Gökhan Darılmaz
Gökhan Darılmaz “Sen Hürsün”

“Sen Hürsün”

Mısır’da camiler artık ibadet dışında başka görevleri de üstlendi.

Alınların secdeyle buluştuğu bu kutlu mekânlar, Dünya’nın sustuğu, darbecilerin yok saydığı, İhvan’ınsa sayıları giderek artmasına rağmen büyük bir itina gösterdiği şehitlere ev sahipliği yapıyor.

Bunun yanında, demokrasi arayan, özgürlük için mücadele eden, seçtikleri kişiyi yönetimde görmek isteyen Mısır halkının açlık grevi için seçtiği mekânda camiler oldu.

Onlar titreyen ellerle ve kanayan yüreklerle dua ede dursunlar, darbeci zihniyet cami baskınlarında Rambovari tavırlarla poz vererek inanca da saygı duymadığını  gösterdi.

Tüm bunlar bir yana, özellikle son yaşanlar “Bu kadar da olmaz” dedirtirken,  aslında her şey geçmiş örneklerinde olduğu gibi “darbeler kanununa” uygun şekilde devam ediyordu. Gene de, şiddetin dozunun artacağı beklenmesine rağmen böylesi bir zulmün ve katliamın gerçekleşeceği umulmamıştı.

Günlük yüzlerce kişinin katledildiği bir ortama, daha iki ay bile dolmadan ölüsüyle ,yaralısıyla, sakat kalanıyla sayıları binleri aşan insanlar…

Artık akılların ve vicdanların durduğu noktadayız. Gidişata bakınca ise hem saldırıların ve ölümlerin hemde direnişin artacağı görünüyor. Çünkü Mısır’da yaşayanlar ilk demokratik denemenin boşa çıkartılması şaşkınlığı içerisinde, askerlerin yeniden ve kalıcı olarak geldiğini düşünüyor. Bu nedenle, 7 bin senelik tarihinde, 1 yıllık demokrasi deneyimine sahip olan insanlarda meydanları terk etmiyor...

Mısır halkı içerisinde Mursi’yi iktidarda görmektense darbeyi tercih eden kitle de var. Bizim ülkemizde bile böyle kişilerin açıklamalarına şahit olmuşken, Mısır ‘da hala darbeyi savunanların olması pek şaşırtıcı değil.

Kendince demokrasinin ev sahibesi Batı Dünyası ise yaşananlara seyirci kalıyor. Özellikle ülkemiz dış diplomasiyi ayağa kaldırarak girişimler başlatmak istese de şahsım adına Avrupa Devletlerinden herhangi bir hareket beklemiyorum.  

Suriye’de, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Afganistan’da, Myanmar’da yaşananlara yönelik bir girişimde bulunmadılar ki bu olaya müdahil olsunlar.

Vaktiyle, Ruanda’da, Bosna’da, Hocalı’da, Vietnam’da , Cezayir’de, Tunus’taki katliamlarda olduğu  gibi Mısır’a da seyirci kalacaklar.

Hadi onlarla ayrı inançtayız, farklı milletteniz diyelim. Bir buçuk milyar İslam Aleminin çaresiz kalması daha acı. Özellikle Müslüman kuruluşların daha fazla etkin olması lazım. Tam bir çıkış beklerken Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Yusuf el Kardavi’nin  Muhammed Mursi'nin desteklemesi gerektiğine dair fetva yayınlaması bir parça da olsa umutlandırdı beni.

Fakat gene de çıkan sesler çok kısık. Müslüman dünyası içerisindeki gruplaşmalar ve çıkar hesapları yapılması birlik olmanın önüne geçiyor. Arap Baharının rüzgarıyla devrilmekten korkan başta vahabi Suudi yönetimi olmak üzere, petrol kralı nice Müslüman ülke de darbecileri destekliyor.  

İslam inancına sahip, yüreğinde bir parça merhamet ve adalet taşıyan milletlerin ise elinden protesto gösterileri ve sosyal medyada etkinliği arttırmak dışında pek bir şey gelmiyor.

Hakkını yememek lazım ki, Suriye’de olduğu gibi Mısır’da da ülkemiz yönetimiyle halkıyla elinden geleni yapıyor. Çalışmaları gördükçe böylesi bir ülkenin ferdi olduğum için gururlanıyorum.

Siyasilerimiz hükümetiyle muhalefetiyle tam bir birlik içerisinde bu vahşete gerekli tepkiyi gösterdi. Halkımızın çok büyük bir kısmı eylemlerle, dualarla gözyaşlarıyla Mısır’ın kahraman halkına destek verdi. Çok azda olsa bazı görmeyen gözler işitmeyen kulaklar içinse zaten diyecek bir şey yok.

Tabii ki bu tür çalışmalar ve dua etmek de çok önemli ama şahsi olarak özellikle maddesel eksenli çalışmak, adeta damlaya damlaya göl olur zihniyetiyle hareket etmek lazım.

Birey olarak yapılabilecek çalışmaları özetlemek gerekirse de :

  • Tatil planı yapanlarımız bu yıl harcamayı planladıkları paranın bir kısmını yada tamamını  Mısır’a gönderebilir
  • Ramazan ayının bitmesiyle birden artan, düğün, sünnet  gibi toplu etkinlikler ve  törenler daha sade gerçekleştirilerek,  harcanan paralar ve yemek masrafları  ayrılabilir.
  • Bu yıl kesilen kurbanlar Mısır’a verilebilir.
  • Umre başta olmak üzer, yurt dışına gezmeyi planlayanlar bu yıl kalpleriyle ve ruhlarıyla Mısır’ı tercih edebilirler
  • İnfak, zekat, sadaka ve tüm hayırlarımızı Mısır ekseninde gerçekleştirmeye çalışalım. Çünkü şu an için daha elzem bir yer yok. Tüm yüreğimizle seferber olalım. Onların direnişi İslamiyet’in direnişi olduğunu unutmayalım.

Daha da etkin olmamız ve neler yapmamız konusunda ise ben susuyorum binlerce yıl öncesinden bizlere nasıl davranmamız gerektiğini bildiren yüce Yaratıcıya ve onun merhamet ve rahmet timsali sevgili peygamberine sözü bırakıyorum.

Enfal Suresi 60. Ayet: Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah’ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.

Hac Suresi 40. Ayet: Onlar haksız yere ve "Rabbimiz Allah’tır" dediler diye yurtlarından çıkarılmışlardır. Allah insanların bir kısmını diğeriyle savmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah’ın adı çok anılan camiler yıkılıp giderdi. And olsun ki, Allah’a yardım edenlere O da yardım eder. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.

Saf Suresi 4. Ayet : Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever.

“Kim Allah yolunda bir gaziyi teçhiz ederse veya ai­lesinde ona halef olursa (yerini tutarsa) onun ecri kadar ona da yazılır. Öyleki gazinin ecrinden bir şey de eksil­mez”

“Kim (din) kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun hâcetini giderir. Kim bir Müslüman’ın dert ve kederine çare olur (onu ferahlığa kavuşturur)sa, Allah da o sebeple kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntıyı kendisinden giderir.”

Hayırlı işlerinizde Başarılar Dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gökhan Darılmaz Arşivi