Takiyyeciler sizi!
2020 yılını Koronavirüs’ün gölgesinde geride bıraktık. Neredeyse bütün yılı Koronavirüs haberleri arasında geçirdik. Kah sevindik kah üzüldük diyemeyeceğim ne yazık ki. 2020 yılı hiç hayırlı geçmedi, hiç sevinemedik desem yeri var.
Koronavirüs’ün yanında depremler, seller, ekonomik zorluklar ve üzücü haberlerle bir yıl yaşadık.
Pek çok sevdiğimizi kaybettik. Sağlığımızın kıymetini daha iyi anladık. Aklıma gelmeyen pek çok olumsuz gelişme sığdı 2020 yılına.
Ne yıldı ama…
Allah o kötü günleri bir daha yaşatmasın, şu Koronavirüs belası bir an önce son bulsun inşallah. 2021 yılının başta ülkemiz ve insanlık adına olmak üzere hepimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
SÖZCÜ’YE VERİLECEK EN GÜZEL CEZA
Sözcü Gazetesi’nin İslam düşmanlığını gösteren manşetine tepkiler gelmeye devam ediyor. Gazete "2020'nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı" manşetinin altına sıraladığı listede Ayasofya'nın 86 yıl sonra cami statüsüne kavuşmasını da felaket olarak nitelendirmişti.
Pek çok isimden Sözcü gazetesine sert tepki geldi. Basın İlan Kurumu Sözcü hakkında soruşturma açarken, mahkemelere Sözcü hakkında şikayet yağdı.
Aslında Sözcü Gazetesi’ne kızmamıza gerek yok. Adamlar doğru söylüyor, inancının gereğini yerine getiriyor.
Ayasofya’nın aslına dönemsi Müslümanlar için bayramken onlar için felakettir tabi ki. Onlar inançlarının gereğini yerine getiriyorlar.
Konuyla ilgili olarak tabi ki bazı kararlar alınacak. Basın İlan Kurumu’nun soruşturması devam ediyor.
Benim Basın İlan Kurumu’na Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Rıdvan Duran’a bir önerim var.
Bence Sözcü Gazetesi’nin 2 yıllık Resmî İlan Gelirleri dondurulup, o gelirlerin Ayasofya Camii’nin bakımına ve cami cemaatine harcanması çok adil bir ceza olur. Sonuçta hiçbir ceza o aşağılık manşeti atanlara bu kadar koymaz!
MERAL AKŞENER’E BİR HATIRLATMA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’ye Fikri Sağlar’ın açıklamaları üzerinden yüklenerek, “Oy almak için bazı yerlerde görüyorsunuz, başörtülü birkaç kişiyi de yanlarında adeta böyle vitrin mankeni gibi getirip koymak kimseyi artık aldatmıyor. Geçti o işler” ifadelerini kullanmıştı.
Meral Akşener de, İttifak ortağı CHP’yi korumak için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamaları üzerine kadın haklarından dem vurdu.
Meral Akşener gerçekten de kadınları, hatta başörtülü kadınları bu kadar düşünüyorsa eğer geçmişte yaşananları nereye koyacağız acaba?
28 Şubat sürecinde sırf başörtülü diye kadınların yerlerde sürüklendiği, polis tarafından başörtülerine el uzatıldığı, karga tulumba gözaltına alındıkları, sürüm sürüm süründürüldükleri yıllarda bu ülkenin İç İşleri Bakanı Meral Akşener’den başkası değildi oysa.
Bu konuda çok da fazla yorum yapmaya hakkı olduğunu düşünmüyorum.
KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER’E SORUYORUM!
Kaldı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘vitrin mankeni’ değerlendirmesi bence yanlış değil. CHP’nin içinden birçok isimden; başörtüsü, din, diyanet düşmanı açıklamalar gelirken, kamera önünde yanlarına aldıkları birkaç başörtülüyle poz veriyor olmaları büyük bir tezat değil midir?
Merak ediyorum, Kılıçdaroğlu ve İBB şeysinin yanında poz veren sözde başörtülüler, Fikri Sağlar ve türevlerinin açıklamalarına nasıl bakıyorlar. Gururlarına nasıl yediriyorlar sevilmedikleri yerde durmayı?
Bence hem CHP’nin, hem de Meral Akşener’in başörtüsü ya da kadın hakları üzerinden siyasi demagoji yapmayı bırakıp asıl soruya cevap vermeleri gerekiyor!
Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi, CHP’deki taciz, tecavüz ve rüşvet olayları ne oldu. Ne ceza verdiniz? Pınar Gültekin’in babasının açıklamalarına ne diyorsunuz?
Sayın Meral Akşener, ittifak ortağınız CHP’de yaşanan bu skandallara bir yorumunuz var mı? Kadın haklarını çok düşünüyorsunuz ya…