Nüfusun kadar konuş!

Bakmayın siz öyle, gazetelerin, televizyonların ya da internet sitelerinin küçücük bir yerinde ‘Nüfus ve Nüfus artışı’ haberlerinin geçiştirildiğine… Sadece savaş senaryolarına ilham kaynağı olmasının yada ekonomik dalgalanmaların sebebi olarak algılanmasının çok daha ötesinde belki de dünyayı kıyamete sürükleyecek  kadar ciddi bir konu.

…  

     Dünya nüfusu her yıl 80 milyon artıyor. Yeryüzünde 7,7 milyar insan yaşıyor. Bu rakam 2022'de 8 milyar, 2050'de 10 milyara ulaşacak. Dünya nüfusu 2 asırda 7 kat arttı.2100 yılında 11,2 milyara çıkacak. Nüfusun en fazla artacağı kıta Afrika’da 2100’de 4,3 milyar kişi yaşayacak.Asya ve Avrupa’da ise nüfus azalacak.Afrika’da bu yıl yaklaşık 1,2 milyar kişi yaşarken bu sayının gelecek 50 yıl içinde 3,1 milyara, 2100 yılına kadar ise yaklaşık 4,3 milyara kadar çıkacağı düşünülüyor.

            Yaşlı bir nüfus beraberinde sağlık sorunlarına sebep olacak. Sosyal güvenlik sistemi çökecek. Nüfus kendisini yaşatacak besinden daha hızlı artar. Nüfus geometrik olarak artarken (1, 2, 4, 8, 16, 32…), besinler aritmetik olarak arttığından (1,2,3,4,5,6….), besinler nüfusu karşılayamayacaktır.

 

            Dünyada en büyük soykırım suçlusu ABD’dir. Bir iddiaya göre yetmiş milyon kızılderiliyi katlettiler. Kolomb 1492’de Amerika’ya ayak bastığında, 27 milyon olan Kızılderili nüfusu, 1892’de 1,5 milyona düşmüştü. Aradan geçen 400 yılda 40 milyondan daha fazla insanı daha katletmişler. Tabii bütün bu rakamlar farazi Beyaz adam 40 milyon insanı köleleştirmiş. Tabii 40 milyon insanı köleleştirirken savaş ve isyanlarda, bir o kadar insanı daha öldürdüğü varsayılıyor.

           

            Gerçek şu ki, bugün bile Afrika’nın gerçek nüfusunu bilmiyoruz. Kayıtlı nüfus daha çok kilise ve misyoner okullarının ve BM kamplarına kayıtlı insani yardım alan insanların sayısı ile sınırlı; ki, bunları bir kısmı Hristiyan bir kısmı da yardım almak, iş sahibi olmak ve eğitim için gerçek kimliğini gizleyerek kendini Hristiyan olarak tanıtanlardan oluşuyor. 

           

            Batının dünyayı yeniden dizayn etme fikrinin arkasında yatan şeytani bir düşüncesi var. Dünyayı, başka gezegenlerden canlıların işgalinden önce insanın ürettiği yapay zekalı robotların işgali kimilerine göre daha gerçekçi bir ihtimal. İnsanlar işsiz kalacak. Bunun sebep olduğu sorunlar dünyayı yaşanmaz bir yer haline getirecek. Açlık, salgın hastalıklar, terör ve savaş sonucu insanların büyük bir bölümü trajik bir şekilde dünyaya veda edecek.

 

            O zaman acaba insanları kısırlaştırmak, doğum kontrolü çözüm olabilir mi? Ya da yeni teknolojik silahlarla insanları öldürmek! Nasıl olsa ölecekler, birbirilerini öldürecekler, daha fazla acı çekecekler (!?) ABD, Nagazaki ve Hiroşima’yı niçin bombaladı. Savaş devam etseydi, daha fazla insan ölecekti, daha büyük bir trajedi yaşanacaktı. Japonya’ya atom bombası atılması bir trajediydi, ama bu daha büyük bir trajedinin önlenmesi için bir zorunluluktu(!?) Fitneyi önlemek için “kardeş katli” gibi bir akıl yürütme söz konusu burada. Böylece ölümü gösterip hastalığa razı edecekler bizi!

 

            Mîlâd’ın ilk döneminde dünya nüfusu 300 milyon civarındaymış. 1800’lü yıllarda 1 milyara, 1950’li yıllarda 2.5 milyara, 1987’de 5 milyara ulaştı. 1650 yılında, yani bundan 367 yıl önce dünya nüfusu beş yüz milyonmuş. Verilere göre, 194 ülke içinde dünyanın en kalabalık ülkesi 1 milyar 366 milyon 630 bin kişinin yaşadığı Çin Halk Cumhuriyeti. 2. sırada Hindistan var ve dünyadaki 5 ülke dünya nüfusunun yarısına sahip. Diğeri ABD, Endonezya ve Venezuela. Hindistan’ın nüfusu Çin’i geçecek. Zaten 100 yıl önceki Hindistan’ın nüfusu Çin’den fazla. Yani Hindistan’ın nüfusuna Pakistan ve Bangladeş’i de eklemek gerek. En hızlı nüfus artışı ise Afrika’da yaşanacak

 

            ABD’nin Georgia eyaletinde Elbert kasabasında Georgia Rehber Anıt Amerikan Stonehenge’de Yeni Dünya Düzeni için 10 Emir yer alıyor. Bunların ilki, dünya nüfusunun 500 milyona indirilmesi. Bu anıt 1979 yılının Haziran ayında dikilmiş.. Korkuları son 100 yılda dünya nüfusunun 4’e katlanmasından endişe ediyorlar. Kaldı ki, 20. yy’da 2 sıcak, bir soğuk savaş yaşanmış.Kimine göre dünya bir kıyamet savaşı ile trajik bir şekilde en başa dönecek.

 

            Avrupalılar, dünyada yaşayan dört ırktan birini yoketmiş, birini köleleştirmiş, birini sömürmüş bir halk.. Onun için dünya nüfusunun üçte ikisini yoketme planı onlar için zor alınacak bir karar değil. Geçmişte denedikleri bir şey. Kızılderililerin yaşadıkları coğrafya dünyanın karasal büyüklüğünün üçte ikisi kadardı.

Hem zaten dünya gelirinin yarısından fazlası 62 patronun kasasına gitmiyor mu? Bunların ilk 7’si diğerlerin, ilk 3’ü, dördünden, ilk 1’i, diğer ikisinden daha zengin değil mi? Avustralya 7 milyon km2, nüfusu yaklaşık İstanbul kadar.

 

Batılılar paniklemiş durumdalar. AB ülkelerinde nüfus artış hızı %1,6. Bu rakam Afrika’da %4.8, rekor Nijerya’da %7.6. Dünyada her 8 saniyede bir 1 çocuk doğuyor. Her 12 saniyede bir 1 insan ölüyormuş.

 

           

Sonuç olarak

            Sorunları ve artan nüfusun yarattığı en can alıcı sorun, kaynakların azlığı ve açlık... Uzmanlar, eğitim konusuna dikkat çekmek için "Eğer tüm gezegen ortalama bir amerikalı ya da japon gibi beslenseydi, gezegen kaç kişiyi doyurmaya yeterdi?" sorusunu yöneltiyor. Gelişmiş ülkelerde aşırı beslenme ve israfa dikkat çekiyor. Ve kaynakların miktarı kadar, nasıl paylaşıldığının da büyük önem taşıdığını vurguluyor.

            Bugün toplam nüfusun 6'da 1'i nüfus ve iklim sorununu en can alıcı haliyle yaşayan Afrika'da bulunuyor. Bu rakamın 100 yıl içinde 3'te 1'e ulaşması bekleniyor. Diğer kıtaların önümüzdeki dönemde Afrika'dan daha yoğun göç alacağı uyarısı yapılıyor. Ve bu sorun demograflar arasında olduğu kadar toplumun geri kalanında da tartışma ve belirsizlik yaratıyor.