İstanbul Fatih’te 6 Kasım tarihinde 4 kardeşin siyanürle ölümünün ardından, 9 Kasım günü bu kez Antalya’da bir aile iki çocuğuyla (9 ve 5 yaşında) birlikte nedenle ölmüştü.

 

Dün İstanbul’dan bir can sıkıcı haber daha geldi. Bu defa da 1’i çocuk üç kişilik aile aynı nedenle öldü.

 

Siber güvenlik uzmanlarının açıklamalarına göre Türkiye'de Google üzerinden yapılan 'siyanür aramalarında' 2 Kasım'dan itibaren ciddi bir artış başlamış durumda.

 

İşin ilginç boyutu ise başta medya olmak üzere pek çok kişinin bu olaylar hakkında peşin hüküm vermesi.

 

Kimileri daha fazla etkileşim alma derdinde, kimileri haberim daha çok tıklansın derdinde, kimileri iç dünyasındaki karanlığı bu olaylarla perdeleme derdinde, kimileri duyar kasar gibi görünme derdinde…

 

Ama en vahimi de bu olaylar üzerinden siyasi kazanım elde etme derdinde olanlar.

 

Ölü seviciler yine kendilerini göstermeye başladılar hemen. Sanki oradaydınız…

 

Peki bir çocuk neden siyanür içerek kendini öldürsün, ya da bunu nereden bulsun ve nereden bilsin.

 

Diyelim ki baba intihar etti. Peki çocuklar ve anne?

 

Diyelim ki baba bunalıma girdi ve siyanür değil de tüfekle intihar etmek istedi. Önce karısını, sonra da çocuğunu vurduktan sonra kendi canına da kıydı…

 

Olaya yine intihar olarak mı bakardınız, yoksa ‘Cani baba, eşini ve çocuğunu öldürdükten sonra intihar etti’ mi derdiniz…

 

Olaya bu pencereden bakınca bu olayın bir intihar değil de bal gibi cinayet olduğunu o ölü sevici, siyasal çıkar peşinde olanlar da biliyor ama bu işten nasıl kazançlı çıkarımın derdindeler…

 

Haber dilimiz ve olayları anlatma, algılama biçimimiz sıkıntılı. Siyanür ile öldürmek cinayetlere bir masumiyet katmaz. Cinayeti meşrulaştırmaz.

 

Aksine bir planı ortaya koyar. Evladına, eşine, kardeşine kıyan katilleri, “toplu aile intiharı” diye temize çeken bu anlayışı yok etmeliyiz önce.

 

Fakında mısınız? Bu dili kullanarak hem cinayetleri masumlaştırıyorsunuz, hem intiharı normalleştiriyorsunuz hem de insanların bu durumları kanıksamasına sebep oluyorsunuz.

 

Burada ikinci olarak sorulması gereken soru şu, Siyanür nasıl bu kadar kolay bulunabiliyor?