Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Sahiden Mutlu musun?

Sahiden Mutlu musun?

Gönül yorgunluğu, günümüz insanının çıkmazlarından biri. Ne ile mutlu olur ne ile avunur gönül, nasıl teskin edilir ve ne zaman feraha kavuşur? Daha çok harcayarak mı, daha çok tüketerek mi, daha çok sahiplenerek mi? Sürekli bir şeylere kızıyor, sürekli kem sözler söylüyoruz etrafa. Diğer yandan sıkı sıkıya sarılıyoruz sahip olduğumuz eşyaya. Sahici bir sevinç aramak yerine eşyanın konforunda kaybolmayı yeğliyoruz.

Eşyaya düşkünlüğümüz eşyanın kendisini bile şaşırtacak halde. Halıyı perdeye, sehpayı koltuğa, avizeyi duvarlara, sandalyeyi masaya uydurmak uğruna girdiğimiz çıkmazın, daha çok eşya ile çözülebileceğine olan inancımız, kavileşiyor. Elimizin altında olsun dediğimiz birçok alet edevatın beni nasıl mutlu edeceğine dair net bir bilgimiz yok, bahsi geçen alet, eşya, malzeme olmadan da “hayatımı idame ettiremez miyim” sorusu aklımıza hiç düşmüyor.

Etrafımızı, üstümüzü başımızı, evimizi barkımızı, kapıdaki arabamızı, yolumuzu parkımızı, sahildeki yazlığımızı ve bilumum eşyalarımızı düzeltip, yenileyip, modernleştirip nereye varacağımız ile ilgili gelebilecek her soruya ve her hatırlatmaya iş yoğunluğumuzdan dolayı kulak kabartamıyoruz. Halimizi sorana, sıradanlaştığımızı, rutin bir hayat sürdürmekten bunaldığımızı söylerken aslında sahip olduğumuz hiçbir konfor ve düzenin, bozulmasına razı olmayacağımızı gizliden söylemiş bulunuyoruz.

Düz bir hayatı normal haliyle yaşamaya öyle alışmışız ki ufak tefek bir yalpa bizi derinden sarsıyor, korkutuyor, isyana kadar götürüyor. Kendi ellerimizle oluşturduğumuz bu konforlu ve düzenli hayatın nasıl bir netice vereceği hakkında çok az kafa yoruyoruz.

“Ne ile mutlu ve huzurlu oluruz” sualine insani, vicdani, ahlaki prensipler çerçevesinde verdiğimiz cevaplar sözde kalmaktan öteye gitmedikçe, günlük ve geçici heveslerin peşinde ölüp gideceğiz.

Modern dünya ve onun temsilcileri, bize daha fazla konfor, daha fazla para, daha fazla harcayabilmeyi vaat ediyor. “Modernleşince, para işleri düzelince, daha çok silah daha çok füzeye sahip olunca “her şey yoluna girecek” diyenler var. Ve bunlar beni daha fazla tüketme daha fazla kazanma hırsıyla besliyorlar. Böylelikle daha sıradan daha ehlî daha kontrol edilebilir yapma telaşındalar. Ben de nasıl hazırmışım, kandırılmış olmayı modernlik, çağdaşlık, insanlık sanmaya!

Bunca imkân ve eşya, bunca fırsat ve konfor Müslüman’ca yaşamın niteliğini arttırmaya, hakikat penceresini aralamaya, kalbe sükûnet vermeye vesile olabiliyor mu? Hakikat uğruna mücadele edebilme arzusu, niyeti ve çabası hangimizde daha çok artmıştır? Birileri bizim yerimize konuşuyor ve koşturuyor vehmine ve kifayetine kapılmış olmayalım sakın!

Eşyanın, kurduğumuz düzenlerin, evin barkın, mal mülkün, altının paranın insanı daha hasta daha takıntılı daha tedirgin yapması ve bunun tüm insanlığa sirayet etmesi ne ile izah edilecek?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi