Müslümanlığın Rahat Döneminde Müslümanca Yaşayamadık
“Biz ahir zaman Müslümanları İslam’ın rahat dönemine gelen lakin bunun dahi acziyet dahi gafletine düşenlerdeniz. Peygamber efendimiz ve ashabı İslam’ın cefasını bizler ise sefasını süren buna rağmen hakkını dahi veremeyen bir ümmet olduk ne yazık ki...”
Yüce dinimiz İslam Peygamberliğin 4. yılında (614 M.) "Sana emrolunan şeyi açıkça ortaya koy, müşriklere aldırma". (Hicr Suresi, 94) ayeti ile İslâm'ı açıktan tebliğ etmesi emrolundu. Bunun üzerine halkı açıktan İslâm'a dâvete başladı. Türlü eziyetlere, cefalara ve o çok sevdiği Mekke’den hicrete rağmen İslam dini yükselmeye muvaffak oldu. Yeri geldi en yakınlarından eziyet ve küfürler işittiler yeri geldi kızgın çöllerde taşlar altında kaldılar yeri geldi Taif’te taşlandılar bazen oldu Bayılana kadar dayak yediler ve hatta, hatta Sırtına hayvan pislikleri koydular tek derdi insanları ebedi mutluluğa ulaştırmak isteyen Nebiyi...”
Biz ahir zaman Müslümanları ise İslam’ın en rahat yaşandığı şu zamanlarda dahi İslam’ı yaşamaktan, Allah’ın huzuruna çıkmaktan ve taat ve ibadette bulunmaktan dahi aciz kalıyoruz. “Allah’ın huzurunda secde etmekten kaçıyoruz. İnsan oğluna secde etmediği için Lanetlenen Şeytan öte yanda bizzat Allah’a secde etmekten geri duran insan...”
Oruç İbadeti Hicretin İkinci yılında Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. (Bakara/183) ayeti ile farz kılınmış ve üstelik Müslümanlara Bedir Gavzesi için hazırlık yaptıkları döneme denk gelmiştir. Bedir Gavzesi’nde iken Müslümanlar Ramazan’ın 17. Gününde idiler. Rabbim biz cihad edeceğiz Aç susuz kalamayız demediler, İslam için candan ve cananlarından vaz geçtiler binlere karşı devleşti bu gayretin, İmanın neticesinde Allah’ın ordusunun yardımına eriştiler. Bizler ise Oruç ibadetinin en güzel en rahat geçirileceği dönemlerde dahi ya tutmaktan aciz kalıyor ya da Oruç sonunda geri kalan açlık ve susuzluktur hadisinde bahsedilenlerden oluyoruz. Kim o hem oruç tutup hem sadece sevap olarak açlık susuzluk kalanlar?
Hz. Peygamberimiz bir hadisinde “Nice oruç tutanlar var ki, aç kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Ve yine nice namaz kılanlar var ki, yorgunluktan başka namazından elde ettiği bir şey yoktur.” (İbn Mace, Sıyam,21) buyurmuştur. Yani Oruç tutuyor ama dilimizi yalandan, gıybetten ve dedikodudan muhafaza edemiyorsak, biz oruç tutsak da o bizi tutmuyor demektir. Çünkü Ramazan, yapılan ibadetlerin hem Şeriatın zahirî kurallarına hem de batıni takva prensiplerine uygun olmasına işaret edilmiştir. Mesela, bir insan Ramazan ayında gündüz yemek yediği zaman, şeriatın zahiri hükümlerine uymadığı için orucu bozulmuş olur, bu tıpkı ağır işte gün boyu çalışan işçinin ücretini almamasına benzer. Allah Azze ve Celle’nin bizim yaptığımız ibadetlere külliyen ihtiyacı yoktur. Açlık ve susuzluk anını yaşamak prensibi olan Ramazan’ın Sahurdan sonra iftara kadar yatayımda hissetmeyeyim gibi haller içine girmek ne yazıktır ki ibadetin özüne zarar vermektedir.
Oruçlu iken 4 Hususa Hassasiyet Göstermeliyiz;
Oruç tutarken, yukarıda saydığımız ziyana uğrayarak oruç tutanlar var ki, aç kalmaktan başka bir kazançları yoktur. Hadisine muhatap olmamak için 4 Hususa çok ciddiyetle önem göstermeliyiz.
1) Dilimize Sahip Çıkacağız; Bu organ öyle bir oluşudur ki insanı Cennete de Cehenneme de götürecek olan bu organdır en dikkat etmemiz gerek husustur. “Söz ola kese savaşı Söz ola kestire başı” sözü tam bunu açıklar nitelikte. Oruç tutarken gıybet etmek, kötü kelam etmek ya da dedikodu etmek bütün ibadetimizi zayi eder dil sadece Ramazan’da değil hayatımız boyunca aslında bizi ya Selamete ya da felakete sürükleyecek bir organdır.
2) Kul Hakkı Yemeyeceğiz; Kul hakkı yiyen insanın ahirette sevaplarından alınarak karşı tarafa verilir bu da yaptığımız ibadetlerin sevabının başkasına verilmesi anlamına gelir. Buda insan için büyük bir hüsran demektir o zaman Ramazan ayında kul hakkı yememeye daha hassasiyetli olacağız.
3) Göz ve Kulağımıza Dikkat Edeceğiz; Aslında Kulak ve Gözümüzün pek bir suçu yok ama gördükleri ve duydukları karşısında “Dil” organını harekete geçirerek yukarıda bahsettiğimiz olayların harekete geçmesini be günaha yol açmasını sağlar, haram işitilen ortamdan haramların göz önüne sergilendiği ortamlardan göz ve kulağımızı muhafaza edeceğiz.
4) Midemize Dikkat Edeceğiz; Aslında mide Ramazan ayında Oruç açarken bir anda çok yemek içmek insanı zafiyete düşürür bu da Ramazan’a has teravih gibi yahut akşam ve yatsı namazlarını kılmakta insanı zora sokar “Unutmayalım ki Ramazan’ın ibadetleri aslında akşam başlar gündüz sadece oruç var ama gecesinde Teravih var teheccüd namazı var iftar var sahur var...”
Rabbim Ramazan’ı Layıkıyla geçirerek Hz. Peygamberin Başı Rahmet, Ortası Mağfiret Sonu Cehennem Azabından Kurtuluştur. Hadisine muhatap olan kullarından eylesin (Amin)