Pis Adamlar
Temizlik güvendir açıkça dile getirmesek de bilinçaltımızda. Temizliğine pek güvenmediğimiz insanlarla fazla görüşmek istemeyiz akraba bile olsalar. Evi, mutfağı, üstü başı ve ahlakının temiz olduğuna inandığımız insanlarla görüşmeyi daha çok severiz. Çocuklarımızın arkadaşlarını, eşlerini hep temiz ailelerden seçmelerini isteriz.
Temizliğin ne ifade ettiği sorulduğunda hemen örnekle başlarız söze. Tanıdığımız birini hayalen karşımıza getirir onun hoş görmediğimiz temizliğe aykırı hallerini sözüm ona örnekleriz. “Bir kere insan beden temizliğine dikkat edecek; saç-baş, el, tırnak, elbise… Hele ter kokan kıyafetlerle nasıl dolaşırlar bilmem. Ya çocuklarına ne demeli?.. Memlekette su mu yok, sabun mu bitti!” denilerek son söz söylenir. Aslında biten ne su ne de sabundur, biten tahammülümüzdür bu insanlara. Lakin başkaları hakkında bu yorumları yaparken kendimiz için neler düşünüldüğünden habersizizdir. Zira temizlik herkese göre değişen bir seyir gösterir. Kimileri için ev temizliği son derece önemli iken, kimilerine göre beden temizliği vazgeçilmezdir. Evine ve kendine dikkat edip çevre temizliğini gözetmeyenlerin sayısından bahsetmeye gerek bile yok. Bir de iç temizliği var ki o da ayrı bir yazı konusu.
Peki tüm bunlar içinde hangisi gerçek temizlik tanımının içine girer? Tabi ki hepsi. Zira temizlik beden, elbise, yiyecek- içecek, ev, çevre, ruh ve ahlâk gibi hayatın her alanını kapsar. “Temiz olmak” için de bütün bu sayılanlara asgari düzeyde dikkat etmek gerekir.
Temiz olmak, mis gibi kokmak bu kadar zor olmamalı
Temizlik anlayışı kişiye göre değiştiğinden bize temiz gelen bir şey başka birine pis gözükebilir. Bu sebepten olsa gerek insanların bazıları ter, kir, sigara vs. kokarken gayet rahat bir şekilde günlerce dolaşırlar. Sohbetlere, toplantılara katılır, otobüse, dolmuşa biner, sabah sabah evimize kahve içmeye gelirler. Siyasi veya ekonomik tüm toplumsal problemlerin üstesinden gelirler de etrafı bezdiren kötü kokularıyla hesaplaşmazlar bir türlü. Efendimiz (s.a.v) cami, sohbet, dost ziyaretleri gibi başka insanlarla bir arada olacağımız yerlerde soğan ve sarımsak gibi etrafı rahatsız edecek yiyecekleri yemememizi tavsiye ediyorken bu insanların yolları neden banyodan geçmez hafta da bir kere bile olsa? Uzayan tırnaklar makaslara ne zamana kadar küs kalacaklar? Bakımlı da olsa bakımsız da olsa tırnak uzatmanın anlamı nedir? Mikropların yıkanmayan ellerde ve özellikle tırnak altlarında rahat bir şekilde hayatlarını sürdürdükleri bilimsel olarak açıklanmışken modern görünmek adına neden temizliğimizden taviz veririz? Temiz ve düzenli olmak, mis gibi kokmak bu kadar zor olmamalı, her türlü temizlik maddesini temin etmenin kolay olduğu zamanımızda.
Ya Kendi Temiz Etrafı pis Adamlar
Bir de oturduğu caddeyle övünen, giyimiyle, eli yüzü kısaca her haliyle “ben temizim” diyen fakat çevresine hiç özen göstermeyen kişiler vardır ki onların temizlik anlayışını anlamak da hayli zordur. Biraz önce kullandığı kirli mendili koyacak bir yer ararken, yüzünü “Bu pis adam nerden bana yapıştı; nasıl kurtulurum” tedirginliği sarar. Elindekini ya kendince uygun bir yere sıkıştırıverir kimse görmeden(!) ya da baktı ki uygun yer bulamadı, atar kıyıya köşeye ve “Zorda kalmasam ben böyle bir şey asla yapmam” edasıyla çalımlı çalımlı yürür gider.
Böylece mahallelerimiz, sitelerimiz, ışıltılı caddelerimiz çerden çöpten geçilmez hale gelir. Oysa Efendimiz (s.a.v) herkesin ortak kullandığı yerlerin temizliğine, düzenine ve rahatsız edecek şeyleri ortadan kaldırıp özen göstermenin cenneti kazanmaya sebep olduğunu belirtir. Ortak kullanılan alanların temizliğinden herkesin sorumluluk sahibi olması beklenirken bize düşeni yine diğerlerine yükleriz. Mesela umumi tuvaletleri kullanma durumunda temiz yer ararız. Tabi ki bulmak çok kolay olmadığı için mecburen birini tercih ederiz. Çıkışta ya oradaki görevliye ya da bizden önce kullananlara kızarız bildik sözlerle. Hiç arkamıza dönüp bakmayız acaba biz nasıl bıraktık diye.
Son olarak şunu belirtmek isterim ki
Aslında temizliği severiz ama başkalarındaki eksikleri gördüğümüzde temizliğin önemi aklımıza gelir. Nedense hep karşımızdaki pistir, dağınıktır… İğneyi hep muhataba batırırız. Oysa iğnenin ucunu kendi tarafımıza çevirsek durumun farklı olduğunu göreceğiz .
Kalın efendim sağlıcakla ...