Doç. Dr. Ömer Akdağ
Doç. Dr. Ömer Akdağ Sevgi

Sevgi

İnsanda iki tabii meyil vardır. Bunlardan birisi muhabbet diğeri egodur.

Sevgi insanı sosyalleştiren temel unsurlardan birisidir. Fakat doğru kullanılmak kaydıyla…

Mesela kişi sevgisini sarhoştan yana kullanırsa sarhoşluğa meyli oluşur. Onu örnek alır. Zira sevgide, sevilenin haliyle hallenmek vardır.

O bakımdan sevdiğiniz kişiye dikkat ediniz.  Sevdiğiniz kişi sarhoş olmasın. Tıyneti bozuk olmasın. Tekrar hatırlatmakta fayda vardır ki, sevgi çok önemli bir vasıftır ve araştırmadan tevcih edilmemelidir.  Sevginin tevcih edileceği şahıs önce tanınmalıdır.

Daha sonra sevgi yöneltilmelidir.

Şişenin dibinde muhabbet arayanlar şişe kırılınca darmadağın olurlar.

Sevgi kalp işidir.

“ASALET”

Duyguda, histe ve estetikte yükselmek ancak asil ve edebî kelimelerle mümkün olabilir. Soysuz ve sokak Türkçesiyle Moskova’ya kaçan bir adamın dilini oluşturabilirsiniz.

Ne diyordu Moskova’ya kaçan adam;

“Ben asaletten anlamam. Şapka çıkarmam konuştuğun dile, Düşmanıyım asaletin Kelimelerde bile”..

Asalete düşman bir kafadan mı estetik bekleyeceğiz? “Şapka çıkarmazmış” konuşulan dile….

Konuşulan dil hangisi? Rusça mı? İngilizce mi?  Hayır, hayır.

Türkçe asıl ve asil olan Türkçe…

Türk milletinin bin yıldır kullandığı Türkçe… “Şapka çıkarmazmış" güzelim Türkçemize... Dursun kafanda senin şapkan…  O şapkanla birlikte gideceksin zaten şapkanın anavatanına (Moskova’ya)… Yıl 1929 henüz şapka inkılabı yapılalı dört sene olmuş. Şapkalar kafalarda.  Hızını alamayan Moskovalı ve şapkasını “çıkarmayan” “şair” şu lafları da eder;  “Halkın soyulmuş derisinden  Sırtına frak giyen sensin.  Yala bal tutan beş parmağını  Beş çürük muz gibi, Homurdanarak dolaş besili bir domuz gibi.

Meydan senin mi dersin? “

“Frak giyen” diyor “Moskovalı ve şapkalı şair”…  Sanki frakı getiren kendisinden farklı bir zihniyetmiş gibi. ime saldırıyor biliyor musunuz Moskovalı ve şapkalı şair?

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’na saldırıyor. Sanki Yakup Kadri frakı reddediyormuş gibi… Al birini vur ötekine….

Diyeceğim şuydu;

Bunlarla mı Türk şiiri estetik kazanacak?  Bu müptezel tarzlar mı Türk gençliğine örnek olacak? Bu “şapkalı” ve Fraklı zihniyetler mi edebiyatımızı “edebî” yapacak?

Dedik ya, al birini vur ötekine.

ASALETTEN ANLAMAYAN NE ANLASIN İNSANLIKTAN?

Not: Asalete düşman olduğunu söyleyen Nazım Hikmet’tir.

Korumaların en muhteşemi güzel ahlaktır.

Ne mutlu ırkçılık çamuruna bulaşmadan mensup olduğu milletiyle iftihar edene.

Dilencilik İslam'da hoş görülmez. Fakat zor durumda kalanların gözetilmesi gerekir. Dileneni de geri çevirme.

Müslüman olmak şerefli olmaktır. Canlı bomba olan ve teröriste destek veren Müslüman olamaz.

Peygamberimizi örnek almak ahlakın tâ kendisidir. Peygamberimize "arap uşağı" diyenlerin takipçilerinin kulakları çınlasın.

Ahiret inancı ahlakî bir müeyyidedir. Kimsenin görmediği yerde ahlaksızlık yapmayı önler. Pozivitivistlerin kulakları çınlasın.

Para, mevkii, şöhret ve her şey gün gelir elden çıkar. Ama iman daima seninledir. Kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat et.

Kainatın en ahlaklısı sevgili peygamberimizdir. Bizim ulu önderimiz O'dur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Doç. Dr. Ömer Akdağ Arşivi

YAZI

02 Ocak 2017 Pazartesi 09:01

DUA

19 Aralık 2016 Pazartesi 09:04