Şerife Oktar
Şerife Oktar Minimalizm yani sade bir hayat

Minimalizm yani sade bir hayat

Sokağa çıktığımızda bakışlarımızı ve duyuşlarımızı kirleten ne çok uyaranla karşı karşıya olduğumuzu siz de fark ettiniz mi? Okumayım da bu lüzumsuz bilgi zihnimde kalmasın diye başımızı çevirdiğimizde koskoca reklam panoları, mağaza vitrinleri belleğimize istemsizce kaydoluyor. Bir ortama girdiğimizde gereksiz bir müzik sesi zihnimizi kuşatıveriyor adeta. 

Minimalizm, modern sanat ve müzikte, kökeni 1960'lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akımdır. ABC sanatı, minimal sanat gibi tabirlerle de anılır.

Minimalist yaşam; insan hayatındaki maddi ve manevi unsurları, ihtiyaçlara göre sınırlayıp en aza indirgeyerek, daha fazla odaklanabilirlik, hareket serbestliği, yaşam konforu ve kalitesi kazandıran yaşam şekli anlayışıdır.

Bu akım, her geçen yıl yeni akımların ardında koşan günümüz insanının son yıllarda daha çok dikkatini çekmiştir. Öyle ki bir kısım Türk mimarların da sanat ve yaşam alanlarına yansımıştır.

Evin her köşesinde sadeliği savunan bu akım sadece evde, iş yerinde, sofrada değil, arkadaş ilişkilerinde de kısaca çevremizde ne kadar fazlalık varsa bizim yaşam alanımızı daraltan, hepsinden kurtularak rahatlamayı vadediyor. Dinginliği ferahlığı savunuyor.

Minimalizm, sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışıdır Hegel’in tanımına göre.

Batıda dedik ama bizim inancımız da aynı şeyi savunmuyor mu? 

İslam büyükleri, dünya elimizde olmalı ama gönlümüze girmemeli, gerçek zenginlik budur derken neyi savundular acaba?

Evimizdeki eşyalar mı bize hizmet için varlar yoksa biz mi onlara hizmet eder olduk? Temizle düzenle yıka ütüle yerine yerleştir… 

İnsanlar ne için yaşıyorlar? Daha fazla kazanmak için. Daha fazla kazanmak için daha fazla çalışıyorlar ve alışveriş yaparak kendilerini mutlu edeceklerini zannediyorlar. Tükettikçe tüketiyor. Sonra o tükenenleri yeniden kazanabilmek için tekrar çalışıyorlar. Derken dönme dolap misali hep aynı kısır döngü içinde yaşam akıp gidiyor.

Bir gün Rasulullah’ın yanında  dünyadan bahsettiler. O, bunun üzerine: “ İşitmiyor musunuz? İşitmiyor musunuz? Sade yaşamak imandandır, sade yaşamak imandandır” buyurdu.

Sade yaşamın artıları konuşulacak olursa daha pek çok yorum yapılabilir bu konuda. Yalnız bu konuda birkaç tavsiye vermek gerekirse

* İhtiyaçları listeleyerek alışverişe gitmek

*Rutin bozdolabı ve bakliyat düzenlemesi ile tarihi geçmeden ve israf etmeden ürünleri kullanmak.

*Ailedeki kişi sayısına göre alınacak sebze meyveleri belirleyip yine israfın önüne geçmek

*Küçük tencereler kullanarak kişi sayısına göre yemek yapmak en güzeli. Özellikle iki çeşitten fazla yapmamak ve yemek fazla yapıldıysa yemek zamanı komşu ile paylaşmak 

 

*Gardıropta uzun süredir giymediğimiz giysileri belirleyip eski olmayanları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak…

Sözün kısası, ferahlık  ve rahatlık arayanların, işi başından aşkın olanların ilgi duymaları gerekli bir mesele sadelik.

“Sade insanlar Allah’ı, güneşin harareti ve bir çiçeğin kokusu kadar tabiî olarak hissederler.”A.Carrel

Sade ve sağlıklı haftalar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şerife Oktar Arşivi