları yeşertmeye çalışan şahıs ve kurumları “Yangına körükle gitmek” gaflet yumağında linç etme hareketlerine şahit oluyoruz.
Son ikiyüz yıldan beri bu topraklar üzerinde milletimize, devletimize kurulan tuzakları ve tehlikeleri göğüsleyen bu NECİP MİLLETİN büyüklüğünü hala anlama zorluğu çekenlerin karşısına anlayabilecekleri bil dil kullanmak boynumuzun borcu olsa gerek.
Dışarıdan ve içimizdeki ihanet çeteleri marifeti ile hazırlanıp uygulanan kanlı eylemler ile “Kan Çanağında” boğulmamızı bekleyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır.
15 Temmuz gecesinde ÖMER HALİSDEMİR, İzmir Adliyesi katliamını önleyen FETHİ SEKİN gibi kahramanların, tek başına “YEDİ DÜVELE” direnmenin, kurulan tuzakları bozmanın mümkün olduğunu, bu milletin evlatları canları ile ispatladılar.
“Fırat Kalkanı Harekatı” ile ordumuz, genelde İslam dünyası, özelde ise Türkiye için kurulan tuzakların şifresi çözüldü, tuzak kurucular paniklemeye başladı.
Kurallı savaşı göze alamayan bu güçlerin, yıllardan beri sürdüregeldikleri “Asimetrik” savaşı durdurma azminde olan ordumuz ve güvenlik güçlerimizin başarısını engellemek için her türlü tuzakları kurmakta, içimizdeki hainlerin işbirliğinde fitne ve fesat hareketlerine hız kazandırmakta.
Milletin gücünün, her gücün üzerinde olduğunu –Devletin, Ordunun- 15 Temmuz’da yaşayarak bir kere daha anladık. Bu ülkede “Millete rağmen, millet için” hiç bir dayatmanın başarıya ulaşmasının mümkün olamadığını –dosta/düşmana- gösterdik.
Küresel sistemin kurucuları; planlarını bozan, uygulanmasını engelleyen en önemli engelin İSLAM olduğunu, İslamın yok edilebilmesinin karşısında da en büyük gücün TÜRKİYE olduğunu zaman zaman ifade ediyorlar.
NATO genel sekreterliğini yapmış Willy Cleas “Küresel sistemin önündeki en büyük tehdit İSLAM’dır” sözü, küresel sistemin patronlarını ve merkezini işaret eden önemli bir ifade olduğunu, Suriye’de ve ülkemizde karşı karşıya kaldığımız tehlikenin kaynak ve boyutlarını gözlerimizin önüne sermekte.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip ERDOĞAN’nın ifadeleri ile, “TÜRKİYE’nin İstiklal Mücadelesi” geleceğimizin aydınlığı için devam edecektir.
Cumhurbaşkanının “Ülkemizi tehdit eden tehlikeleri kaynağında yok etmeye kararlıyız” sözü “Fırat Kalkanı Harekatı”nın önemini, “Ekonomik,siyasi, sosyal saldırılara sonuna kadar devam” ifadeleri ile iç huzuru sağlamanın şartlarını ortaya koymakta.
Ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehlikeli gerçekler karşısında, bütün siyasi partilerin, ülkemize ve insanımıza hizmet anlayışı ile hizmet yaptıklarına inanarak tavır almalarını, UMUTLARIMIZI YEŞERTME çabasında olmalarını istiyoruz.
Ülkemizin genelinde yağan KAR bereketi, umutlarımızın yeşermesine vesile oldu. Allah’a şükürler olsun. Yağan KAR rahmet olsun.
Yazımızı anonim hale gelen güzel bir KAR DUASI ile sonlandıralım.
“Üzerimize Cemaliyle yumuşacık ve şeker tadında karlar indirip, Celaliyle dağları ve yolları kara bürüyen RABBİMİZ...
Kalplerimize kar tanesinin parlaklığını indir.Mutluluklarımızı kar taneleri adedince çoğalt.
Hüzünlerimizi rahmetinin dokunuşuyla kar taneleri gibi erit. Dostluklarımızı her bir kar tanesi gibi özel ve güzel eyle.
Bizi senin rızan yolunda uçuşan kar tanelerinden eyle. Günahlarımızı GUFRANIN karında yıka ve temizle. “ (AMİİN)