Fatma Betül Felhan
Fatma Betül Felhan TARAF

TARAF

“İnandığınız gibi yaşamıyorsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.”

         Hz. Ömer

Ali Şeriati ‘insanın dört zindanın olduğunu söylüyor. Bunlar doğa, tarih, toplum ve benlik (nefs) zindanıdır. İlk üçünün bilimsel faaliyetlerle etkilerini azaltmayı başardığımızı fakat benlik (nefs) zindanından ancak aşkla kurtulacağımızı söylüyor.’ Bu aşk ki kendisinden değerli olanı fark ettirir aciz duruma değil kulluk bilincine getirir. Bu kulluk ki bizim değerimizi ortaya koyar.

Bir insan düşünün ki başı yere eğildikçe daha çok yükseliyor. Başının en eğik halinde en üst mertebeye çıkıp Rabbine yaklaşıyor. Benliğini yok sayıp en yüce benliğe kendisini bağlıyor. Bu bağ kuvvetlendikçe özgürleşiyor. Hep ters ilişkilermiş gibi geliyor ama aslında öyle. Bağlılık ve özgürlük. Birbirinin zıttı görünen bu iki kavram yaratıcının huzurunda eş değer görünüyor. Özgürleşebilmek için bağlanmak gerek! Nefsimizin emir gücünden kurtulup bizim ona emrettiğimiz bir güce sahip olmak için bağlanmak gerek.

Tarafı olmayan bertaraf olur. Taraf olmak gerek ama hangi taraf. Şuan içinde yaşadığımız dünya da belki de yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri de budur. Tarafların belli olmaması. Hak tarafından olmak gerek. Hakkın yolunu tutmak gerek. Kuzu postuna bürünmüş kurtların tarafını ret etmek. Bunları yaparken benim  tarafım hak taraf diyerek değil gerçek hak tarafını seçmek. Gözlerini dünyaya kapatıp benim tarafım doğrudur dediğimiz an yanlışa düşmüş, taassup ehli olmuş oluruz. Tarafsızlık yapılanları kabul etmek veya sana zarar verecek şeyi kabullenmek demektir. Her ne kadar taraflar net olmasa da bir tarafı seçmek ve bunu hak için adalet için yapmak gerekir. Bizi köle yapacak efendiler yerine bizi ihya edecek hadimler seçmek için.

Allah tarafımızı kendi adaletine uygun işler yapanlardan kılsın. Bizi doğru yola iletsin, sapıtmışların ve gazaba uğramışların değil.  Amin.

Vesselam...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatma Betül Felhan Arşivi